Herkese güzel bir ekim gününden merhabalar. Ekim ayı sona ererken karşımıza çıkan kasım ayının hep güzelliklerle hatırlanmasını temenni ediyorum, şimdiden güzel kasım aylarınız olsun.
Geçtiğimiz hafta Gazi Üniversitesi Özel Eğitim Bölümü Başkanı Prof. Dr. Emine Rüya Özmen Hoca'mızın öğrenme güçlüğü konulu bir seminerine katıldım. O kadar kalabalık vardı ki seminer öncesi gözlerim doldu; bu, bir seminere konuşmacı olarak gelen kişi için büyük onur. Bu kalabalık bence seminerden istediğini de aldı. Rüya Hoca'yı ilk kez dinledim ve inanılmaz keyif aldım. (Tabi merdivenlerde seminer dinlerken tutulan belim benimle yanı fikirde değil.) Bu seminerden sizlere üç haftalık bir seri yazısı hazırladım bile. Şimdiden iyi okumalar diliyorum sizlere. O seminere katılanlardan not alamayanlara, katılma fırsatı olmadığı için üzülenlere bence güzel bir doküman olacak. Hadi başlayalım.
...
Rüya Hoca seminere öğrenmenin tanımını yaparak başladı. Şimdi sizlere öğrenmenin tanımını yapıp, yorucu bir başlangıç yapmayacağım ben. Rüya Hoca'nın vurgusu bilişsel bakış açısına göre öğrenmeyeydi. Bu nokta; öğrenme sürecinde olan bitenlerdi. Bilişsel bakış açısına sahip uzmanlar öğrenmenin çıktısına değil de öğrenme sürecinde yaşananlara dikkat ediyorlar. Rüya Hoca, öğrenme güçlüğü tanılı bireylerle çalışırken bu bakış açısına sahip olmamızı önerdi.
Öğrenmenin olması için gereken birkaç önemli nokta var:
- İstek: Herhangi bir konuda bilgi edinmeyi istemek öğrenmenin oluşmasını kolaylaştırıyor.
- Üstbiliş: Daha önce zihin kuramı yazımda bahsettiğim beceriler; yani nasıl öğreneceğini bilme, öğrenmeye hazırlık yapabilme gibi beceriler. Bu becerilere sahip bireyler daha kolay, çabuk ve kalıcı öğreniyorlar.
- Dikkat
- Denetim odağı: Öğrenme sırasında kendini denetleme, kendini destekleme gibi becerileri kapsayan süreci vurguluyor.
- Motivasyon: Olmazsa olmaz!
Yukarıdaki bu ögelerde herhangi bir sorun olduğunda çocuklarımız olumsuz öğrenme yaşantıları elde ediyorlar. Bu olumsuz öğrenme yaşantıları derse-okuma yazmaya-matematiğe karşı isteksizliğe sebep oluyor. Bu isteksizlik sonucu alıştırma eksiklikleri meydana geliyor. Alıştırmada eksikliklerin sonucunda ise akademik başarısızlık kaçınılmaz hale geliyor. Başarısız oldukça isteksizlik artıyor ve bu döngü kısır döngü halini alıp içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Peki bu oyunu kim bozacak? Tabi ki öğretmenler!
Rüya Hoca bu bilgilere vurgu yaptıktan sonra üst düzey becerilerin doğası ile ilgili bilgiler verdi. Ancak ben burada sizlere üst düzey becerilerin neler olduğunu açıklamalıyım: Okuduğunu anlama, problem çözme, özetleme, örüntü tamamlama gibi beceriler üst düzey becerilerdir. Peki bu becerilerin ortak özellikleri neler? Bilişsel bakış açısına göre bu becerilerin özellikleri şunlar:
- Bütüncüldürler: Bu becerileri diğer beceriler gibi bölerek çalışmak zordur. Örneğin problem çözme becerisinde bu beceriyi basamaklandırabilirsiniz ancak bölemezsiniz. Bir problemi çözmek için süreci bölebilirsiniz ancak bu davranışı bölemezsiniz. Bütüncül şekilde öğretimin yapılması gerekir.
- Sürece yoğunlaşma söz konusudur: Yukarıdaki maddede yazdığım gibi bu becerileri çalışırken sürece yoğunlaşarak onu yapılandırmak, şekillendirmek önemlidir.
- Beceriyi yetkin uygulayan kişilerin stratejilerinden yola çıkılarak çalışılmalıdır. Bu becerileri öğretirken, yetkin şekilde uygulayan kişiler model alınmalı, basamaklandırma bu modellere göre yapılmalı.
Üst düzey becerilerin öğreniminde sıklıkla bilişsel strateji öğretimi yapılmaktadır. Peki bu "bilişsel strateji" ifadesi ne demektir? Gagne'nin tanımı şöyle: Organizmanın kendi yöntemleri ile bilgiyi kodlaması,hatırlaması,geri çağırmasıdır. Bilişsel stratejilerin amacı öğrenilen becerilerin içselleştirilmesini ve otomatikleşmesini sağlamaktır. Yani bir çocuk okuduğunu anlama becerisinde uygun bilişsel stratejiyi seçmeyi ve uygulamayı öğrenirse içselleştirmiş olur ve bu beceriyi göstermek otomatikleşir. Temel hedefimiz de bu! (Dikkat dikkat! Beceriyi bağımsız yapıyor diye çocuğunuzun beceriyi içselleştirdiğini düşünmemelisiniz. Bağımsız yapıyor olmak sadece içselleştirme konusunda atılan bir adımdır.)
Bilişsel strateji öğretiminin ögeleri:
- Yüksek sesle düşünme: Burada öğretmen yüksek sesle düşünerek model olur. Burada çocuğunuz hem bir stratejinin nasıl uygulandığını görmüş olur hem de strateji uygulayıcısının içkonuşmasını duymuş olur. Benim en sık kullandığım öge sanırım bu. Öğretmen, bir stratejiyi kullanırken bu stratejiyi yüksek sesle adım adım anlattığında kendi bilişsel stratejisini görünür kılar. Öğretmen burada otomatikleşmeye model olmuş olur. Burada önemli olan nokta şu: Bu konuşma bir fonksiyon sunmuyorsa işlevsel değildir ve bilişsel strateji öğretiminin herhangi bir ögesi söz konusu değildir. (Burada dil ve konuşma becerilerini desteklerken uyguladığımız paralel konuşma tekniğinin zihinsel işlemleme sürecinize uygulandığını varsayabilirsiniz. 24 ile 5'i toplayacağım. 4 aklımda 5 elimde. 4,5,6,7,8,9. O halde sonuç 9. 9'u şimdi 4 ve 5'in altına yazmalıyım... gibi.)
- Etkileşimsel diyalog: Burada bilişsel stratejiyi çocuğumuz kullanır. Öğretmen ise bu süreçte çocuğumuzu destekler.
- Destekleyiciler/ işlemsel kolaylaşıtırıcılar: Yetişkin, ikinci maddedeki destekleme durumunu bu maddedekiler sayesinde yapar. Destekleyiciler öğretmen ve çocuk arasında köprü görevi görür. Çalışma kağıtlarından tutun da kullanılan tekniklere kadar hepsi destekleyicilerdir.
Bilişsel strateji öğretimin doğrudan öğretimle farkı nedir diye sorabilirsiniz. Çünkü bilişsel strateji öğretiminde de model olma, rehberli uygulamalar ve bağımsız uygulama söz konusudur. Doğrudan öğretimde içselleştirme söz konusu değildir. Bağımsız uygulama hedeftir. Bilişsel strateji öğretiminde ise hedef içselleştirmektir.
Bilişsel strateji öğretim süreci:
- Yetişkin üst biliş gerektiren becerilerde yüksek sesle konuşarak model olur.
- Çocuk ile yetişkin arasında etkileşimsel diyalog oluşur.
- Yetişkin destekleyiciler kullanarak süreçte sorumluluk alırlar.
- Çocuk ise öğretmenin sunduğu bu destekleyicilerle ve kendi içsel konuşmaları yoluyla beceriyi içselleştirmeye başlar.
- İçselleştirme, çocuğun bu diyalogu amaca yönelik bir diyalog gibi kullanmaya başladığında olmuş olur.
- Bu sürecin sonucunda ise içselleştirilen beceri otomatikleşir ve bilişsel strateji öğretimi hedefine ulaşmış olur.
Şimdi Rüya Hoca'nın sunduğu strateji örneklerine geçelim:
- Okuduğunu anlama becerisinin okuma öncesi süreci için strateji örnekleri
- Metin okumak için amaç oluşturmak
- Okumadan önce metinde durumlarla ilgili tahminde bulunmak: Burada beyin fırtınası şeklinde ön bilgileri etkinleştirmek hedef
- İçeriği görselleştirme, kavramları açıklama gibi ön bilgiyi etkinleştirici etkinlikler yapma
- Rehberli okuma için sorular verme
- Metin yapısı bilgisi oluşturma
- Metni önceden gözden geçirme
- Metin ipuçlarına bakma
- Okuduğunu anlama becerisi okuma sırası için strateji örnekleri
- Ana fikirleri ve yan fikirleri bulma
- Sorulara cevap verme
- Yeni sorular ve tahminler geliştirme
- Okunanları şemaya yerleştirme
- Zihinde canlandırma
- Soru sorma ve cevaplama
- Okuduğunu anlama becerisi okuma sonrası için stratejiler
- Özetlemek
- Önceki tahminlerle metinler arası ilişki kurmak
- Metni okuduktan sonra metinle ilgili sorular sormak
- Yazma öncesi stratejiler
- Yazma amacını belirleme
- Okuyucu kitlesi belirleme
- Beyin fırtınası yapma
- Fikirleri düzenleme
- Yazma sırasındaki stratejiler
- Planlamaları yazılı forma geçirme
- Anahtar kelimeler, giriş-geçiş kelimeleri kullanma
- Planlamalarla yazılanları karşılaştırma
- Beyin fırtınası
- Yazma sonrası stratejiler
- Yazıları düzeltme
- Yazılanları gözden geçirme
- Matematik problemleri çözme becerisi çözüm öncesi stratejiler
- Okuma
- Kendi kelimeleriyle anlatm
- Anahtar kelimeleri bulma
- Matematik problem çözme becerisi çözüm sırasındaki stratejiler
- Görselleştirme
- Planlama yapma
- Cevapları tahmin etme
- Hesaplama yapma
- Matematik problemi çözme becerisi çözüm sonrası stratejiler
- İşlem basamaklarını kontrol etme
- İşlemleri kontrol etme
Bu stratejiler ayrı ayrı yazıların konuları bence. Fırsat buldukça bir bir açıklamaya çalışacağım ancak bu stratejileri uygularken dikkat edilmesi gereken birkaç nokta var:
- Süreç öncesi-sırası-sonrası stratejileri arasında ihtiyaç duydukça geliş gidişler yapılabilir.
- Öncesi ve sırası stratejiler daha mühim çünkü sonrasını etkiliyor.
- Her bir stratejiyi sağlıklı ve tam uygulamak mühim. Stratejiyi yarım bırakmak, önceki strateji olmaksızın hareket etmek sürecin eksik kalmasını sağlar.
Uzun ama kullanışlı bir yazı oldu görüşündeyim. Diğer iki yazım ise POSSE ve POWER bilişsel strateji uygulama paketleri ile ilgili. Soru, görüş ve öneriler için nerelerden iletişim kuracağınızı artık çok iyi biliyorsunuz.
Herkese sevgiler. Görüşmek üzere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder