Merhaba. Senelerdir bu platformda özel gereksinimli bireylerle ilgili güncel bilgileri sizinle paylaşmaya çalışıyorum. İhtiyaç duyduğumuz konulara göre, sizlerden gelen ya da benim fark ettiğim durumlarla ilgili yazılar paylaşıyorum. Uzun zamandır hem ihtiyaç duymadığımdan hem de sizden gelen birçok sorunun cevabı blogda zaten yer aldığından yeni yazı yazma ihtiyacı duymamıştım. Ancak ülkemizde meydana gelen deprem sonrasında, bu konuda birkaç doğru bilgiyi paylaşmanın yerinde olacağını düşündüm. Bu yazıyı aslında ikiye bölerek sizinle paylaşacağım. İlk yazım boyunca öncelikle özel gereksinimli bireylerle afet sonrasında iletişim konusunu açıklamayı, ikinci yazım boyunca biz okulda neler yaptık konusunda fikir verici paylaşımlar yapmayı planlıyorum. Eklemek, eleştirmek ya da hatırlatmak istediğiniz bir nokta olduğunda yukarıdaki iletişim bilgilerinden bana ulaşabileceğinizi biliyorsunuz.
Afet kelimesi Türk Dil Kurumu’nda “Büyük zararlara yol açan
doğa olayı.” şeklinde tanımlanmıştır. Bir doğa olayının afet olarak
nitelendirilmesi için insanları ve doğal hayatın akışını olumsuz yönde
etkilemesi gerekir. Bunun yanında afet, insanları muhtaç hissettiren durumlara
sebep olabilir. Deprem, birçok ülkede afet olarak nitelendirilmese de maalesef
ülkemizde meydana geldiğinde afet oluşturmaktadır. Bu nedenle ülkemizde meydana
gelen deprem sonrasını, afet sonrası süreç olarak nitelendirebiliriz.
Afet durumlarında bizler neler yaşıyoruz, isterseniz önce
buna bakalım. Afet durumunda yukarıda da bahsettiğim gibi öncelikle
hissettiğimiz hayal kırıklığıdır. Bunun yanında beklenmedik ve olağanüstü bir
durum olduğu için korku, kaygı duyguları hissedilebilir. Öte yandan geleceğe
yönelik güvensizlik, hayatın olağan akışının bozulması sebebiyle stres gibi
durumlar da kendini gösterebilir. Bütün bunların devamında unutkanlaşabiliriz, daha
dalgın olabiliriz ya da daha önce korkmadınız şeylerden korkabilir ve belki de
hiç veremeyeceğimiz duygusal tepkileri “anlamsız” yerlerde vermeye
başlayabiliriz. Bütün bunların normal olduğunu kendimizi hatırlattığımız
da aslında büyük bir yol katetmiş oluruz. Okulda birlikte çalıştığım Psikolog
arkadaşım Yonca Beyazgül sunduğu seminerde şöyle söyledi “Somut olmasa da
zihnimizde bir şeyler kaybediyor olabiliriz. Somut olmasa da zihnimiz bu kaybettiğimiz
şeylerin yasını tutuyor olabilir. Bu yasa alan açarak ve normal olduğunu
kendinize hatırlatarak iyi hissetmemiz için bir adım atabiliriz.” Bu cümleyi
çok kıymetli buluyorum.
Özel gereksinimli bir bireyin ebeveyni, ablası, abisi ya da
akrabasıysanız eğer, ilk yapmanız gereken önce kendinize iyi gelmek olacaktır. Özel
gereksinimli bir bireyin yakını olmasanız da ilk önce yapmanız gereken şey
budur aslında. Ancak yazının odak noktası özel gereksinimli bireyler olduğu
için özellikle vurgulamak istedim. Yaşadığınız hayal kırıklığının normal
olduğunu kendinize hatırlatarak kendinize iyi gelen etkinlikleri yaptığınızda
daha iyi hissedeceğinizi göreceksiniz. Burada kendi iyi olma halinizi yeniden
oluşturabilmek için yapabileceğiniz küçük öneriler eklemek istiyorum:
- Gelişmeleri takip ederken kaldırabileceğinizden daha fazla yükün size yüklenmediğinden emin olmanız gerekir. Haberleri izlerken farkında olmadan kaldıramayacağınız yükleri yükleniyor olabilirsiniz. Belki bu yazıyı yazarken haberler hafiflemiş olabilir ancak sosyal medyada çeşitli görüntülere maruz kalmaya devam ediyor olabilirsiniz. Bu nedenle ne kadar yüklediğinizin farkında olarak kendinize mola anları verebilirsiniz.
- Doğal afetin sonucunda hep birlikte ölümle yüzleşmiş olduk. Ölümle yüzleşmek olumsuz gibi dursa da bir yaşam kıvılcımı oluşturabilir. Burada Polyannacılık yaparak ölüm gibi zor bir konudan dahi iyi bir sonuç çıkarmaya çabalamıyorum. Birçok yakınını kaybetmiş ve derin acılar yaşayan bir kişiye bunu önermenin ne kadar yersiz olduğunun farkındayım. Ancak; doğrudan bir kayıp yaşamamış ve sadece ekranlardan ölümle yüzleşerek bazı olumsuz durumları hatırlamış bireyler için bu öneri belki anlamlı olabilir. Yonca Hoca’m seminerinde Irvin D. Yalom’un “Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek” kitabından şu cümleyi alıntılamıştı ve çok kıymetliydi: "Ölümle yüzleşmek anksiyete doğurur ama aynı zamanda hayatı zenginleştirecek bir potansiyel de taşır.”
- Yukarıda da bahsettiğim gibi zihnimiz farkında olmadığımız çeşitli kayıplar yaşadığından yas duygusu içerisinde olabilir. Bu yas için zihnimizde alan açabilir ve sağlıklı şekilde sonlanması için adımlar atabiliriz.
- Bütün bunların yanında günlük rutinlerinize de daha sıkı sarılarak iyi hissetme halinizi oluşturabilirsiniz. Örneğin her pazartesi pilates yapıyorsanız bu pilatesi özellikle yapmaya devam edebilirsiniz, her çarşamba tiyatroya gidiyorsanız yine tiyatroya giderek iyi hissetme halinizi oluşturmak adına olumlu adım atmış olabilirsiniz.
Şimdi isterseniz, ilk yardımı önce kendinize uyguladıktan
sonra hayatımızdaki özel gereksinimli bireyler için neler yapabileceğimiz ile
ilgili konuşalım.
Öncelikle isterseniz farkına varmamız gereken şu noktayı
açıklığa kavuşturalım: özel gereksinimli bireyler özel gereksiniminin şiddeti
ne olursa olsun bu süreçten bir şekilde etkilenmiş olabilirler. Haberleri anlamayacağını
düşünerek otizmli çocuğunuzun yanında haberleri izlemiş olabilirsiniz ve
sahiden çocuğunuz haberleri anlamamış olabilir. Ancak çocuğunuz haberleri
anlamasa da haberleri izlerken sizin takındığınız tavırları, hissettiğiniz
duyguları anlamlandırmış ya da anlamlandıramamış olabilir. Bu anlamlandırma/anlamlandırmama
sonucunda çocuğunuz olumsuz etkilenmiş olabilir. Bu nedenle depremin ardından
ailelere ilk önerdiğimiz şey çocuklarıyla birlikte haber izlememeleri ve bu
konu hakkında konuşurken kelimeleri sağlıklı şekilde kullanmaları oldu.
Özel gereksinimli bireylerin depremden etkilenme düzeyleri alıcı
dil becerilerine, bilişsel becerilere ve sosyal becerilerine göre değişebilir. Bu
nedenle çocuğunuzun etkilenim seviyesini belirlemek sizin sorumluluğunuzdadır.
Bu konuda çocuğunuzun hali hazırdaki psikoloğundan yardım alabilirsiniz.
Çocuğunuzun etkilenme seviyesini belirlemenin ardından bu
süreci çocuğunuza açıklayıp açıklamama kararını vermeniz gerekmekte. Çocuğunuzun
süreci fark ettiğini düşünüyorsanız onun alıcı dil ve bilişsel becerilerine
göre süreci açıklamanız gerekebilir. Ancak sürecin değil de duygularınızın
farkında olduğunu düşünüyorsanız duygularınıza sebep olan konuyu yine
çocuğunuzun alıcı dil ve bilişsel becerilerine göre açıklamanız gerekebilir. Eğer
çocuğunuz herhangi bir şekilde bu sürece maruz kalmadıysa ve sizin de
duygularınızın farkında değilse herhangi bir müdahalede/açıklamada bulunmanıza
gerek olmadığını düşünüyorum.
Ancak kendinizi, bir açıklama ve müdahale etme tarafında
görüyorsanız şu konulara dikkat edebilirsiniz:
- Korkularımızı bilişsel bağlantılarla azaltırız ve hatta yok ederiz. Bu nedenle çocuğunuza var olan durumun anlamlandırılması ve bilişsel bağlantıların kurulması için destek olabilirsiniz. Depremin ne olduğu, neden bu kadar yıkıcı olduğu gibi bilgileri çocuğunuzun alıcı dil ve bilişsel becerilerine göre açıklayabilirsiniz.
- Bu açıklamaları özellikle somutlaştırmak anlamlı bir seçenek olabilir ancak somutlaştırırken psikolojik olarak yorucu etkinliklerden kaçınmalısınız. Yıkılan binaları görünce korku yaşayan çocuğunuz ile kumun içinde devrilen kalemlerle bir etkinlik yapmak yersiz olacaktır.
- Bu süreçte çocuğunuzun psikolojik süreçlerini takip ederek eğer sizin üstesinden gelemeyeceğinizi düşündüğünüz bir durum varsa psikolojik destek almaktan çekinmemelisiniz.
- Bütün bunların yanında bu tür doğal afetlerden önce, mutlaka özel gereksinimli bireylerle evimizde tatbikatlar ya da ön hazırlık çalışmaları yapılması gerekir. Evinizde bu zamana kadar bir acil durum çantası yoksa bu olumsuz bir durumdur. Çünkü özel gereksinimli olsun olmasın bütün bireylere acil durumlarda atması gereken adımlar öğretilmelidir. Bu öğretim, çocuğunuzun bilişsel becerilerine ve yaşına göre değişiklik göstermelidir. Burada çocuğunuzun öğretmeninden fikir ve yardım alabilirsiniz.
- Bu süreçte öz güvenini tazeleyecek etkinlikler ve rutinler hem özel gereksinimli bireylere hem de onların ailelerine iyi gelecektir.
- Bir de bütün bunların dışında bu sürecin ülkemiz için normal bir süreç olduğu ve depremin her zaman ülkemizde meydana gelebileceği, ancak gerekli önlemleri aldığımızda bu kadar yıkıcı olamayacağı algısını önce biz ebeveynlerin, çocuklarımıza vermemiz gerekmekte. Depremi normalleştirdiğimizde ve her anlamda hazır hale geldiğimizde, afet olmaktan çıkacağını kendimiz bilerek, sonrasında çocuklarımıza “normal” bir durum gibi sunabiliriz.
- Bu konularla ilgili konuşurken fazladan kaygı ve korku yaratmayacak bir üslubu tercih etmek de yerinde olacaktır.
- En sonu, en önemli maddeyi sakladım. Eğer bu süreçte siz de psikolojik olarak yorgun hissediyorsanız ve çocuğunuza destek olamayacağınızı düşünüyorsanız lütfen herhangi bir adım atmayın. Çünkü psikolojik yetkinlik olmadığında hem kendinizi yormuş hem de çocuğunuza da olmayan bir korku ya da kaygı vermiş olabilirsiniz. O nedenle önce kendi psikolojik süreçlerinizi gözlemleyip sonra etrafınızdaki kişileri destek olmaya çabalamayın zor olabilir.
Kaynaklarından aldığım bilgileri elimden geldiğince
özetlemeye çalıştım. Burada travma üzerine bilgi ya da yetki sahibi olmadığımdan
depremi yaşamız birey ve aileleri için herhangi bir öneride bulunmaktan ayrıca
kaçındım. Bu konuda yetkin birçok uzmandan ayrıntılı ve sağlıklı bilgi
alınabileceğini düşünüyorum.
Umarım fikir veren ve yardımcı olan bir yazı olmuştur ve
umarım bir daha böyle bir yazı yazma ihtiyacı hiçbir zaman duymam. Görüşmek üzere.
Kaynaklarım:
“Özel Gereksinimli Bireylerle Afet Sonrası İletişim ve
Duygularımız” konulu 28 Şubat 2023 tarihinde çevrimiçi olarak Psk. Yonca
BEYAZGÜL’ün sunduğu seminer
http://www.afetpsikolojikdestek.com/
https://evokulu.org/afet-psikososyal/
https://www.docdroid.net/jquna4v/hareketli-dunya-deprem-ve-hazirlanma-pdf
https://www.docdroid.net/rJIffk4/82175cd1-bf61-4d90-aa09-f2e4b2f9704d-pdf
https://depremdayanisma.psikiyatri.org.tr/
https://www.youtube.com/watch?v=DV63ORshOrY
https://youtube.com/live/XIQaCKxkopY
https://ferhundeoktem.medium.com/zor-d%C3%B6nemde-%C3%B6%C4%9Fretmen-olmak-f63304675a40
https://m.youtube.com/live/bPh2ZX0hTAk?feature=share&fbclid=PAAabyCP3O9XKaJ96SRyEkIKFHrRcwEi6rFmtOft6nnu9YBuk6aYw27O8QN_k
https://www.youtube.com/watch?v=oVFz_wu-XcA
https://www.instagram.com/p/ConKXnQjrga/?hl=tr alternatif iletişim panoları