kaynaştırma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kaynaştırma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Nisan 2021 Pazartesi

Kaynaştırma Yazı Dizisi - 8



Merhaba. Bu hafta yazı dizisinin konusu, geçtiğimiz hafta konuştuğumuz görüşlerin nelerden etkilendiği ile ilgili. Geçen hafta uzun uzun anlattığım görüşlerin hangi süreçlerden, olaylardan etkilendiği hakkında kısaca bilgilendirmek istedim. Şimdiden iyi okumalar.

Kaynaştırma eğitimine devam eden özel gereksinimli öğrenci ile ilgili faktörler şu şekildedir:

  •  Kaynaştırma eğitimine devam eden özel gereksinimli öğrencinin yetersizliğinin tipi normal gelişim gösteren ya da göstermeyen öğrencilerin ailelerinin kaynaştırmaya ilişkin görüşlerini etkilemektedir.
  • Kaynaştırma eğitimi öncesi hazırlıkların yapılmamış olması, kaynaştırma eğitimine devam eden özel gereksinimli öğrenci hakkında bilgi sahibi olunmamasına sebep olmakta ve görüşleri etkilemektedir. 
Öğretmenlere ilişkin şu faktörler kaynaştırmaya ilişkin görüşlerini etkilemektedir:

o Bilgi sahibi olma: Öğretmen adaylarının kaynaştırmayla ilgili bilgileri arttığında, kaynaştırmaya ilişkin görüşlerinin olumlu yönde olduğu görülmüştür .

o Sınıf içi yeterlik: Öğretmenler sınıf içi yeterlik duygusuna sahip olmadıklarında kaynaştırmaya ilişkin görüşleri olumsuz olmaktadır.

o Daha önce özel gereksinimli bir çocukla çalışma, öğretmenlerin kaynaştırmaya ilişkin görüşlerini olumlu yönde etkilemektedir.

o Ailesinde özel gereksinimli bireyin olması, genel eğitim sınıfında eğitim veren öğretmenlerin kaynaştırmaya ilişkin görüşlerini olumlu yönde etkilemektedir.

o Öğretmenlerin, öğretim yöntem ve teknikler ile ilgili bilgisi arttıkça kaynaştırmaya ilişkin görüşleri daha olumlu olmaktadır.

o Kaynaştırma eğitimi öncesi hazırlıkların yapılmış olması sonucu ile öğretmenler kaynaştırmaya ilişkin daha olumlu görüşler göstermektedir.

Toplumsal faktörler:

o Farklı olarak algılanan öğrencilere yönelik dört temel evrenin hangi evresinde olunduğuna göre toplumun kaynaştırmaya ilişkin görüşü farklılık gösterebilmektedir. Bu evreler dışlamanın olduğu birinci evre, ayrıştırmanın olduğu ikinci evre, hoşgörünün olduğu üçüncü evre ve topluma katılımın savunulduğu dördüncü evredir.

o Somotopsikolojinin etkisi: Somotopsikoloji beden ile davranışın arasındaki bağı inceleyen bilim dalıdır. Model alma, model olma, zihin kuramı bu bilim dalının ilgi alanındadır. Bedenle davranışın her zaman düzenli bir ilişkide olduğu varsayımı hakimdir. Bu varsayım da bireylerin basmakalıp düşüncelere takılı kalmasına sebep olmaktadır. Böylece kaynaştırmaya ilişkin süregelen düşüncelerin değiştirilmesi somotopsikolojinin etkisiyle olumsuz yönde etkilenmektedir.

o Yetersizlik, özür ve uyumsuzluk kavramlarının birlikte düşünülmesi de kaynaştırmaya ilişkin görüşleri olumsuz yönde etkilemektedir.

Tarihsel süreçle birlikte süregelen gelişmelerin oluşturduğu faktörler:

 o Özel eğitim sınıflarında verilen eğitime ilişkin artan eleştiriler; ailelerin bu konudaki sorularının yanıtlarını bulduklarında kaynaştırmaya ilişkin farkındalıklarının olmasını sağlamaktadır.

o Özel eğitim sınıflarındaki eğitime karşı artan başvurular ve yasal baskı; belirlenen yasaların, özel gereksinimli öğrencilerin kaynaştırmaya devam edebilmesinin yolunu açması sebebiyle oluşmaktadır. Bu da kaynaştırmaya ilişkin görüşleri olumlu yönde etkilemektedir.

o Yasal düzenlemeler, günümüzde kaynaştırmaya ilişkin olumlu görüşler içerecek şekilde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerle birlikte eğitim sistemi içinde de olumlu düşünen uzman sayısı artmaktadır.

o Özel gereksinimli öğrencilere yönelik görüşlerin değişmesi; bütün bu değişimin sonucunda bilgisi artan toplumun özel gereksinimli öğrencilere karşı görüşleri de olumlu yönde değişmektedir.

o Normalleştirme kavramının ortaya atılması sonucu kaynaştırmaya yönelik görüşleri olumlu yönde etkilenmektedir.

o Teknolojik gelişmelerin varlığı bu görüşleri etkilemektedir. Teknolojik desteğin kullanılabileceği algısı kaynaştırmaya yönelik görüşleri olumlu yönde etkilemektedir.

o Erken eğitimin yaygınlaşması sonucu kaynaştırmaya yönelik görüşler olumlu yönde etkilenmektedir.

o Kaynaştırma ile ilgili bilimsel araştırmaların artması da kaynaştırmaya ilişkin görüşlerin olumlu yönde seyretmesine katkıda bulunmuştur.

Kaynaştırma okulu ile ilgili faktörler:

o Okulun fiziksel imkanlarının kısıtlı olması öğretmenlerin ve ailelerin görüşlerini olumsuz yönde etkilemektedir

o Okul müdürünün kaynaştırmayı benimsemiş olmasının kaynaştırma sürecinin okulda yaşanması ve kaliteli olması üzerinde etkisi olduğunu ortaya konmuştur. Bu durum okuldaki diğer öğrencilerin ve toplumun da kaynaştırmaya ilişkin görüşlerini etkilemektedir.

o Kaynaştırma eğitimi öncesi hazırlıkların yapılmamış olması öğretmenlerin ve ailelerin görüşlerini olumsuz yönde etkilemektedir.

o Ailelerin ve okulda çalışan diğer personelin bilgilendirilmemesi her iki grubun kaynaştırmayla ilgili görüşlerinin olumsuz olmasına sebep olmaktadır.

Kaynaştırmaya ilişkin görüşleri etkileyen bu kadar çok etmen söz konusuyken, kaynaştırmanın ana unsuru olan özel gereksinimli öğrencilerin kaynaştırmaya ilişkin görüşlerine dair bilgilerin daha fazla olması önemli olarak görülmektedir. Bu nedenle tez çalışmamda kaynaştırmaya devam eden özel gereksinimli öğrencilerin kaynaştırmaya ilişkin görüşlerinin alınması ve çeşitli değişkenlerle ilişkisinin incelenmesi hedefledim. Haftaya sonuçları sizlerle paylaşacağım. Görüşmek üzere.

14 Aralık 2020 Pazartesi

Kaynaştırma Yazı Dizisi - 5



Merhaba, iki yıllık bir aranın ardından kaynaştırma yazı dizime kaldığım yerden devam ediyorum. Birkaç yazı sonra son bulacak olsa da tamamlamanın haklı gururunu yaşayacağım.

Bu hafta sizlerle kaynaştırma sürecinin dünyada ve Türkiye'de nasıl olduğu, nasıl geliştiği hakkında bilgi vereceğim. Şimdiden iyi okumalar.

Dünyada özel eğitim; 1700’lü yıllardan sonra önem kazanan, 1900’lü yılların sonuna doğru gelindikçe “normalleştirme” vurgusu yapılan bir süreç izlemiştir. Normalleştirme vurgusu beraberinde kaynaştırmaya verilen önemi de arttırmıştır. Günümüzde, Amerika Birleşik Devletleri’nde özel gereksinimli öğrenciler genel eğitim okullarına kabul edilmektedir. Yapılan uyarlamalar, müdahaleler ve programlar sonrasında özel gereksinimli öğrencinin kaynaştırmadan yararlanamadığı durumlarda öğretmenler ve aileler iş birliği ile, özel gereksinimli öğrencinin kendi özelliklerine benzer özellikler gösteren öğrencilerle aynı özel eğitim okullarında eğitim almasını isteyebilmektedirler.

İngiltere’de 1993 yılında çıkan Eğitim Yasası ile kaynaştırmanın çerçevesi belirlenmiştir. Bu çerçeve belirlenirken bazı ilkelerden yararlanılmıştır. Bu ilkeler: Özel gereksinimli öğrenciler eğitim sisteminin hangi basamağında olursa olsun belirlenmelidir. Özel gereksinimli öğrenciler olabilecek en kapsamlı sistemle eğitim almalıdırlar. Kaynaştırma sisteminin içine olabildiğinde fazla özel gereksinimli öğrenci 35 alınmalıdır. Değerlendirmenin kaliteli olması için okul ve aile işbirliği içinde olmalıdır.

Dünyada yapılan diğer uygulamalarda; tanı alma öncesi süreçler, tanılama süreci, tanı sonrası kaynaştırma sistemine yerleştirme süreci olmak üzere üç farklı süreçten bahsedilmektedir. Türkiye’de de bu süreçler uygulanmaktadır.

Türkiye’de ilk olarak 1983 yılında yürürlüğe giren 2916 sayılı yasa ile kaynaştırmadan bahsedilmiştir. Kaynaştırma uygulamalarına başlayan ülkeler ile Türkiye arasında 12 yıllık bir fark olduğu görülmektedir. Bu yasanın dördüncü maddesi özel gereksinime ihtiyaç duyan bireylerin normal gelişim gösteren bireylerle aynı ortamda eğitim alabilmeleri için gerekli tedbirlerin alınmasından bahsetmektedir.

1992 yılında kaynaştırma, Kırcaali-İftar tarafından gerekli destek eğitim hizmetleri verilmesi koşuluyla özel gereksinimli öğrencilerin normal gelişim gösteren çocuklarla aynı okulda eğitim almaları, olarak tanımlanmıştır.

1997 yılında çıkan 573 sayılı kanun hükmünde kararnamede kaynaştırma şu şekilde tanımlanmıştır: “Özel eğitim gerektiren öğrencilerin eğitimleri, hazırlanan bireysel eğitim planları doğrultusunda akranlarıyla birlikte her tür ve kademedeki okul ve kurumlarda uygun yöntem ve teknikler kullanılarak sürdürülür.”

2000 yılındaki Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde ise daha ayrıntılı bir şekilde kaynaştırmanın tanımı yapılmakta ve öğretim kademelerine vurgu yapılmaktadır. Kaynaştırmanın tanımının giderek ayrıntılı hale geldiği görülmektedir. Bu tanımlar ile kaynaştırmanın alanda uygulanma oranı ve başarısı da artmıştır.

Öğrencilerin kaynaştırma programlarına dahil edilmesinden önce tanı alma öncesi süreçler, tanılama süreci, tanı sonrası kaynaştırma sistemine yerleştirme süreci olmak üzere üç farklı dönemden bahsedildiği önceki bölümde bahsedildiği gibi Türkiye’de uygulanmaktadır.

Tanı alma sürecinden önce yapılması gerekenler şu şekildedir:

  • Sınıf öğretmenleri, sınıflarında özel desteğe ihtiyaç duyan öğrencilerini belirlemelidir.
  • Daha sonra sınıf öğretmeni, bu öğrencilere hangi davranışları kazandırmayı hedeflediğini belirlemelidir.
  • Sonrasında değiştirilmesi hedeflenen davranışa müdahaleyi kapsayan programın ne kadar süre alacağını planlamalıdır.
  • Bu planlamanın sonrasında da sınıf öğretmeni müdahale programını hazırlamalı ve uygulamalıdır.
  • Sınıf öğretmeni bu süreç boyunca programda, öğretimsel süreçlerde, sınıf yönetiminde ve sınıf çevresinde uyarlamalar yapmalıdır.

Tanı alma sürecinden önce yapılan bütün müdahale ve uyarlamalar sonuç vermediğinde öğrencinin yönlendirilme işlemine başlanmalıdır.

Yapılması gereken ilk iş tanı alma sürecinden önce yapılan bütün müdahalenin raporlaştırılmasıdır. Bu rapor ile birlikte öğrenci, en yakın eğitim ve araştırma hastanesinden bir sağlık raporu alırlar. Bu sağlık raporunda öğrencinin özel gereksinimi net bir şekilde ifade edinirler. Alınacak olan bu sağlık raporu ile öğrenci ve ailesi bağlı bulundukları Rehberlik ve Araştırma Merkezi’ne başvururlar.

Bu merkezde öğrenci alanında uzman öğretmenlerden oluşan Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu’nca ayrıntılı şekilde değerlendirilir ve bir rapor hazırlanır. Bu rapor Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu Raporu’dur. Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu Raporu, Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu tarafından yapılan değerlendirme sonucunda özel eğitime ihtiyacı olduğu belirlenen öğrenciler için düzenlenen rapordur.

Bu rapor sonrası öğrencilere, ücretsiz olarak eğitim alabilmelerini sağlayacak bir rapor verilir. Bu rapor ile öğrenciler destek eğitim hizmetlerinden ve uygunsa kaynaştırma hizmetlerinden yararlanırlar.

Tanılama süreci, Rehberlik ve Araştırma Merkezi’nin yönlendirmesi ile son bulur ve tanı sonrası yerleştirme dönemi başlar.

Bu dönemde Rehberlik ve Araştırma Merkezi öğrencileri hiçbir destek özel eğitim hizmeti olmaksızın öğrencinin devam ettiği okulda devam edilmesine karar verebilir, gerekli destek eğitim hizmeti alması sağlanarak öğrencinin devam ettiği okulda devam edilmesine karar verebilir ya da öğrencinin kendisiyle aynı yetersizliğe sahip öğrencilerle ayrı okulda eğitim almasına karar verebilir. Bu karar, sıklıkla yetersizliği olan öğrencinin ya da ailesinin fikri alınmaksızın uygulanmaktadır.

Bu sürecin ardından öğrenciye yerleştiği okulda bulunan Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Geliştirme Birimi tarafından Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı (BEP) hazırlanır. Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Geliştirme Birimi özel eğitime ihtiyacı olan öğrencilerin okullarındaki BEP’lerini hazırlamak amacıyla oluşturulan birimdir.

BEP; bir yıl içerisinde özel gereksinimli öğrenciye ne kazandırılacağını, nerede ve nasıl çalışılacağını belirleyen plandır. Bu eğitim planını hazırlamak kaynaştırma sürecindeki unsurlarının tamamının göreviyken; uygulamak, okuldaki öğretmenlerin ve okul yönetiminin görevidir. Ancak bireyselleştirilmiş eğitim planını hazırlama sürecinde aile, sıklıkla bu sürecin dışında kalmaktadır.

Eğitim programı hazırlandıktan sonra özel eğitim okullarında, kaynaştırma sınıflarında yapılan çeşitli uyarlamalar ve düzenlemelerle program uygulanır. Program uygulanırken; öğretim bireyselleştirilir, fiziksel düzenlemeler yapılır, sürece ve sınıf iklimine ilişkin düzenlemeler, öğretim süreçlerinde ve işleyişte çeşitli uyarlamalar yapılır. Bu uyarlamalarla öğrencinin hedeflenen becerileri edinmesi sağlanmaya çalışılır.

BEP’in son bulduğu dönemde öğrenciler yeniden Rehberlik ve Araştırma Merkezleri’ne giderler. Öğrencilerin ilerlemelerinin takip edilmesi Rehberlik ve Araştırma Merkezleri’nin görevlerindendir.

...

Kendi tezimden olduğu gibi buraya aldım bölümü aslında. Umarım fikir veren bir yazı olmuştur. Haftaya görüşmek üzere.

18 Kasım 2019 Pazartesi

Toplumdaki Farklılık Algısı Üzerine



Merhabalar. Bu hafta biraz öneri vermeyi, bildiklerimi paylaşmayı, yeni öğrendiklerimi sunmayı bir kenara bırakarak son dönemde hepimizi derinden üzen bir konu hakkında fikirlerimi yazmak, içimi dökmek istiyorum. Susarsam, onca yıldır aldığım eğitime ve ünvanlarıma saygısızlık etmiş olurum.

Birçok farkındalık günü olsa da, birçok sosyal paylaşım sitesinde, sokaklarda ya da diğer iletişim araçları kanalıyla farkındalık oluşturulmaya çalışılsa da asıl ulaşmamız gereken kesime ulaşamadığımızı biliyordum. Hâlâ interneti sadece yemek tarifi bakmak için, çeşitli isteklerini tatmin etmek için ya da sadece vakit geçirmek için kullanan; hâlâ telefonu sadece arama yapmak için kullanan insanlar var. Bu cümle ile, bahsettiğim insanları kınadığımı, hor gördüğümü ya da onaylamadığımı (Kimse kimseyi onaylama mercisi değil, unutmayalım.) ima etmiyorum. Böyle insanlar var, sadece bunu demek istiyorum. Örneğin Instagram'da paylaştığımız farkındalık yazısı, zaten bir şeyleri sorgulayan ve bizim kanalımızla bir şeyleri öğrenmiş insanlara ulaşıyor. Telefonunda Instagram olmayan, bu konuları düşünmek için enerjisi olmayan insanlara ulaşmıyor. Ya da televizyonda minik minik farkındalık videoları dönüyor, insanlar ilgilerini çekmediğinde başka bir kanala geçerek yine bu konuları görmemeyi ve öğrenmemeyi tercih ediyor. Bir yetişkine istemediği bir şeyi öğretemeyiz. Öğrenmek için en önemli koşul hevestir, güdüdür, istektir.

Bu nedenle Türkiye'nin küçük bir kentinde, özel gereksinimli çocuklar ve ailelerinin, diğer çocukların aileleri tarafından protesto edilmesi aslında çok da "tuhaf" değil, bir şeylerin sonucu olduğu için "tuhaf bir sonuç". Hâlâ toplumun büyük bir kısmı "engel", "özür" gibi kavramların evrilerek "yetersizlik"e dönüştüğünü, yetersizliğin "kaynaştırma" ve "bütünleştirme" ile azaltılabileceğini bilmiyor. Bu bir gerçek: Bilinmiyor.
Bu bilgi ise, yaşantısı boyunca farklı konulara eğilmiş ve artık yaşama savaşına düşmüş yetişkinlere anlatılabilecek, öğretilebilecek bir bilgi olmaktan çıkıyor. Kendi hayatının derdine düşmüş kişilerin
  • ya başına gelince bunu sorgulaması,
  • ya bir akrabasının, bir yakının başına gelmesi ile bunu sorgulaması
  • ya da bu bilgiyi sahiden öğrenmek isteyecek kadar onu heveslendirecek içsel bir motivasyonun mucizevi bir şekilde onda var olması gerekiyor.

Uzun uzun yazmaya gerek yok. Farklılıklara saygı duymayan yetişkinleri bizler yetiştiriyoruz. Şimdi bile bu durumu destekliyor, farklı olanı ötekileştiriyoruz. (Birçok dizide bir ırk yüceleştiriliyor, diğer ırklar öteleniyor (Halbuki önce insan diyebiliriz.), birçok filmde şiddet ögeleri normal görünüyor, bir kasaba insanı öldüren biri alkışlanabiliyor, birçok komedi filminde farklı olana hep lakap takılıyor gibi.) Gelecekte de yetersizliği olan insanlara saygısızlıklar yapılmaması için şimdinin çocuklarına farklılıkları güzel anlatmamız önemli. "Herkes engelli adayı" demekten ziyade bir durum bu, daha genel ve net bir duruş gerekli: Dünyada özel gereksinimli insanlar var ve onlarla yaşamak zorundasın. Herkesin hakları var ve bu haklara saygı duymak zorundasın. Bitti, bu kadar, net.

Benim minik önerilerim var. Bunlar kişisel öneriler. Aldığım eğitimler ve deneyimlerim ışığında öneriyorum tabi bunları:
  • Doktorlar, uzmanlar ya da çocuklarımızı değerlendirme ve yönlendirme yetkisine sahip her kimseler; "Aman şu çocukları görmesin, travma olur!", "Aman çocuğunuzda öğrenme güçlüğü var otizmli çocuk görmesin, üzülür!" gibi cümleler kurmamalı. Aksine bu kaygı ile gelen ailelere "Görsün, tanışsın, sorun olduğunda müdahale edilsin ancak birlikte yaşamayı öğrensin." denmeli. Öncelikle biz uzmanlar farklılıkları normal görelim ki "ışık" olalım. Özel gereksinimli çocukların ailelerini protesto edenler, çocukluklarında hiç otizmli bir çocuk görmedikleri için şu an bu haldeler, ne dersiniz?
  • Dizilerde, filmlerde farklılığa saygı duyulmayan; cinsiyetçi, ırkçı, şiddet yanlısı cümleler ve görüntüler görünce izlemeyi reddedin. Tabi çocuklarınıza da izletmeyin.
  • Dilinizden cinsiyetçi, ırkçı, şiddet yanlısı, farklılıklara saygısı olmayan kelimeleri ve cümleleri çıkarın. Çok da zor değil diyemem, yüz yılların birikimi ile dilimize yerleşmiş kalıpları değiştirmek zordur ama deneyin, bu denemelerinizi çocuklarınıza anlatın.
  • Çocuğunuzun sınıfındaki arkadaşları hakkında yaptığı yorumları bu perspektiften inceleyin, cinsiyetçi, ırkçı, şiddet yanlısı, farklılıklara saygısı olmayan yorumlar ya da başka çocuklardan gelen cümleleri birlikte irdeleyin, bu konuyu birlikte öğrenin.
  • Algınızı değiştirin. Bilmediğinizden korkacağınızı unutmayın. Merak ettiğiniz şeyleri açıp okuyun. Otizm, Down Sendromu gibi farklı gördüğünüz özellikleri okuyun. Sokakta görünce korkmamaya ve hatta daha sıcak bakmaya başladığınızı, öğrendikçe normalleştirdiğinizi göreceksiniz. Öğrendiklerinizi herkese anlatın.
  • Bu yazım da diğer yazılarımda olduğu gibi sadece, özel eğitim hayatının bir yerine dokunmuş kişilerce okunacak. Özel gereksinimi sorgulamayan birilerine ulaşması yıllar alacak. Bence bu yazıyı paylaşmalıyız. Yakınlarımıza okutmalıyız. İlgisi olmayan kişilere "Okudun mu?" diye sormalıyız. Çünkü farklılıklara saygı duymayan biri ile aynı toplumda yaşamak bizim de sorunumuz. Farklılıklara saygı duymayan birinin farklılıklara saygı duyması onun sorumluluğu. Onun daha çok öğrenmesi bizim de sorumluluğumuz. Paylaşalım, anlatalım. Belki birkaç nesil sonra "bütünleştirme" konuşuyor oluruz, ne dersiniz?
  • Bir maddede de sistem için önerilerimi özetleyeyim:
    • Sınıf öğretmenleri özel eğitim konusunda çok yetersiz şekilde mezun oluyor. Sınıf öğretmenlerinin özel eğitim alanındaki bilgisini arttırabilir, bu zor geliyorsa her sınıfa bir özel eğitim öğretmeni verebiliriz.
    • Özel eğitim alanında yapılacak olan değişiklikleri yavaş yavaş, altını doldurarak yapabiliriz. Aniden özel alt sınıf açıp, bu sınıfın başına coğrafya öğretmeni getirmek bir çözüm değil.
    • Müfredata "değerler eğitimi" eklenmişken "farklılığa saygı" konusu, pergelin ağzı biraz daha açılarak işlenebilir.
    • Rehberlik ve Araştırma Merkezleri kaynaştırma konusunda her okulu, her öğretmeni ayrı ayrı bilgilendirebilir. Toplumu hazırlayabilir, bilgilendirebilir.
    • Her okulda bir özel eğitim öğretmeni olursa ve sık sık farklılıklara saygı konusunu işlerse harika olmaz mı? (Okullarda bu iş için rehber öğretmenler var ancak onlar da yeterince bilgi sahibi değil.)
Benim bir nefeste aklıma gelenler bunlar oldu. Aklıma geldikçe de ekler ekler dururum.
...
Derdim buydu bu hafta. 
Haftaya görüşmek üzere.

3 Eylül 2018 Pazartesi

Kaynaştırma Yazı Dizisi - 4



Merhabalar. Kaynaştırma hakkında derinlemesine incelemeler yaptığım yazı dizimin dördüncüsü ile bu hafta sizlerleyim. Bu hafta kaynaştırma sürecini konuşalım istedim. Hem önümüzdeki günlerde açılacak okullar hem de hali hazırda kaynaştırmaya hazırlanan aileler ve çocuklar için önemli bir yazı olacağı görüşündeyim. Şimdiden iyi okumalar.

Kaynaştırmaya dahil edilmek için birkaç önkoşul bulunmakta. Bunlar:
  • Öğrencinin sağlık raporunun olması
  • Öğrencinin, bağlı olduğu Rehberlik ve Araştırma Merkezi'nden alacağı RAM Raporu
  • RAM'dan kaynaştırma için alınacak olan onay (Değerlendirme Kurulu Raporu'nuzun Kaynaştırmaya Uygun çıkması gerekmektedir.)
  • Yönlendirildiğiniz okulun kontenjan durumunun uygun olması
  • Çocuğunuzun tanısı ve tanı oranı ne olursa olsun kaynaştırmaya başvurabilirsiniz. Burada çocuğunuzun bireysel performansı ve RAM'ın çocuğunuz hakkındaki görüşleri önem kazanıyor. Maalesef subjektif bir durum söz konusu. (Maalesef.)
  • En traji-komik olan koşul ise; kaynaştırma için başvurduğunuz okulun önce müdürünün sonra sınıf öğretmeninin sizi ve çocuğunuzu kabul edip etmemesi. (Yeni sistem ile birlikte, bu son maddenin keyfilikten uzaklaşacağı inancındayım. Hâlâ velilerim kayıt yaptıracak okul bulamasa da inanıyorum, evet inanıyorum.)
Belki haberiniz olmamış olabilir. 7 Temmuz 2018 günü yeni bir Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği yayınlandı. Bu yönetmelikten birkaç not aktarmak isterim:
Bu yönetmelikte RAM'lardan verilecek olan Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu Raporu ile her tür ve derecedeki okuldan kaynaştırma ve bütünleştirme hizmeti alınabileceği yazıyor. Yani bu, bizim hakkımız. Çocuğunuz RAM'a gittiğinde kaynaştırma kararı çıkmışsa, kaynaştırma sizin hakkınız olmuş oluyor. Bu nedenle ya RAM'ın yönlendirdiği okula ya da kendi belirleyeceğiniz okula gidip kayıt yaptırabilirsiniz. Yine söylüyorum: Bu sizin hakkınız.
Aynı yönetmelikte tam ve yarı zamanlı kaynaştırmadan bahsediliyor. Burada tam ve yarı zamanlı kaynaştırmayı da okulun programını izleyen ve izlemeyen olarak ayırmışlar. Kayıt yaptırdığınız okulun durumu ve yapılan değerlendirmelerde çocuğunuz için uygun olan şekil hangisiyse o sistemin içinde yer alabiliyorsunuz.
Kaynaştırma okuluna kayıt yaptırırken her sınıfın kaynaştırma öğrencisi için kontenjanının farklı olabileceğini ihmal etmemeli. Tam zamanlı kaynaştırma sınıflarında kontenjan 2'dir. Özel eğitim okullarında ise 5'tir. Bu sayı kademeye göre değişebilmektedir. Bu durumu göz önünde bulundurarak erken hareket etmekte fayda olduğu görüşündeyim.
Kaynaştırma süresince çocuklarınızın yabancı dil derslerinden muaf olduklarını unutmayın. Bu durumu okul yönetimi e-okula kaydetmelidir ve çocuğunuz bu derslerden muaf olmalıdır.
Çocuğunuz bir defaya mahsus olmak üzere aile ve BEP Geliştirme Birimi'nin ortak kararıyla sınıf tekrarı yapabilir. Burada ortak kararın alınması önemli.
Çocuğunuz gireceği her sınavda, başarısının ölçüleceği her uygulamada kendi Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı'ndan sorumludur. Çocuğunuzun bireysel özellikleri gözetilerek değerlendirme uygulamlarına dahil edilmesi zorunludur.
Destek eğitim odasında çocuğunuz haftalık ders saatinin %40'ından fazlasını geçmeyecek şekilde destek eğitim alabilir. Çocuğunuzun tüm gün destek eğitim odasında kalmasına müsaade etmemeniz gerektiğini burada yasal hak olarak da görüyorsunuz. Destek eğitim hizmeti hafta sonu da verilebilmekte. Çocuğunuzun ve okulun uygunluk durumuna göre bunu talep edebiliyorsunuz.
Ben uzun uzun alıntılar yapmak yerine sizler için önemli olan noktaları burada paylaşmak istedim. Yönetmeliğe ulaşmak isterseniz şuradan ulaşabilirsiniz.

Çocuğunuz senelerdir özel eğitim merkezlerinde devam eden eğitim sürecindeyken, artık okul çağına gelmişse ve siz ne yapacağınızı bilemiyorsanız şu adımları lütfen takip edin:
  1. Çocuğunuzun kaynaştırmaya hazır olup olmadığını en iyi bilen kişi, devam ettiğiniz özel eğitim merkezinizdeki özel eğitim öğretmenlerinizdir. Onlardan olumlu yanıt alınca kaynaştırma sürecini başlatmak daha doğru olacaktır.
  2. Çocuğunuz kaynaştırmaya uygun değilse, kaynaştırmaya hazırlık programı sunan bir özel eğitim merkezindeyseniz bu programa dahil olun ve çocuğunuzun kaynaştırma sürecine hem psikolojik hem de bilişsel olarak hazır olmasına destek olun.
  3. Çocuğunuzun kaynaştırmaya hazır olduğu sene başında ise resmi kanallara başvurmanın zamanı gelmiş demektir.
  4. Bağlı olduğunuz RAM'ı arayarak kaynaştırmaya uygunluk için değerlendirme talep ettiğinizi belirtin.
  5. Randevu saatinizde RAM'da olun. Değerlendirme sonucunu zaten size anında söyleyeceklerdir.
  6. Sonuca göre çevrenizdeki okulları araştırın. Bu araştırmayı, çevrenizdeki kaynaştırma öğrencilerinin ailelerinden ya da doğrudan okullara gidip görüşme yaparak uygulayabilirsiniz. Burada internetten hurafe okumamak önemli!
  7. RAM'dan önerilen okul bilgisini telefondan almanız mümkün değil. Yüz yüze yapacağınız görüşme sonrası okul bilgisini aldıktan sonra, o okulla olası sorun yaşarsanız dilekçe ile doğrudan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nden yardım isteyin. Farklı bir okul ya da farklı bir yöntem denenebilir.
  8. Okula kayıt yaptırdıktan sonra ise artık örgün eğitimin bir parçası olan çocuğunuzun destek eğitimine ve okullar arası iletişimin sağlanmasına gayret edin. Unutmayın; özel eğitim sürecinde aileler bütün bilgilerin toplandığı tek kaynaktır. Sık sık toplantılar talep ederek sürecin içinde olun.
Umarım sizlere yardımcı olan bir yazı olmuştur. Yazı dizim henüz bitmedi. Beşinci yazı ile görüşmek üzere, sevgiler.

23 Temmuz 2018 Pazartesi

Kaynaştırma Yazı Dizisi - 3



Merhabalar, kaynaştırma yazı dizime kaldığım yerden devam ediyorum. Daha birçok yazı sırada bekliyor, yavaş yavaş sizden gelen sorulara cevap verebileceğime inanıyorum.
Bu hafta kaynaştırmanın yararları üzerinde durmak istedim. Kaynaştırma neden gerekli, bunu uzun uzun konuştuk. Peki ya yararları neler? Her bir unsur için ayrı ayrı yararlarına göz atmakta fayda var. Hadi başlayalım.
...
  • Kaynaştırma öğrencisi için yararları
    • Kaynaştırma öğrencisinin içine bulunduğu topluma uyumunu hızlandırır.
    • Normal gelişimi model almasını sağlar.
    • Parçası olduğu toplumun normlarını erken yaşta öğrenir.
  • Kaynaştırma sınıfındaki diğer öğrencilere yararları
    • Bireysel farklılıklar saygı duyan bireyler olmalarını sağlar.
    • Temel ahlaki değerleri erken yaştan edinirler.
    • Toplumun her kesimindeki bireylerle iletişim kurma şansı elde ettikleri için iletişim becerileri gelişir.
    • Empati duyguları gelişir.
    • Daha gerçekçi hedefler belirleyerek zaman ve maddi kaynakları ekonomik kullanmak adına adımlar atabilirler.
  • Kaynaştırma sınıf öğretmenine yararları
    • Öğretmenlik becerilerini farklı performans sergileyen bireylere sergileyerek becerilerini arttırır.
    • Farklı ihtiyaçları olan bireylere aynı anda eğitim hizmeti verdiği için manevi tatmini artar.
    • Deneyim arttıkça oluşan mesleki hantallık kaynaştırma ile oluşmaz.
    • Bireysel farkındalık, farklılıklara saygı gibi ileri düzey düşünsel beceriler gelişir.
  • Kaynaştırma öğrencisinin ailesine yararları
    • Normal gelişim gösteren birey ve aileleri ile kurdukları etkileşim sonucu daha gerçekçi hedefler belirlerler.
    • Bu etkileşim ile normal gelişim hakkında bilgi sahibi olurlar.
    • Kaynaştırma sınıfındaki diğer bireylerin aileleri ile kurdukları sosyal bağlar, toplumun bir parçası oldukları hissini arttırır.
  • Kaynaştırma sınıfındaki diğer öğrencilerin aileleri için yararları
    • Bireysel farklılıklar saygı duyan bireyler yetiştirmelerini ve olmalarını sağlayan bir sistemi yaşarlar.
    • Çocukları hakkında daha gerçekçi hedefler belirlemek için farkındalıkları artar.
    • Empati duyguları gelişir.
    • Bireysel farkındalık, farklılıklara saygı gibi ileri düzey düşünsel beceriler gelişir.
  • Kaynaştırma okul idaresi için yararları
    • Toplumdaki her bireyi kucaklayan bir okulun yönetiminde bulundukları için kabul ve onay duyguları ile karşılaşmaları ihtimali artar.
    • Farklı ihtiyacı olan bireyler ve aileleri ile çalışıyor olmak idarecilere empati duygularını geliştirmek için fırsatlar verebilir.
    • Öğretmenlerin de başına gelen, deneyimle birlikte hantallaşma durumu idarecilerin de başına gelmektedir. Bu hantallaşma kaynaştırma süreci ile ortadan kalkar.
  • Kaynaştırma okulunda çalışan diğer personel için yararları
    • Empati, yardım etme, yardım alma gibi temel ahlaki becerileri gelişir.
    • Toplumun gerçekleri ile yüzleşmeleri ve bu gerçekliği öğrenmeleri fırsatı sunulur.
    • Kaynaştırma öğrencisinin ailesi ile kurdukları etkileşim ile yeni sosyal çevreler edinirler.
  • Kaynaştırma öğrencisinin destek eğitim aldığı öğretmenine yararları
    • Kaynaştırma sürecine girebilecek kadar öğrencisinin ilerlemesini sağladığı için mesleki tatmini yükselir.
    • Kaynaştırma hakkındaki deneyimi artar.
  • Kaynaştırma öğrencisinin destek eğitim aldığı merkezin yönetimi için yararları
    • Farklı ihtiyacı olan bireyler ve aileleri ile çalışıyor olmak idarecilere empati duygularını geliştirmek için fırsatlar verebilir.
    • Öğretmenlerin de başına gelen, deneyimle birlikte hantallaşma durumu idarecilerin de başına gelmektedir. Bu hantallaşma kaynaştırma süreci ile ortadan kalkar.
  • Kaynaştırma öğrencisinin destek eğitim aldığı merkezde çalışan diğer personel için yararları
    • Empati, yardım etme, yardım alma gibi temel ahlaki becerileri gelişir.
    • Toplumun gerçekleri ile yüzleşmeleri ve bu gerçekliği öğrenmeleri fırsatı sunulur.
    • Kaynaştırma öğrencisinin ailesi ile kurdukları etkileşim ile yeni sosyal çevreler edinirler.
  • Çevredeki bireyler için yararları
    • Kaynaştırma ile bireyler topluma daha çabuk hazır hale gelir. Toplumda çeşitli sebeplerle düzeni bozan bireyler yerine toplumun kalkınmasına destek olan bireylerin olması toplumun refah düzeyini arttırır.
    • Kaynaştırma hakkında bilgi alan bireylerin farkındalıklar artar ve farklılıklara saygı duyan bireyler olma ihtimalleri oluşur.
    • Her bir bireyin eğitim alma hakkının rahatlıkla gerçekleştirildiği bir toplumda yaşıyor olmak pozitif bir durum olarak karşılarına çıkar.
Her pencereden bakmaya çalıştım ancak hepimiz için öncelikli yararı: Empati.
Umarım sizler için fikir veren bir yazı olmuştur. Haftaya görüşmek üzere.

25 Haziran 2018 Pazartesi

Kaynaştırma Yazı Dizisi - 2



Merhabalar. Bu hafta kaynaştırma konusunda açtığımız dosyamızın ikinci yazısı için, kaynaştırmanın temel unsurları nelerdir ve bu unsurlar neler yapmalıdırlar sorularına yanıt aradım. Kaynaştırmayı a'dan z'ye masaya yatırdığım yazı dizim devam edecek.
Kaynaştırmanın tanımını ve temel ögelerini şu yazımda bulabilirsiniz. Bu yazıyı okuduktan sonra şimdiki yazımı okumanız daha sağlam ilerlemenizi sağlayacaktır.
Kaynaştırmanın temel ögeleri derken, kaynaştırma sürecinde bulunan, bu süreci yaşayan ve bu süreçten etkilenen herkesi kast ediyorum. Sırası ile bu kişilere ve sorumluluklarına göz atalım istedim. Böylece kimler sorumluluğunu sahiden yapıyor kimler yapmıyor daha net bir şekilde ortaya koymuş oluruz.
  1. Kaynaştırma öğrencisi: Kaynaştırma öğrencisinin olmazsa olmazı, doğal olarak, kaynaştırma öğrencisidir. Bir birey herhangi bir yetersizliğe sahipse genel eğitim ortamlarından yararlandığı sürece kaynaştırma, bireye de kaynaştırma öğrencisi denmektedir.
  2. Kaynaştırma sınıfı sınıf öğretmeni: Kaynaştırma öğrencisinden sonraki en önemli unsur kaynaştırma sınıfından sorumlu olan sınıf öğretmenidir. Kaynaştırmanın temelini oluşturan kişidir. Kaynaştırmanın diğer unsurlarını kaynaştırmaya hazırlamak, süreci yönetmek ve organize etmek gibi sorumlulukları vardır. Kaynaştırma öğrencisinin kaynaştırmaya dahil olup olamayacağı kararını vermek, kaynaştırma öğrencisinin sınıftan verim almasını engellemek, kaynaştırmaya engel olmak gibi sorumlulukları yoktur. Kaynaştırma, çocuklarımızın hakkıdır ve bir kişinin iki dudağı arasında değildir. (Üslubumun sertliği için özür diliyorum.)
  3. Kaynaştırma öğrencisinin ailesi: Kaynaştırmaya devam eden bireyin ailesinin sorumlulukları ise çocuğunun kaynaştırmaya hazırlığına ve eğitim sürecine dahil olmaktır. Ailelerin; çocuklarının kaynaştırma uygulamalarına katılacağı okulların yönetimlerini ve öğretmenleri ikna etmek gibi bir sorumluluğu yoktur.
  4. Kaynaştırma öğrencisinin destek eğitim aldığı rehabilitasyon merkezindeki öğretmen/leri: Bu öğretmenler, kaynaştırma öğrencisinin kaynaştırma öncesi eğitim süreçlerini tek başlarına devam ettirirler. Bu nedenle kaynaştırmaya hazırlıkta en büyük sorumluluk aslında özel eğitim merkezlerindeki öğretmenlerimizdedir. Kaynaştırmaya bilişsel, fiziksel ve psikolojik hazırlık bu süreçte sağlanmalıdır. Kaynaştırma sürecinde de gereken yerde gereken desteği vermeleri gerekmektedir.
  5. Kaynaştırma sınıfındaki diğer öğrenciler: Kaynaştırma öğrencisi sınıfa gelmeden önce, kaynaştırma ve özel gereksinim kavramları hakkında bilgi sahibi olmaları gereken öğrencilerdir. Bu kavramları bilir ve arkadaşlarını o şekilde sınıfa dahil ederlerse, kaynaştırmanın asıl hedefi olan sosyal becerilerin edinimi için büyük bir adım atılmış olur.
  6. Kaynaştırma sınıfının bulunduğu okulun yönetimi: Okul yönetiminin tek görevi kaynaştırma öğrencisinin ihtiyaç duyduğu bütün destekleri sağlamak ve uygulamaktır. Okul yönetiminin kaynaştırmaya verdiği destek kaynaştırmanın kalitesini etkilemektedir. Günümüzde çoğu okul yönetiminin kaynaştırma hakkında olumlu görüşleri yoktur ancak ilerleyen dönemlerde bunun değişeceği umulmaktadır. Buna karşın; okul yönetiminin kaynaştırma hakkında bilgisinin olup olmaması, olumlu düşüncelerinin olup olmaması kaynaştırma kararını etkilemez. Okul müdürleri, kaynaştırma kararı verilen her bir bireye hizmet etmekle görevlidir.
  7. Kaynaştırma sınıfının bulunduğu okuldaki diğer personel: Bu gruptaki meslek elemanları, kaynaştırma öğrencisinin ve ailesinin sosyal çevrede sıkça karşılaştığı gruptur. Bu gruptaki bireylerin dışarıda olduklarını sanmaları olağandır. Ancak kaynaştırma sürecinin içindedirler. Gerekli bilgi ve becerileri edindikten sonra kaynaştırma sürecine olumlu katkıda bulunabilecekleri ihmal edilmemelidir.
  8. Kaynaştırma sınıfındaki diğer çocukların aileleri: Öncelikle bu gruptaki aileler bilgilendirilmeli ve aileler bilgilenmeye açık olarak en önemli sorumluluklarını yerine getirmelidirler. Bu bilgilendirme sonrası hiçbir ailenin kaynaştırma sürecini reddedeceğini düşünmüyorum. Bilgi ile; acıma, yok sayma, üzülme gibi duygular ve davranışlar yok olacaktır. Her aile, her çocuğun özel olduğunu anladığı an kaynaştırma daha keyifli bir süreç olmaktadır.
  9. Kaynaştırma öğrencisinin destek eğitim aldığı rehabilitasyon merkezinin yönetimi: Rehabilitasyon merkezlerinin okul yönetimleri, öğretmenlerin görüşmesini sağlamak, çocukların doğru ve yeterli destek eğitim almalarını sağlamak ve bütün süreci koordine etmek gibi görevleri vardır. Maalesef günümüzde çocukların haklarının savunuculuğunu yapmak bu gruba düşmektedir.
  10. Kaynaştırma öğrencisinin destek eğitim aldığı rehabilitasyon merkezindeki diğer personel: Bu gruptaki meslek elemanları da, kaynaştırma öğrencisinin ve ailesinin sosyal çevrede sıkça karşılaştığı gruptur. Bu gruptaki bireylerin dışarıda olduklarını sanmaları olağandır. Ancak kaynaştırma sürecinin içindedirler. Gerekli bilgi ve becerileri edindikten sonra kaynaştırma sürecine olumlu katkıda bulunabilecekleri ihmal edilmemelidir. Tıpkı kaynaştırma okulunda olduğu gibi, rehabilitasyon merkezlerindeki yardımcı personel de büyük önem taşımaktadır.
  11. Çevredeki bireyler: Sen, ben, o. Herkes. Kaynaştırmanın ne olduğunu ve neden önemli olduğunu öğrenerek işe başlayabiliriz. Ardından kaynaştırma gerektiren ve gerektirmeyen çocuklara nasıl doğru davranırız bunu öğrenmeliyiz. Tek yapmamız gereken bilgilenmek. Sonrasında zaten kaynaştırma ya da özel eğitim konusunda üzerimize düşeni yapmış oluyoruz. Çok kolay, değil mi?
Kaynaştırmanın ögeleri bu şekilde karşımıza çıkıyor literatürde. Birkaçını da ben ekledim, farkındalık yaratmak ve çok da uzak olmadığını göstermek için. Umarım sizler için yeni fikirler veren bir yazı olmuştur. Haftaya görüşmek üzere.

30 Nisan 2018 Pazartesi

Kaynaştırma Yazı Dizisi - 1



Herkese merhaba. Yepyeni bir yazı dizisine başlıyorum ve oldukça heyecanlıyım. Yüksek Lisans Tezi'mde, üzerinde uzun uzun düşünüp taramalar yapınca ben de dedim ki "Herkes doğru bilgiyi bilmeli!"  ve başladım yazı dizime. Bu dizisi boyunca doğru kaynaştırma nedir, ne yapılırsa doğru kaynaştırma olur, kaynaştırmanın unsurları nelerdir, bu unsurlara düşen görevler nelerdir, kaynaştırmanın yararları ve sınırlı olduğu durumlar nelerdir gibi sorulara cevap bulmaya çalışacağım sizlerle.
Hadi başlayalım!
...
Kaynaştırma aslında nedir?

Kaynaştırma, özel gereksinimi olan her bir bireyin normal gelişim gösteren bireylerle birlikte eğitim aldığı ve etkileşim kurduğu eğitim ortamının genel ismidir.

Kaynaştırma;
  • genel eğitim sınıfında ve okulunda, özel gereksinimli bireyin doğru şekilde kabullenilmesi ile kaynaştırma olur.
  • özel gereksinimli bireye, genel eğitim sınıfında gerekli sosyalleşme fırsatları verildiğinde kaynaştırma olur.
  • toplumun her bir kesimi tarafından bu süreç "normal" olarak görüldüğünde kaynaştırma olur.
Başarılı bir kaynaştırmanın temelleri nelerdir?
  • Kaynaştırma okulundaki tüm okul çalışanları, özel gereksinimli bireylere karşı kabul edici ve destekleyici şekilde hareket etmelidirler. Bu destekleyici olma durumu bir sevap olarak değil bir görev olarak görülmeli ve bu görev layığı ile yapılmalıdır. Hiçbir çocuk, hiçbir bireye muhtaç olmayana dek bu bakış açısını edinmemiz gerekmektedir.
  • Kaynaştırma sınıflarındaki kaynaştırma öğrencisi için bireyselleştirilmiş eğitim planı hazırlanmalıdır. Bu plan kaynaştırma öğrencisinin hayatında var olan bütün uzmanlarla ve aile ile birlikte hazırlanmalıdır.
  • Kaynaştırma sınıfı öğretmeni de kaynaştırma sürecine ve kaynaştırma öğrencisine olumlu tutumlar sergilemelidir. Sınıf öğretmeninin tutumları ile ilgili ayrıca konuşacağımız bir yazımız olacak zaten.
  • Kaynaştırma sınıfları bütün bireylerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlenmelidir. Zaten genel eğitim sınıfları her bir bireyin ulaşabileceği özelliklere sahip olmalıdır, sadece kaynaştırma öğrencileri için değil.
  • Kaynaştırma sınıflarında bütün bireyler, bütün imkanlardan eşitçe yararlanma fırsatına sahip olmalıdırlar.
  • Kaynaştırma sürecinde her bir öğrencinin kendi hızında öğrenmesine dikkat edilmelidir.
  • Kaynaştırma sürecine gerekli teknolojik destek, kaynaştırma süreci öncesi sağlanmalıdır.
  • Kaynaştırma sürecindeki bütün uzmanlar ve aile işbirliği içinde olmalıdır.
Kaynaştırma bir haktır ve sınıftaki diğer çocukların anne ve babasının kararına, okul müdürünün kaynaştırmaya bakışına, sınıf öğretmeninin kaynaştırma öğrencisini sınıfında isteyip istememesine göre bu hak değişmez. Her çocuk eşittir ve aynı eğitimi alma hakkında sahiptir. Bu kural cepte!

İlk yazım için bu cebimizdeki kuralı alalım, herkesle paylaşalım ve insanlara bir kez daha anlatalım ki "Her çocuk için, her hak!". Net ve basit, değil mi?

Gelecek yazılarda görüşmek üzere, sevgiler.

9 Nisan 2018 Pazartesi

Özel Eğitim Alanında Çalışan Öğretmenlerin Mesleki Gelişimleri

Güzel bir haftadan herkese merhabalar. Nisan ne kadar da güzel geldi dünyamıza değil mi? Hepimize neşe ve hareket getirdi. İyi ki geldi!
Bu haftaki konum birkaç yazımı birden atlayarak öne geçen bir konu. Geçtiğimiz pazartesi günü Otizm Farkındalık Günü olması sebebiyle Ankara Üniversitesi Engelliler Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin organize ettiği ve Prof. Dr. Elif Tekin İFTAR hocamızın sunumunu yaptığı bir seminer oldu. Özel eğitim alanında çalışan öğretmenlere bir ışık tuttu Elif Hoca. Hem de gözlerimizi alan bir ışık. O kadar önemli notlar aldım ki bu seminerde, hâlâ etkisinde olabilirim! Hem kendimi hem de okulumuzu sorguladığım değerli bir seminer oldu bence. O seminerden neler öğrendimse sizlerle paylaşmak istedim hemen.

Bilimsel Dayanaklı Uygulamalar

Bilimsel dayanaklı uygulamalar denilince aklınıza yapılan bilimsel çalışmalar gelmesin. Her bilimsel çalışma bilimsel dayanaklı değil. Bu uygulamaların üç aşaması var ve bilimsel çalışmalar bu aşamalara uygun olduğunda bilimsel dayanaklı olarak kabul ediliyor. En güçlü dayanak, klinik deneyim ve hastanın hangi yöntemi tercih ettiği; bu üç süreç.
Bizim okulumuzda da uyguladığımız ve "bilimsel dayanaklı" dediğimiz yöntem ve programların aslında sadece "bilimsel" olduğunu öğrendik. Bilimsel dayanaklı olması ise farklı bir durum. Bilimsel olup da bilimsel dayanaklı olmayan birçok uygulama var: Duyu bütünleme, tüm dil okuma öğretimi, kolaylaştırılmış iletişim, ses bütünleştirme eğitimi, beyin jimnastiği, DIR/Floortime... Bunlar bilimsel dayanakları yeterince gelişmemiş olan ancak popüler olan uygulamalar. Uygulanması tabi yanlış değil ancak "bilimsel dayanaklı" demek için erken. Bu cebimizde olması gereken bir bilgi.


Okullarda bilimsel dayanaklı uygulamaların uygulanması ne düzeyde?

  • Kanıtlanmamış ve sözde bilimsel uygulamalar tercih ediliyor.
  • Önce inanış sonra bilim geliyorsa "sözde bilim"dir. Sözde bilim uygulamaları oldukça fazla kullanılıyor.
  • Okul yönetimleri bilimsel dayanaklı uygulamaları teşvik etmiyor.
  • Öğretmenler ise durumdan haberdar değil!
Öğretmenlerin bilimsel dayanaklı uygulamaları kullanmama nedenleri nelerdir?
  • Öğretmenler bu uygulamaları kullanacak düzeyde eğitim almadıklarını düşünüyorlar.
  • Öğretmenler kaynaştırma eğitimine ilişkin yeterince bilgi almadıklarını düşünüyorlar.
  • Sınıf öğretmenleri kaynaştırma eğitimi destekliyorlar ancak bu konuda kaygılı ve endişeliler.
  • Çoğu ülkede sınıf öğretmenleri kaynaştırma hakkında bir ders almaktalar ancak bu dersler yeterli işlevsellikte değil. Bizim ülkemiz de bunlardan biri.
  • Öğretmenler makale okumamakta ve makale okumayı bilmemektedirler.
  • Öğretmenler herhangi bir bilimsel yayına üye değiller, takip etmiyorlar.
  • Öğretmenler bilimsel gelişmelerden haberdar değillerdir.
  • Öğretmenler seminer ve konferanslarda etkili olmayan yöntemlerin etkili gibi tanıtıldığı bilgiler almaktalar ve bunu fark etmemekteler.
  • Sınıf öğretmenleri, özel eğitim öğretmenlerinin temel becerilerini sergilemekte zorlanmaktadırlar. (Göz kontağını sağlama, dilini yapılandırma gibi.)
Bilimsel dayanaklı uygulamaların kullanılmamasının sonuçları nelerdir?
  • İşte burada en çarpıcı bilgi söz konusu. Bir öğretmen günde sadece yirmi dakika etkililiği kanıtlanmamış bir uygulamayı sınıfına taşırsa, bir öğrencinin eğitim öğretim hayatı boyunca 2 yılı boşa gitmiş oluyor! Bu çok çarpıcı bir tespit değil mi? Bizim çocuklarımızın vakti bu kadar değerliyken hem de!
  • Ülkenin para ve iş gücü harcaması tasarruflu olarak kullanılmamış oluyor.
  • Öğretmenler işe yaramayan uygulamalar sonrası başarısızlık hissi ile mesleki tatminden uzaklaşmaktalar.
Peki, öğretmenler kendilerini mesleki anlamda geliştirmek için neler yapmalılar?
Açıkçası bir hevesle dinlediğim seminer oldukça güzel geçse de bu konuda net ve birçok öneri alamadım. Seminer boyunca üstü kapalı öneriler geçidi oldu, orası ayrı! Ancak içerisinden çıkardığım önerileri sizlerle paylaşmak istiyorum.
  • Öğretmenler seminerlere vs katılırken bu bilgilerin bilimsel dayanaklı olup olmamasını sorgulamalıdırlar. Sorgulamalarının sonucunda bu bilgileri kabul etmelidirler.
  • Araştırmaları öğretmenler takip etmelidirler. Dergiler, portallar bu konuda yardımcı olacaktır.
  • Hizmet içi eğitimlerden alınan yüzeysel bilgileri öğretmenler sorgulamalı ve derslerine nasıl adapte edebileceklerini meslek arkadaşlarıyla tartışarak bulmalılar ve uygulamalıdırlar.
  • ADS Toddler Initiative, ADEPT, AFIRM, AIM, LearningABA, START Project gibi yabancı programlar internet üzerinden mesleki gelişime yardımcı olabilmektedirler. Ülkemizde ise Tohum Otizm Vakfı'nın hazırladığı Tohum Otizm Vakfı Eğitim Portalı kullanılabilir.
  • Bu portallar sayesinde bilimsel dayanaklı uygulamalar takip edilebilir ve öğrenilebilir.
  • Yapılan çalışmalar; seminer, hizmet içi eğitim, konferans gibi uygulamalardansa bu gibi uygulamaların daha geçerli olduğunu göstermiştir.

Yani temel olarak öğretmen ne kadar iyiyse çocuk ve aile de o kadar iyidir. Bu nedenle okulumuzda biz, her seminere katılır ve bu bilgileri okulumuzda uygulamaya başlarız. Uygulamaya geçmeyen bilgi ise makalelerde uyumaya mahkumdur, biz o bilgileri uyandırma hedefiyle hareket ediyoruz. Diğer bütün öğretmenlerin ve okulların da bu şekilde hareket etmesini temenni ediyoruz. Bu yazı da Elif Hoca başta olmak üzere bunu amaç edinen herkesi destekleyen bir temenni yazısı oldu bence.
Soru ve görüşlerinizi seve seve bekliyorum. Umarım hepimiz için yararlı bir yazı olmuştur. Haftaya görüşmek üzere.

9 Ekim 2017 Pazartesi

Pekiştireç Tablosu ve Kaynaştırma Sınıfında Kullanımı


Herkese güzel bir haftadan merhabalar. Geçtiğimiz günlerde yaptığım bir okul görüşmesinden bahsederek başlamalıyım bugünkü yazıma. Okul ismi vermem ve tebrik etmem bence böyle durumlarda etik ihlali değil. Yenimahalle Orhangazi İlkokulu öğretmenleri ve rehberlik servisi kaynaştırma dostu, ilan edebiliriz herkese. Bilgili, deneyimli ve bilmediği konularda yeni bilgilere açık, değerli bir okul, tanıştığıma öyle mutlu oldum ki.
Kaynaştırma konusunda birçok güzel konudan söz ettik. Bu konulardan biri de kaynaştırma sınıflarında uygulamanın keyifli ve doğru olduğu "pekiştireç/ödül tabloları" oldu. Ben de bu yazımda sizlere kaynaştırma sınıfı olsun olmasın grup içeren bütün sınıflarda uygulayabileceğiniz bu yöntemi önereceğim. Buyurun başlayalım.
...
Pekiştireç nedir?

  • Temel olarak bir davranışın devamlılığını ve öğrenimini sağlamak için bireye verilen olumlu uyaran/ödül diyebiliriz.
  • Pekiştireçleri birincil ve ikinci olarak ayırıyoruz.
    • Birincil pekiştireç doğrudan çocuklarımıza yiyecek olarak verdiğimiz ödüllerdir.
    • İkincil pekiştireçler ise sosyal, sembol, etkinlik ve nesne pekiştireçleridir.
      • Sosyal pekiştireç; çocuğun yanağını okşamaktan tutun da "Aferin!" demeye kadar geniş bir yelpazeyi kapsar.
      • Sembol pekiştireç; deftere yıldız koymak, yakasına kurdele takmak gibi belirli bir durumu sembolize eden pekiştireçlerdir.
      • Etkinlik pekiştireci; güzel bir dersten sonra parka çıkma, oyun oynama gibi ödüllerdir.
      • Son olarak nesne pekiştireci ise (Bu KPSS hazırlık kitaplarında geçiyor.) verilen ödüllerdir; kalem, kitap vs gibi.


Pekiştireç tablosu ise pekiştireci sunarken kullanılan bir göstergedir. Birey, aldığı sembol pekiştireci bu tabloda görür ve pekiştireç amacını bu şekilde gerçekleştirmiş olur. Her doğru tepkide bir sembol pekiştireç tabloya yerleştirilir ve belirlenen kota dolunca ya da zaman geçince, daha önceden belirlenen bir ödül/pekiştireç verilir. Temel olarak pekiştireç tablosu dediğimiz "sistem" bu.

Pekiştireç tablosu bireysel derslerde ne işe yarar?

  • Öğrenciye birincil pekiştireçler vererek bu pekiştireçlere bağımlılığını farkında olmadan arttırmak yerine daha çok zihinsel süreç gerektiren bu sembolleri kullanmak örtük olarak birçok hedefi çalışmayı sağlar. Hedefe giderken küçük hedeflere ulaşması gerektiğini bilme, her doğru hareketinin bir sonraki doğruya götürdüğünü fark etme, sabretme ve bekleme gibi.
  • Ayrıca her çocuğumuz her ödülü yiyemiyor olabilir, diyet, düzenli beslenme gibi konular sebebiyle birincil pekiştireç aslında "artık" çok da tercih edilmiyor.
  • Belirlenen semboller ile farklı hedefler çalışılabilir. Rakam öğretiminden tutun da renk eşlemeye kadar.
  • Semboller çocuğunuzun sorumluluk duygusunu arttırır ve sürece odaklanmasına yardımcı olur.

Pekiştireç tablosu grup derslerinde ya da kaynaştırma sınıflarında ne işe yarar?
  • Rekabet duygusu üst seviyelerde olan çocuklar için kurallara uymak adına önemli bir motivasyon olur.
  • Henüz okula başlayan çocuklar için sınıf kurallarına uyma becerileri bu tablo sayesinde çalışılması en keyifli beceri haline gelir.
  • Kaynaştırma öğrencisinin de dahil olduğu bir süreç olduğu için kaynaştırma öğrencisinin sınıfa uyumu ve sınıfın onu kabulü daha çabuk olacaktır.
  • Öğretmen hem okulda hem de sınıfta eşitlik ve düzen durumunu daha çabuk organize edebilecektir.
  • Grup derslerinde her bir öğrencinin sağlık durumuna göre yiyecek pekiştireci belirlemek ve uygulamak zor olacağından pekiştirme sürecini kolaylaştıracaktır.

    Pekiştireç tablosu nasıl kullanılır?

    • Hazırlanışıyla ilgili birçok video var zaten. Şu linkte bir örneği var;  http://www.eba.gov.tr/video/izle/9094fae152d0cf4c840d693bb86f4cec6c553c76b8004 . Ancak benden bir öneri; eğer kaynaştırma sınıfında hazırlıyor iseniz sınıftaki öğrencilerinizle beraber bir etkinlik olarak hazırlamanız çok keyifli olacaktır.
    • Tabloyu hazırladıktan sonra sınıfta görülebilir ve rahat uzanabileceğiniz bir yere asın.
    • Tabloyu nasıl kullanacağınızı ve neden orada olduğunu öğrencilerinize anlatın.
    • Pekiştireci vermek için bir tarife belirleyin. Örnek vermek gerekirse:
      • Her sorduğum soruda doğru cevabı verenin isminin karşısında bir yıldız takacağım.
      • Sınıf kurallarına uyduğunu gördüğüm herkese bir gülücük vereceğim.
      • Gün içerisinde herkese birkaç fırsat vereceğim. İki kez doğru yapana bir güneş vereceğim.
    • Gün içerisinde bu tarifelere göre çocuklarınıza eşit fırsatlar verin ve günün sonunda ödül almalarını sağlayacak şekilde sembol almalarını sağlayın. Özellikle ilk günler kaynaştırma öğrencisinin ödül almasını hedeflemek onun sınıfa uyumunu kolaylaştıracaktır. Olumlu davranışları kaçırmadan pekiştirmek önemlidir.
    • Çeşitli durumlarda ödülsüz günler de geçebilir bence, hiç sakıncası yok. Bazen çocuklarımız kaybetmeyi ve bu kayıp sonrası çok çalışıp kazanmayı öğrenmeli.
    • Küçük bir ipucu: Kaynaştırma sınıflarında kaynaştırmaya hazır olmadan sürece dahil edilen özel gereksinimli bireyler söz konusu olabiliyor. Genellikle yerinden kalkma, arkadaşlarının eşyalarını alma, derse ilgisizlik gibi durumlar söz konusu olabiliyor. Pekiştireç tablosu ile bu davranışları keyifle söndürebilirsiniz. "Aaa Hulki ne güzel de yerine oturdu. O zaman hemen ona bir yıldız. Şu an Aslı yerinde oturmadığı için ona yıldız veremiyorum." dediğinizde kaynaştırma öğrencisi Hulki, yerinde oturmaya bir adım daha yaklaşacaktır. Hem de Aslı sınıf kuralını hatırlamış olacaktır.
    Yazıyı yazarken bilgileri organize etmede biraz zorlandığımı hissettim. Anlaşılmaz, yorucu bir karmaşık bir yazı gibi geldiyse lütfen beni bilgilendirin, gerekli düzenlemeleri yapayım.

    Teşekkür yazısı: Yazıda paylaştığım fotoğrafların kaynaklarını köşelerine iliştirdim. Bu güzel tabloları bizimle paylaştıkları için bir bir teşekkür ederim. İyi ki varsınız.

    Umarım hepimizin işine yarayacak bir yazı olmuştur. Görüş, öneri ve sorularınızı bekliyorum. Sevgiler.

    5 Haziran 2017 Pazartesi

    Okullarda Olumlu Davranışsal Destek Programı


    Merhabalar. GeYeSe-2017 yazılarımıza kaldığımız yerden devam edelim. Bu hafta Yrd. Doç. Dr. Zehra Atbaşı’nın sunduğu “Olumlu Davranışsal Desteğin Okullarda Uygulanması”nı konu alan seminer kaynak seminerim. İsterseniz başlayalım.
    Olumlu Davranışsal Destek nedir, bununla başlayalım. Olumlu Davranışsal Destek problem davranışlara henüz davranış ortaya çıkmadan ya da davranış ortaya çıktıktan sonra yapılan müdahalelerdir. Bu müdahaleler yeni davranışlar öğretilerek problem davranışı önleme ya da söndürme amaçlıdır. Örneğin burnunu karıştıran bir işitme engelli öğrenciye elleri masada bekleme öğretilerek burnunu karıştırma davranışı söndürülebilir. Burada Uygulamalı Davranış Analizi ilkelerinden yararlanılır ve onu temel alır. Ancak bu yazıda olumlu davranış desteğinin bu kanadını değil okullarda nasıl uygulanacağına yönelik rehberlik eden kanadına bakacağız. Olumlu Davranışsal Desteğin ne olduğu ile ilgili küçük bir özet yapmış olduk.
    Olumlu Davranışsal Destek Programı’nın okullarda uygulanması ise yine aynı ilkelere dayanan ancak okulun tamamında uygulanan, okulun prensiplerini ve ilkelerini oluşturan bir yöntem. Bütün okulu kapsadığı için burada Uygulamalı Davranış Analizi’nden ayrılır çünkü bireysel değildir. Okuldaki bütün çocukları kapsar ve kaynaştırma öğrencilerinin etiketlenmesini engeller. Böylelikle kaynaştırma uygulaması yapılan okullarda çocukların etiketlenmesini engelleyerek bir müdahale sağlar.
    Olumlu Davranışsal Destek Programı’nın okulda uygulanmasının çeşitli özellikleri var. Bunlar:
    • Aileye, öğretmene ve bireye destek vererek yaşamını destekler.
    • Kapsamlıdır.
    • Yaşam boyu sürer.
    • Çevresel geçerliği vardır. Yani doğal ortamda, herhangi bir yapılandırmaya gitmeksizin uygulanır. Kalıcılığı ve genellemesi bu nedenle daha kolaydır.
    • Önlemeye yöneliktir.
    • Çoklu uygulamalar içerir.

    Okul genelinde sunulan olumlu davranışsal destekte şu adımlar izlenir:
    1. Öncelikle tüm öğrencilerle kurallar belirlenir ve bu kural belirleme işlemi öğrencilerin fikri alınarak yapıldığından öğrencilerin %85-90’ı bu süreçte olumsuz davranışlardan vazgeçer.
    2. Bu kurallara rağmen sorunlar yaşayan çocuklara ikinci adımda küçük gruplarla ve sosyal beceriler öğretilerek müdahale edilir. Bu aşama da öğrencilerin %7-10’unun olumsuz davranışları önlemiş olur.
    3. Bütün bu önleyici yaklaşımlara rağmen hala sorunlar devam ediyorsa bireysel müdahale gereken son aşamaya geçilir. Bu aşamaya öğrencilerin %3-5’i gelmektedir.

    Bütün bu süreç boyunca veli, öğrenci, okul personeli ve çevre işbirliği içerisinde olmalıdır. Burada kaynaştırma öğrencisi olan/olmayan diye herhangi bir ayrım yapılmaksızın bütün öğrencilere yönelik bir önleyici program söz konusu olduğundan kaynaştırmanın ruhu pekiştirilmiş olacaktır. Kaynaştırma öğrencileri etiketlemeden uzak ve daha eşit bir ortamda eğitim alacaklardır.
    Yapılan çalışmalarda ikincil müdahale (yani müdahalenin ikinci basamağını) gerektiren çocukların kaynaştırma öğrencisi olan ve olmayan durumuna bakıldığında aralarında herhangi bir fark olmadığı gözlemlenmiştir. Bu üçüncül müdahale için de söz konusudur. Yani sınıf öğretmenlerinin genel bir önyargısı olarak “Kaynaştırma öğrencisi problem davranışlarla doludur!” cümlesi bu çalışmaların sonuçları ile yıkılmış olmaktadır.
    Bu konuda daha ayrıntılı bilgi almak, yöneticisi olduğunuz kurumda olumlu davranışsal desteğin uygulanmasını talep etmek, çalıştığınız kurumun yönetimine böyle bir programı önermek ya da çocuğunuzun okulunda böyle bir uygulama görmek istiyorsanız Zehra Hoca’mın seve seve size rehberlik edeceğine eminim.

    Umarım sizler için yararlı ve kullanışlı bir yazı olmuştur. Şimdiden kolaylıklar diliyorum. Sevgiler.

    17 Nisan 2017 Pazartesi

    Okul Öncesi Dönemde Kaynaştırma: Önleyici Sınıf Yönetimi



    Merhabalar. 31 Mart-2 Nisan 2017 tarihleri arasında Konya’da düzenlenen Gelişim Yetersizliği Sempozyumu süresince edindiğim bilgileri paylaşmaya devam ediyorum. İkinci yazımla karşınızdayım.

    Bu konuda daha önce Otizm, Uygulamalı Davranış Analizi, Özel Eğitime Giriş derslerini aldığım değerli hocam Prof. Dr. Bülbin Sucuoğlu bir anlatımda bulundu. Bülbin Hocam son on yılda kaynaştırmaya nasıl yöneldiğini ve önleyici sınıf yönetiminin okul öncesi dönem başta olmak üzere kaynaştırmanın her basamağında ne kadar önemli olduğunu anlattı bize bütün bir sunum boyunca. Kendimce özetleyerek önleyici sınıf yönetimi ile ilgili, zihinlerinizde fikir oluşturmaya çalışacağım.

    Nitelikli sınıf; nitelikli sınıf yönetimi ve nitelikli öğretmen ile olmaktadır. Nitelikli sınıfta hem kaynaştırma öğrencisinin hem de normal gelişim gösteren öğrencilerin problem davranışlarının sadece öğrencilerden kaynaklandığı fikri yoktur. Burada öğretmen sınıftaki her uyaranın buna sebep olduğunu bilerek başta kendi tutum ve davranışlarını olmak üzere, sınıfını ve sınıf düzenini önleyici şekilde planlamak durumundadır.

    Sınıf yönetiminde her öğretmen bilimsel dayanaklı stratejiler uygulamak zorundadır. Keyfilikten uzak, bilimsel temelli ve etik uygulamalar her açıdan tercih edilmektedir. Böyle bir öğretmen hem fark yaratır hem de çevresi tarafından onaylanır.

    Sınıf yönetiminde dört aşamalı bir müdahale söz konusudur:
    •  İlk aşamada bütün çocuklarla ve aileleri ile olumlu ilişkiler kurulmalıdır.
    • İkinci aşamada önleyici sınıf yönetimi uygulanmalıdır. Örneğin fiziksel ortamı düzenleme, uygun öğretim yöntemlerini kullanma, her çocuğun gelişim dönemine uygun materyal ve teknik kullanma vs.
    • Üçüncü aşamada ise bütün sınıfa sosyal beceriler ve etkileşim becerileri öğretilir. Burada önleyici sınıf yönetiminin en önemli avantajı karşımıza çıkar: Bütün bireyleri kapsamaktadır. Böylece etiketlemeden uzaklaşılır ve zaman tasarrufu sağlanır. Her sınıf üyesine hitap edeceğinden verimliliği oldukça fazla olacaktır.
    • Son aşamada ise ilk üç basamakta ilerleme kaydedemeyen öğrencilere bireysel, yoğun müdahale uygulanır. İlk üç basamakta kaynaştırmanın rolü oldukça büyüktür.


    Sanıldığının aksine kaynaştırma sınıfında, kaynaştırma öğrencisinin sergilediği problem davranışlar diğer öğrencilerin sergilediği problem davranışlardan nitelik ve nicelik olarak büyük farklılıklar göstermemektedir. Cümle biraz uzun olmuş olabilir. Kısaltalım: “Kaynaştırma öğrencilerinin problem davranışları sınıftaki diğer öğrencilerin problem davranışlarından fazla değildir.” Kaynaştırmada önleyici sınıf yönetimi uygulamaları incelendiğinde, problem davranışların bütün sınıfta azaldığı gözlemlenmiştir. Yani hem kaynaştırma öğrencilerinde hem de normal gelişim gösteren öğrencilerde problem davranışlar azalmıştır.

    Günümüz öğretmenlerinin (Buna ben de dahil.) sosyal becerilere yeterince önem vermediği araştırmalar tarafından ortaya konulan bir gerçek. Bu becerileri yeterince önemseyen bir öğretmen zaten sınıfında önleyici sınıf yönetimini kullanacaktır. Yani problemin oluşmasını beklemeden, oluşmadan önce önünü “kesecektir”.

    Etkili bir okul öncesi kaynaştırma süreci yaşayan bir birey, ilkokul döneminde daha kaliteli bir kaynaştırma yaşayacaktır. Bu nedenle okul öncesi dönemdeki kaynaştırmanın niteliği ve niceliği oldukça önemlidir. Okul öncesi programlarının daha esnek olması, okul öncesi dönem öğrencilerinin etiketlemeden uzak ve yüksek kabul duygusu olması ve özel gereksinimli bireyler için kritik bir dönem olması açısından okul öncesi dönemde kaynaştırma oldukça önemlidir. Velilerimizin bu bilgiyi hiç ihmal etmemeleri gerekmekte. Kaynaştırma bir haktır ve çeşitli kurumların ve bireylerin keyfiliğinden oldukça uzaktır. Bunu lütfen ihmal etmeyin.

    Peki erken çocuklukta (yani okul öncesi dönemde) kaynaştırmanın olumlu sonuçları nelerdir?
    • Toplumsal uyumun daha erkenden ve daha kolay öğrenilmesini sağlar.
    • Aktif katılım uygulanırsa her birey kaliteli ve kalıcı öğrenir. (Aktif katılım nedir? Hepimizin yaşadığı gibi; kaynaştırma öğrencisinin sınıfta varlığı ve yokluğu anlaşılmayan bir konumda olması yerine “kaynaştırma öğrencisi” etiketi olmadan sınıfın bir birey olmasıdır. “Sınıfın bir üyesi” önemli burada.)
    • Her çocuğa eşit ve özelliklerine göre bireyselleştirilmiş bir eğitim verildiğinde olumlu sınıf yöntemi söz konusu olmakta ve kaynaştırmanın olumlu çıktıları artmaktadır.
    • Öğretmenler problem davranışların kaynaştırma öğrencisinden değil de kendi sınıf yönetimi becerilerinden kaynaklandığını fark ettiklerinde hem normal gelişim gösteren öğrenciler hem de kaynaştırma öğrencileri her açıdan olumlu etkilenmektedirler.


    Sonuç olarak karşımıza şu bilgiler çıkıyor (Burada yine kendi yorumumu katıyorum.):
    • Önleyici sınıf yönetimi, eğitim sisteminin her aşamasında hem öğretmeni rahatlatan hem de verilen eğitimin kalitesini arttıran bir unsurdur. Sorunun oluşmasını beklemeden gereken önlemleri alarak en az “sorunlu” sürecin yaşanmasını sağlar.
    • Okul öncesi dönemde kaynaştırma önemlidir. Bu aşamadaki okul öncesi öğretmenlerinin kaynaştırmayla ilgili bilgilerinin arttırılması gerekmektedir.
    • Kaynaştırmada en önemli unsur kaynaştırma sınıfındaki öğretmendir. Bu öğretmenin tutumları ne kadar olumlu ise kaynaştırma o kadar kaliteli olmaktadır. Bu bilgiden yola çıkarak kaynaştırmaya giden çocuğunuzun sınıf öğretmeninin gereken bilgileri aldığından emin olmanız gerekmektedir. Öğretmenler ne kadar bilgililerse, kaynaştırmaya karşı tutumları da bir o kadar olumlu olmaktadır.
    • Hizmetiçi eğitimler, iş başında geri bildirimler önleyici sınıf yönetimini ve olumlu kaynaştırmayı destekleyici nitelikte olmalıdır.

    Umarım sizler için anlamlı ve kullanışlı bir yazı olmuştur. Soru, öneri ve görüşlerinizi her zaman bekliyorum. Şimdiden kolaylıklar. Sevgiler.