özel gereksinimli bireylerde uyku etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
özel gereksinimli bireylerde uyku etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Aralık 2018 Çarşamba

Özel Gereksinimli Bireylerde Uyku Problemlerine Nasıl Müdahale Edilir?



Merhabalar. Özüme dönüp, makale okumalarına vakit ayırabildiğim günler yaşıyorum ve öyle mutluyum ki! Okulun işleri, yüksek lisans sorumluluklarım, özel hayatımdaki görevlerim, seminerler, kongreler derken makalelere vakit ayıramaz olmuştum. Her hafta bir makale okuyor ve bu makaleler üzerine okulda değişiklikler yapıyor ve planlamalar uyguluyorum. Eminim bu durum beni mutlu ettiği kadar makaleyi yazan hocaları da mutlu ediyor! Bir akademisyen için uygulamaya geçen bir araştırma yapmak çok keyifli olsa gerek!
Öte taraftan da çocuklarımın anne ve babaları! Okuldaki bu olumlu ve bilimsel adımları yakından takip ederek destek oluyorlar. Hemdem Özel Eğitim'in bir parça olmasam da böyle düşünürdüm: Bu okulun çocukları çok şanslı.
...
Bu hafta kaynak makalem Öğretim Üyesi Dr. Özlem Toper'e ait bir makale. Makalenin ismi; Otizm Spektrum Bozukluğu ve Zihin Yetersizliği Olan Çocuklarda Uyku Sorunları ve Davranışsal Müdahale Yöntemleri. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi'nin 2018 yılı, 19. cildinin 4. sayısında yayınlandı. Makaleye ulaşmak isteyenler için şuraya bir bağlantı bırakıyorum.
...
Özel gereksinimli bireylerde yaşanan uyku problemleri hakkında bir yazı yazmıştım. Bu yazımı da, okuduğum makale sonrası biraz genişlettim ve yeniledim. Yazıyı okumaya başlamadan önce, önceki yazımı okumanızı tavsiye ederim. Buradan yazıma ulaşabilirsiniz.
Yazıyı okuduysanız hadi başlayalım.
...
Öncelikle işe uyku problemlerini değerlendirerek, problemin ne olduğunu net bir şekilde ortaya koyarak başlamalıyız. Bu değerlendirme süreci en az yedi gece/gün sürmeli. Yedi gece sistematik bir veri aldığımızda uyku probleminin ne olduğu hakkında daha net bir bilgi elde edebiliriz. Bu nedenle çeşitli değerlendirme araçlarına ya da görüşlerine ihtiyacımız var. Makalede objektif ve subjektif olmak üzere iki grupta toplanmış değerlendirme araçları. Toplamda altı tane var.
  • Subjektif olan değerlendirme araçları daha çok kişiye özel. Aileden bilgi alınması sebebiyle dolaylı değerlendirme aracıdır diyebiliriz. Bu grupta uyku anketleri ve uyku günlükleri söz konusudur.
    • Uyku anketleri literatürde halihazırda bulunan anketlerdir. Örneğin Uyku Bozuklukları Davranışsal Değerlendirmesi, Çocuklar İçin Uyku Alışkanlıkları Anketi, Uyku Alışkanlıkları İçin Aile Envanteri gibi.
    • Uyku günlükleri ise bireylerin uyuma, uyanma, uyku süresi gibi istatistiksel verilerinin tutulduğu bir sistemdir. Anketlere göre daha ayrıntılı bilgiler verdiği için tercih edilmektedir.
  • Objektif değerlendirme yöntemleri ise doğrudan gözleme dayalı yöntemlerdir. Uyku esnasında bireyler doğrudan gözlemlenir.
    • Aktigrafi, bireylerin bacak ya da kol bileklerine bir cihazın yerleştirilmesi ile uyku, uyanma, uyku yeterliliği, gece davranışları hakkında bilgi verir.
    • Polisomnografi; uyku süresince kafa derisine yerleştirilen elektrotlar yoluyla göz hareketleri, kas aktiviteleri gibi konularda bilgi verir.
    • Videosomnografi; uyku esnasında bireylerin odalarına koyulan bir video kamera ile birlikte uyku hareketleri, uyanma sıklığı gibi konularda bilgi verir. Ancak uyku esnasında yorganın altında uyuyan bireylerde sınırlı bilgilere sebep olabilmektedir.
    • İşlevsel değerlendirme; uygulamalı davranış analizi prensiplerine uygun olarak bireylerin uyku davranışları öncesinde, esnasında ve sonrasında neler olduğu hakkında ayrıntılı bilgi veren bir değerlendirme yöntemidir. 
Değerlendirmemizi aldık, gerekli tetkikler yapıldı. Sonra? Sonrası özel eğitim öğretmeninizle birlikte müdahaleye başlamak. (Neden özel eğitim öğretmeni ile? Çünkü hayatınızdaki uzmanları haberdar etmeden bu tür adımlar atmak hem doğru olmaz hem de süreç içerisinde destek almanız için uzmanlarınız gereklidir.) Makalede Özlem Hoca davranışsal müdahale yöntemlerini sıralamış. Ben de sizinle onları paylaşacağım ancak daha ayrıntılı bilgi almak ve uygulama konusunda destek almak isteyen aileler ve uzmanlar, benimle ya da doğrudan makalenin sahibi Özlem Hoca ile iletişime geçebilirler.

Hadi yöntemlere bakalım.
  • Uyku zamanı rutinleri oluşturma: Uykudan önce banyo yapma gibi, kitap okuma gibi rutinler oluşturma uyku problemlerini azaltmada oldukça etkilidir. Bu rutinler sakin ve sessiz rutinler olursa daha etkili olacaktır.
  • Uyku zamanını planlama: Bu en önemli uygulamadır çünkü uyku zamanını planlamadan yapılacak diğer uygulamalar işe yaramayacaktır. Burada aynı saatte uyuma, aynı saatte uyanma ve öğle uykularını da bu rutini olumsuz yönde etkilemeyecek şekilde planlama olarak düzenlemeler yapılmalıdır.
  • Uyku hijyeni: Öncelikle kelime anlamına bakalım; sağlıklı uyku düzeni ve doğru uyku alışkanlığı uyku hijyenidir. Buna ek olarak karanlık odada uyku, gürültünün az olduğu ortamda uyku gibi durumlara dikkat edilerek uyku hijyeni sağlanabilir.
  • Uyku zamanını silikleştirme: Hatırlarsınız daha önce "uyaran silikleştirme" dediğimiz bir teknik vardı. Bu tekniğe bağlı olarak uyku zamanınında da adım adım değişiklikler yapabilir ve çocuğunuzun, hedeflediğiniz saatte uyumasına yardımcı olabilirsiniz. Örneğin çocuğunuz 22.00'da uyumalı ancak hep 23.00'a dek uyumuyor. Öncelikle çocuğunuzun kolayca uykuya daldığı saati belirlediniz: 23.00, siz hedefi 23.30 olarak belirliyorsunuz ve çocuğunuz bu saatten önce uyumak isterse izin vermiyorsunuz. Ardından aşama aşama, günler geçtikçe süreyi on beş dakika aralıklarla geriye doğru çekiyorsunuz. Bu esnada sabahları aynı saatte uyandırmaya devam ediyorsunuz. Bir bakıyorsunuz ki erkenden uyuyan bir çocuğunuz var.
  • Sönme: Temel olarak bu yöntem uyku öncesi problem davranışları görmezden gelmeyi hedefler. Bu problem davranışlar görmezden gelindikçe önce "sönme patlaması" oluşur, sonra zamanla azalma görülür ve davranışlar söner. Sönme patlaması, davranışın eskisinden daha fazla gözlemlenmesi demektir.
  • Uyaran silikleştirme: Özellikle anne ya da babayla uyuyan çocuklar için kullanılan bir yöntemdir. Anne ile uyuyan çocuk için anne önce aynı odada yakın bir kanepede, sonra uzak bir kanepede gibi basamak basamak uyku alanları oluşturur. En sonunda kendi odasında bağımsız uyuyan bir birey olmuş olur çocuğunuz.
  • Uyku kısıtlaması: Gece-gündüz uyku döngüsü karışmış çocuklar için yatakta uyuduğu vakti sınırlandırma tekniği uygulanır.
  • Kronoterapi: Gece-gündüz uyku döngüsü karışmış çocuklar için kullanılır. Giderek daha erken yatağa gönderilen birey her sabah aynı saatte uyandırılır. Böylece uyku düzenine kavuşulmuş olur.
  • İzin kartı: Yalnız uyumakta zorlanan bireyler için kullanılan bir tekniktir. Bu teknikte çocuğa her gece kullanabileceği bir kart verilir. Bu kart ile gece sadece bir kez ailesinin yanına gelebilir, uykuya ara verebilir ancak ikinci kez bunu yapamaz. Bu şekilde birey uykuyu kesintisiz devam ettirmeyi, uyandığında yeniden uyumayı öğrenir.
  • Planlı uyandırma: Gece korkuları olan, bu korkuların sebepleri net olarak bilinmediğinde bireylerin korkuyla uyandıkları saat aralıkları belirlenir ve bu aralık gelmeden yarım saat önce birey uyandırılır. Bu şekilde gece korkuları, amaçsız ve korkuyla uyanmalar son bulur.
Bir değil birden çok tekniği aynı anda uygulamak daha kalıcı ve kesin çözüme ulaşmamızı sağlıyormuş yapılan çalışmalara göre. Örneğin uyku zamanı rutinleri oluşturma, uyku zamanını planlama ve uyaran silikleştirme ile yalnız  başına uyumakta zorlanan çocuğunuza daha kalıcı ve kolay şekilde beceriler öğretebilirsiniz.

Umarım hepimiz için yararlı ve merak uyandıran, yeni bilgiye ulaşmayı hedeflememizi sağlayan bir yazı olmuştur.

18 Haziran 2018 Pazartesi

Özel Gereksinimli Bireylerde Uyku Problemleri



Merhabalar. Geçtiğimiz dönemlerde birkaç Instagram mesajı ile aldığım sorulara yönelik olarak uyku problemleri ile ilgili bir yazı paylaşmak istedim sizlerle. Genel olarak uykunun ne çeşidi uyku problemi olarak adlandırılabilir, uyku problemleri yaşandığında ailenin yöneteceği süreç nasıl olmalıdır gibi soruların cevabı bu yazımda olacak. Şimdiden iyi okumalar.

Geçtiğimiz dönemde yalnız uyku ile ilgili bir yazı yazmıştım. Eğer zorlandığınız konu uyku problemleri dışında ise ve bu konuya daha yakınsa, "buradan" o yazıma ulaşabilirsiniz.

Uyku problemlerini üç ana başlık altında inceleyebiliriz. İnsomnia, parasomnia ve sirkadiyen uyku ritmi bozuklukları.

  • İnsomnia uykuya dalma ve uyku öncesi problemleri ifade eder. Düzensiz uyku, uyku öncesi gece korkuları, uykuya dalma güçlüğü hep insomnianın içerisindedir.
  • Parasomnia ise uyku esnasında yaşanan problemleri anlatır. Gece yaşanan ani uyanma ile öfke nöbetleri, uyurken diş gıcırdatma, uyurken yürüme gibi davranışlar parasomniadır.
  • Sirkadiyen uyku ritmi bozuklukları ise gece ve gündüz uyku saatlerinin karışması anlamına gelir.
Uyku problemlerinin sebepleri de aslında geniş açıdan bakmamız gerektiğini bize hatırlatır:
  • Biyolojik sebepler: Sağlık problemleri olan bireyler, olmayan bireylere göre daha fazla uyku problemleri yaşamaktadırlar. Biyolojik sebeplerle uyku problemi yaşayan bir bireye yapılabilecek en büyük iyilik öncelikle sağlık problemlerini tedavi ettirmektedir.
  • Gelişimsel sebepler: Bireylerin yaşları ilerledikçe öğle uykusu uyumaya ihtiyaçları azalacaktır. Örneğin ergenlik çağına gelen bir birey yaşadığı psikolojik ve biyolojik değişikliklerle farklı bir uyku rutinine yönelebilir. Bu gibi etmenler ihmal edilmemelidir.
  • Psikolojik sebepler: Kaygı bozuklukları, ailede yaşanan stres durumları, gün içerisinde yaşanan farklı süreçler gece uykularına etki etmektedir. Bu nedenle günü sonlandırırken günü arkada bırakmayı öğrenmek, uyku problemleri için önemli bir adım olabilir.
  • Çevresel sebepler: Anne-babanın uyku rutini, yatak odasının ya da yatağın uyumaya uygun olmaması gibi sebepler uyku problemlerine sebep olabilir.
  • Kültürel sebepler: Örneğin bizim ülkemizde bebeklerin anneleri ile uyumaları kültürel bir durumdur ve uyku problemlerine ve bozukluklarına sebep olabilir. Kültürün parçası olan uygulamalar da uyku problemlerine sebep olur, bu asla ihmal edilmemeli.

Gece yaşanan öfke nöbetleri
Birçok özel gereksinimli birey geceleri aniden uyanıp çeşitli sorunlar yaşayabilmekteler. Bu sorunlardan biri de öfke nöbetidir. Öfke nöbeti olduğunda ilk yapılması gereken bu nöbetin problem davranış olup olmadığını anlamaktır. Eğer bu durum bir problem davranış ise; öncesinde mutlaka çocuğunuzun rahatsız eden bir durum söz konusu olmuştur. Bu  nedenle öfke nöbeti öncesi olan her şeyin gözlemlenmesi önemlidir. Koku ya da ışık değişimi bile gözlemlenmelidir. Bu değişiklik tespit edilerek nöbete neden olan uyaran tespit edilir ve uyarana müdahale edilerek problem davranış söndürülmüş olur.
Çocuklarımızın hassas noktalarını çeşitli fırsatlar sunarak öğrenebilir, hangi uyaranın çocuğunuza nasıl etkide bulunduğunu kendiniz de gözlemleyebilirsiniz. Bu gözlem, gece yaşanan zor durumları da size açıklayacaktır.
Herhangi bir olumlu ya da olumsuz değişiklik olmadan, sebebi olmaksızın ortaya çıkan öfke nöbeti ise problem davranış olarak nitelendirilemez. Bu durumun altında fizyolojik ve psikolojik sebepler aranmalıdır ve bu konularda uzman olan doktorlara başvurulmalıdır. Beyin dalgaları, ruhsal durum gibi konular uzmanlar tarafından incelenmeli, değerlendirilmeli ve ortaya konulan duruma göre müdahale edilmelidir.

Düzensiz uyku
Özel gereksinimli bireyler kendini rahat ifade edemem, yetişkinliklerin onların duygularını ihmal etmesi, uyaranları anlamlandıramama gibi sebeplerle daha fazla endişelidirler. Bu endişe sıklıkla uyku düzensizliğine de sebep olmaktadır. Bu gibi durumlarda yapılması gerekenler:

  • Özel gereksinimli bireyi bir birey olarak değerlendirerek fikir ve duygularına değer verilmeli, sosyal çevredeki her bir birey tarafından bu hissettirilmelidir. Örneğin çocuğumuzun elinden tutup yürürken bir şey ilgisini çektiğinde zorla çekip başka bir yöne götürmek, bu önerinin tam tersi hareket etmektir.
  • Özel gereksinimli bireylere, erken yaştan itibaren dil ve konuşma becerileri ağırlıklı olmak üzere bütün gelişim alanlarını destekleyen bir eğitim süreci sunulmalıdır. Her bir bireyin erken yaşlardan aldıkları eğitimler kendilerini ve duygularını erkenden ifade edebilir olmalarını sağlayacaktır. Bu da endişeyi azaltırken uykunun düzenli olmasına da yardımcı olacaktır.
  • Özel gereksinimli bireyin yaşamında maruz kaldığı uyaranları bir bir açıklamak, bu açıklamaları idrak etmesini sağlamak oldukça önemlidir. Gök gürültüsü, araba farı, kolonya kokusu gibi aslında hepimizin aşına olduğu uyaranlar bizim çocuklarımıza açıklanmalıdır. Bu açıklama ile çocuğunuz uyaranları daha iyi anlamlandıracak ve bu anlamlandırma sonrası endişeleri azalacaktır.
  • Endişe durumlarında, çocuğunuzun kaygılandığını hissettiğinizde sebebini öğrenerek önce sebebine müdahale edebilir ardından çocuğunuzun yanında olarak ve fiziksel teması sağlayarak yanında olduğunuz algısını verebilirsiniz. Bu gibi durumlarda üstesinden gelemediğiniz bir süreç yaşanırsa psikologunuzdan ve oyun terapistinden yardım alabilirsiniz.
Gece korkuları
Hepimizin üç altı yaş arasında sıklıkla yaşadığı, kimi bireyin sağlıklı bir şekilde alt edebildiği ancak kimi bireyinse yetişkinliğe varana dek sorunları ile boğuştuğu bir durumdur gece korkuları. Çocuğumuzda gece korkusunun olması belirli bir psikolojik ya da fizyolojik sorun olduğunu göstermemektedir. Gelişimsel bir durum olarak da karşımıza çıkabilmektedir. Bu nedenle gece korkularının sebepleri az önce belirttiğim şekilde bulunarak buna göre müdahale edilmelidir.
Fizyolojik bir sebebi var ise buna uygun müdahale, psikolojik bir sebebi varsa buna uygun olan oyun terapisi ya da diğer psikolojik destek süreçleri ile gece korkuları çalışılmalıdır.

Uykuya dalma güçlüğü
Uykuya dalma güçlüğünün en sık rastlandığı grup anne ve babasından gün içerisinde ayrı kalmak durumunda kalan bebeklerin ve çocukların olduğu gruptur. Anne ve babadan ayrılma kaygısı ile bireyler uykuya dalmada zorlanabilirler. Burada atılabilecek en güzel adım uyku öncesi belirli bir rutin belirleyerek bu rutin ile birlikte uykuya gitmek. Baba ile diş fırçalamak, anne ile pijamaları giymek ve sonra yatağa geçmek gibi... Burada en mühim nokta mümkün olan her gün boyunca aynı saatte uykuya gidebiliyor olmak. Örneğin her gün akşam sekize odasında olması gerektiği ve uyku öncesi egzersiz yapması (burada ağır egzersizlerden değil gevşeme çalışmalarından bahsediyorum) gerektiği rutini yerleştikten sonra uykuya dalması daha kolay olacaktır.

Kaliteli uyku için neler yapılmalı?
  1. Uyku ve uyanma zamanı rutinleri oluşturulmalı. Her gün aynı saate kalkıp aynı saatte uyuyan bir çocuk daha kaliteli uyur.
  2. Uyunan oda salon ya da oturma odası gibi odalar ya da onlara yakın odalar değil daha sessiz ve hareketten uzak odalar olmalıdır.
  3. Uyunan odalarda uyku bölümü oyun oynanan bölümden ayrı olarak tasarlanmalıdır.
  4. Uyunan bölümde turuncu, sarı gibi canlı renkler yerine yeşil ve mavi gibi daha dingin ve sakin renkler tercih edilmelidir.
  5. Uyku öncesi rahatlatıcı egzersizler ve masajlar rutin olarak uygulanabilir.
  6. Uykudan en az iki saat önce gazlı içecekler, ağır yemekler ve abur cubur tüketilmemelidir.
  7. Uykudan en az bir saat önce telefon, tablet ve televizyon (zaten hiç kullanmıyorsunuz biliyorum ama not alayım) ile temas kesilmelidir.
  8. Yatakta oyun oynanmaması konusunda yönlendirmeler yapabilirsiniz.
  9. Mevsim değişikliklerinde bu durumların zarar görebileceğini ihmal etmeyin. Buna göre mevsim geçişlerinde perde ya da nevresim değişiklikleri ile önlemler alın.
Bu önerilere ek olarak daha ayrıntılı teknikler ve uygulamalar öğrenmek isterseniz 24 Aralık 2018 tarihinde yayınlayacağım/yayınladığım yazımı okuyabilirsiniz.

Umarım yararlı bir yazı olmuştur hepimiz için. Uygulayacak olan herkese kolaylıklar diliyorum. Görüşmek üzere.