Merhaba, iki yıllık bir aranın ardından kaynaştırma yazı dizime kaldığım yerden devam ediyorum. Birkaç yazı sonra son bulacak olsa da tamamlamanın haklı gururunu yaşayacağım.
Bu hafta sizlerle kaynaştırma sürecinin dünyada ve Türkiye'de nasıl olduğu, nasıl geliştiği hakkında bilgi vereceğim. Şimdiden iyi okumalar.
Dünyada özel eğitim; 1700’lü yıllardan sonra önem kazanan, 1900’lü yılların sonuna doğru gelindikçe “normalleştirme” vurgusu yapılan bir süreç izlemiştir. Normalleştirme vurgusu beraberinde kaynaştırmaya verilen önemi de arttırmıştır. Günümüzde, Amerika Birleşik Devletleri’nde özel gereksinimli öğrenciler genel eğitim okullarına kabul edilmektedir. Yapılan uyarlamalar, müdahaleler ve programlar sonrasında özel gereksinimli öğrencinin kaynaştırmadan yararlanamadığı durumlarda öğretmenler ve aileler iş birliği ile, özel gereksinimli öğrencinin kendi özelliklerine benzer özellikler gösteren öğrencilerle aynı özel eğitim okullarında eğitim almasını isteyebilmektedirler.
İngiltere’de 1993 yılında çıkan Eğitim Yasası ile kaynaştırmanın çerçevesi belirlenmiştir. Bu çerçeve belirlenirken bazı ilkelerden yararlanılmıştır. Bu ilkeler: Özel gereksinimli öğrenciler eğitim sisteminin hangi basamağında olursa olsun belirlenmelidir. Özel gereksinimli öğrenciler olabilecek en kapsamlı sistemle eğitim almalıdırlar. Kaynaştırma sisteminin içine olabildiğinde fazla özel gereksinimli öğrenci 35 alınmalıdır. Değerlendirmenin kaliteli olması için okul ve aile işbirliği içinde olmalıdır.
Dünyada yapılan diğer uygulamalarda; tanı alma öncesi süreçler, tanılama süreci, tanı sonrası kaynaştırma sistemine yerleştirme süreci olmak üzere üç farklı süreçten bahsedilmektedir. Türkiye’de de bu süreçler uygulanmaktadır.
Türkiye’de ilk olarak 1983 yılında yürürlüğe giren 2916 sayılı yasa ile kaynaştırmadan bahsedilmiştir. Kaynaştırma uygulamalarına başlayan ülkeler ile Türkiye arasında 12 yıllık bir fark olduğu görülmektedir. Bu yasanın dördüncü maddesi özel gereksinime ihtiyaç duyan bireylerin normal gelişim gösteren bireylerle aynı ortamda eğitim alabilmeleri için gerekli tedbirlerin alınmasından bahsetmektedir.
1992 yılında kaynaştırma, Kırcaali-İftar tarafından gerekli destek eğitim hizmetleri verilmesi koşuluyla özel gereksinimli öğrencilerin normal gelişim gösteren çocuklarla aynı okulda eğitim almaları, olarak tanımlanmıştır.
1997 yılında çıkan 573 sayılı kanun hükmünde kararnamede kaynaştırma şu şekilde tanımlanmıştır: “Özel eğitim gerektiren öğrencilerin eğitimleri, hazırlanan bireysel eğitim planları doğrultusunda akranlarıyla birlikte her tür ve kademedeki okul ve kurumlarda uygun yöntem ve teknikler kullanılarak sürdürülür.”
2000 yılındaki Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde ise daha ayrıntılı bir şekilde kaynaştırmanın tanımı yapılmakta ve öğretim kademelerine vurgu yapılmaktadır. Kaynaştırmanın tanımının giderek ayrıntılı hale geldiği görülmektedir. Bu tanımlar ile kaynaştırmanın alanda uygulanma oranı ve başarısı da artmıştır.
Öğrencilerin kaynaştırma programlarına dahil edilmesinden önce tanı alma öncesi süreçler, tanılama süreci, tanı sonrası kaynaştırma sistemine yerleştirme süreci olmak üzere üç farklı dönemden bahsedildiği önceki bölümde bahsedildiği gibi Türkiye’de uygulanmaktadır.
Tanı alma sürecinden önce yapılması gerekenler şu şekildedir:
- Sınıf öğretmenleri, sınıflarında özel desteğe ihtiyaç duyan öğrencilerini belirlemelidir.
- Daha sonra sınıf öğretmeni, bu öğrencilere hangi davranışları kazandırmayı hedeflediğini belirlemelidir.
- Sonrasında değiştirilmesi hedeflenen davranışa müdahaleyi kapsayan programın ne kadar süre alacağını planlamalıdır.
- Bu planlamanın sonrasında da sınıf öğretmeni müdahale programını hazırlamalı ve uygulamalıdır.
- Sınıf öğretmeni bu süreç boyunca programda, öğretimsel süreçlerde, sınıf yönetiminde ve sınıf çevresinde uyarlamalar yapmalıdır.
Yapılması gereken ilk iş tanı alma sürecinden önce yapılan bütün müdahalenin raporlaştırılmasıdır. Bu rapor ile birlikte öğrenci, en yakın eğitim ve araştırma hastanesinden bir sağlık raporu alırlar. Bu sağlık raporunda öğrencinin özel gereksinimi net bir şekilde ifade edinirler. Alınacak olan bu sağlık raporu ile öğrenci ve ailesi bağlı bulundukları Rehberlik ve Araştırma Merkezi’ne başvururlar.
Bu merkezde öğrenci alanında uzman öğretmenlerden oluşan Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu’nca ayrıntılı şekilde değerlendirilir ve bir rapor hazırlanır. Bu rapor Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu Raporu’dur. Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu Raporu, Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu tarafından yapılan değerlendirme sonucunda özel eğitime ihtiyacı olduğu belirlenen öğrenciler için düzenlenen rapordur.
Bu rapor sonrası öğrencilere, ücretsiz olarak eğitim alabilmelerini sağlayacak bir rapor verilir. Bu rapor ile öğrenciler destek eğitim hizmetlerinden ve uygunsa kaynaştırma hizmetlerinden yararlanırlar.
Tanılama süreci, Rehberlik ve Araştırma Merkezi’nin yönlendirmesi ile son bulur ve tanı sonrası yerleştirme dönemi başlar.
Bu dönemde Rehberlik ve Araştırma Merkezi öğrencileri hiçbir destek özel eğitim hizmeti olmaksızın öğrencinin devam ettiği okulda devam edilmesine karar verebilir, gerekli destek eğitim hizmeti alması sağlanarak öğrencinin devam ettiği okulda devam edilmesine karar verebilir ya da öğrencinin kendisiyle aynı yetersizliğe sahip öğrencilerle ayrı okulda eğitim almasına karar verebilir. Bu karar, sıklıkla yetersizliği olan öğrencinin ya da ailesinin fikri alınmaksızın uygulanmaktadır.
Bu sürecin ardından öğrenciye yerleştiği okulda bulunan Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Geliştirme Birimi tarafından Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı (BEP) hazırlanır. Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Geliştirme Birimi özel eğitime ihtiyacı olan öğrencilerin okullarındaki BEP’lerini hazırlamak amacıyla oluşturulan birimdir.
BEP; bir yıl içerisinde özel gereksinimli öğrenciye ne kazandırılacağını, nerede ve nasıl çalışılacağını belirleyen plandır. Bu eğitim planını hazırlamak kaynaştırma sürecindeki unsurlarının tamamının göreviyken; uygulamak, okuldaki öğretmenlerin ve okul yönetiminin görevidir. Ancak bireyselleştirilmiş eğitim planını hazırlama sürecinde aile, sıklıkla bu sürecin dışında kalmaktadır.
Eğitim programı hazırlandıktan sonra özel eğitim okullarında, kaynaştırma sınıflarında yapılan çeşitli uyarlamalar ve düzenlemelerle program uygulanır. Program uygulanırken; öğretim bireyselleştirilir, fiziksel düzenlemeler yapılır, sürece ve sınıf iklimine ilişkin düzenlemeler, öğretim süreçlerinde ve işleyişte çeşitli uyarlamalar yapılır. Bu uyarlamalarla öğrencinin hedeflenen becerileri edinmesi sağlanmaya çalışılır.
BEP’in son bulduğu dönemde öğrenciler yeniden Rehberlik ve Araştırma Merkezleri’ne giderler. Öğrencilerin ilerlemelerinin takip edilmesi Rehberlik ve Araştırma Merkezleri’nin görevlerindendir.
...
Kendi tezimden olduğu gibi buraya aldım bölümü aslında. Umarım fikir veren bir yazı olmuştur. Haftaya görüşmek üzere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder