erken okuryazarlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
erken okuryazarlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Aralık 2019 Çarşamba

Erken Okuryazarlık mı Okuma Yazma mı?



Merhabalar. Aslında bu hafta yazı yazmayı planlamıyordum ancak birazcık "damarıma basıldı", ben de aldım kalemi, kağıdı, bilgisayarı ve makaleleri elime, başladım yazmaya.
"Damarıma basıldı" derken neyi kastettiğimi açıklamam gerek biliyorum. Son dönemde takip ettiğim kreş, ana okulu, ana sınıfı sosyal paylaşım hesaplarında, internet sitelerinde gördüğüm kavram karmaşası beni şaşkına çevirdi. Bir değil, iki değil, on değil, birçok kez ve birçok farklı kurumdan bunu görünce buraya taşımak ve "bildiklerimi paylaşmak" istedim.
.
Konum çok sade ve basit. Erken okuryazarlık becerileri okuma yazma eğitiminin önkoşuludur ve erken okuryazarlık becerileri çalışırken "okuma yazma becerileri" çalıştığımızı söylemek yanlıştır. Çünkü o etkinlik sonrasında çocuğumuz (ki zaten gelişimi henüz bu beceriye hazır değil) okuma yazmaya başlamayacak. Bunun bilimsel temelli açıklamasını yapacağım tabi. Ama acelesi olup meseleyi anlayıp çıkmak isteyenler için kısaca özetledim.
.
Tevhide Hoca ve arkadaşlarının kaynakçada yer verdiğim makalesinden, şu ibareyi olduğu gibi alıyorum "Bu açıdan bulgular artık okumanın, öğrencinin belli bir zihinsel olgunlaşma sürecine ulaşmasının ardından kendiliğinden gelişen doğal bir süreç olduğu ve hazır olunduğunda kendisine uygun çevresel ortamların sunulmasıyla kazanılacağı yönündeki yaklaşımları desteklememektedir (Bursuck ve Damer, 2007).". Yani günümüzde artık okuma yazma kendiliğinden gelişen, çocuk yaşına geldiğinde oluşan bir beceri değildir fikri hakim ve önkoşul beceriler desteklendiği taktirde bu becerinin edinimi daha kolay.

Yine aynı çalışmanın devamında "Çocukların okula başladıklarında okumayı öğrenmede karşılaştıkları güçlükler ve bu güçlükleri belirlemeye yönelik yapılan araştırmaların sonuçları, okul öncesi dönemde okumaya hazırlık becerilerinin geliştirilmesi konusunu gündeme getirmiştir." diyor hocalarımız. Yani okul öncesi dönemde okuma yazma çalışın demiyor, önkoşul/hazırlık becerileri destekleyin diyor dolaylı yoldan da olsa.

Ve aynı çalışmada erken okuryazarlık becerilerinin tanımı da veriliyor: "Erken okuryazarlık ise bireylerin erken dönemde formal okuma-yazma öğretimine başlamadan önceki dönemde, okuma yazmaya ilişkin kazanmaları beklenen önkoşul bilgi, beceri ve tutumlarının tümü olarak ifade edilmektedir (Sulzby ve Teale, 1991; Uzuner, 1997; Whitehurst ve Lonigan, 1998)."

Görmüş olduğumuz gibi okuma yazmayı öğretmekten bahsedilmiyor, okuma yazmaya önkoşul olan becerilerden, tutumlardan bahsediliyor. Okul öncesi dönemde beklenen ve uygulanması gereken budur.

Kaynakçamda sunduğum ve Gökçe Hoca ve Abide Hoca'nın çalışmasında ise şu ibare var, yine olduğu gibi alıyorum; "Bu durum 1980’li yıllar öncesinde benimsenen “okuma ve yazmaya hazırlık” yaklaşımına farklı bir bakış açısı getirmiştir (Teale ve Sulzby, 1992). Whitehurst ve Lonigan (1998), çocuğun çevresiyle etkileşim kurarak okuma ve yazma deneyimlerini yaşamaya başladığını ifade eden “erken okuryazarlık” kavramının, sonraki okuma ve yazma becerilerinin bir yordayıcısı olarak bazı bilgi, beceri ve tutumları içerdiğini belirtir.".

Okul öncesi eğitim veren bir kurumda çalışıyor ve çocuklarınız ile okuma yazmaya hazırlık yapmak istiyor olabilirsiniz. Burada mühim olan ilk soru: Çocuklarımın erken okuryazarlık becerileri ne durumda?
Bu sorunun yanıtını almak için hocalarımız birçok ölçek geliştirdi, fikir verecek birçok yayın paylaşıldı. Ayrıca burada kendi kendine blog yazıp bildiklerini paylaşmaya çalışan ben bile bu konuda birkaç yazı yazmışım. O yazılara şuradan ulaşabilirsiniz.

Umarım derdimi anlatabilmişimdir.
Haftaya görüşmek üzere, sevgilerimle.

Kaynaklarım:
Kargın, T., Ergül, C., Büyüköztürk, Ş., & Güldenoğlu, B. (2015). Anasınıfı Çocuklarına Yönelik Erken Okuryazarlık Testi (EROT) Geliştirme Çalışması. Ozel Egitim Dergisi16(3). 
İsterseniz bu çalışma için şuraya da tıklayabilirsiniz.

KARAMAN, G., & AYTAR, A. G. (2016). Erken okuryazarlık becerilerini değerlendirme aracı’nın (EOBDA) geliştirilmesi. Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi12(2).
İsterseniz bu çalışma için şuraya da tıklayabilirsiniz.
x

24 Nisan 2017 Pazartesi

Erken Okuryazarlığı Destekleme Çalışmaları



Merhabalar. Geçtiğimiz yazılarımda bahsettiğim gibi 31 Mart-2 Nisan 2017 tarihleri arasında Konya’da düzenlenen Gelişim Yetersizliği Sempozyumu süresince edindiğim bilgileri sizlerle paylaşıyorum. Üçüncü yazımla karşınızdayım.

Katıldığım üçüncü seminer, kendisinden Kaynaştırma ve Ölçme ve Değerlendirme derslerini aldığım Prof. Dr. Tevhide Kargın Hoca’mın “Erken Okuryazarlığı Destekleme Çalışmaları” konulu semineriydi. Daha önce bu konu ile ilgili bir yazı zaten yazmıştım. Burada öncelikle o yazıyı okumak daha doğru olabilir. Erken okuryazarlığın ne olduğu, bu becerinin temelinde yer alan becerilerin neler olduğu ile ilgi daha önceki yazımda bir özet sunmuştum. Bu yazımda Tevhide Hoca’mın aktardığı konulardan şunları sunmayı planlıyorum: Erken okuryazarlık becerileri ediniminin önemi. Erken okuryazarlık becerilerinin etkilediği unsurlar. Erken okuryazarlık gelişiminde yaşanan sorunlar. Ev ortamında bu becerilerin desteklenmesi.

Erken Okuryazarlık Becerilerinin Önemi

Erken okuryazarlık becerilerini okula hazırlık becerilerinin içinde de sayabiliriz. Böylece erken okuryazarlık becerilerini zamanında edinen bireyler okula hazır hale gelmiş olurlar. Bu çocuklar hem akademik hem de sosyal anlamda daha başarılı bireyler olurlar.

Erken okuryazarlık becerilerini edinmiş bireyler sonraki dönemde daha kolay şekilde okumayı öğrenirler ve daha rahat okurlar. Dolayısıyla kitap okuma alışkanlığı gibi önemli bir alışkanlığı zorlanmadan edinirler ve iyi bir okuyucu olurlar. Burada iyi okuyucundan kastımız hızlı ve çok okuması değil; okuduğunu anlaması, okuyacağı kitabı bilinçle seçmesi, okumaktan zevk alması söz konusu.

Bir diğer yandan erken okuryazarlık becerilerini edinerek okula başlayan bireyler, okulda edinme ihtimalleri olan problem davranışları daha az gösterirler. Daha az problem davranışa sahip olmak demek daha kaliteli öğrenme ve daha kaliteli yaşam demektir.

Erken okuryazarlık becerilerinin zamanında çalışılması risk grubundaki çocukların erkenden tespit edilmesini sağlar. Erken tespit erken müdahaleye yardımcı olacağından eğitime başlangıç yaşında gecikme olmayacaktır ve daha hızlı bir ilerleme söz konusu olacaktır.

Erken okuryazarlık becerileri olmayan bireylerde okula karşı olumsuz tutum sergileme, olumsuz benlik algısı görülme ihtimali artar.

Bu becerilerin ailede ve çeşitli ortamlarda desteklenmesi dil gelişimini de olumlu yönde etkiler. Dil gelişimi birçok gelişim alanını da etkilediğinden gelişime de olumlu katkısından söz edebiliriz.

Erken Okuryazarlık Becerilerinin Etkilediği Unsurlar

İsterseniz öncelikle erken okuryazarlık becerilerini bir hatırlayalım: Yazı farkındalığı, harf bilgisi, sesbilgisel farkındalık, sözcük bilgisi, sözel dinlediğini anlama. Erken okuryazarlığın bu unsurları, okuduğunu anlamanın unsurları ile önemli bir ilişki içindedir. Ülkemizde her yaştaki bireyin oldukça zorlandığı bir konu okuduğunu anlam. Unsurlar arası ilişkiyi şöyle sıralayabiliriz:
  • Yazı farkındalığı becerilerinin gelişimi okumaya karşı olumlu tutum sağlamaktadır.
  • Harf bilgisi ve sesbilgisel farkındalık çözümleme becerisinin edinimine yardımcı olur. Çözümleme becerisi kelimenin sesletimini, hecelere ve seslere ayrılmasını içeren bir beceridir.
  • Sözcük bilgisi ve sözel dinlediğini anlama becerileri ise okuduğunu anlama ile bağlantılıdır. Hem dinlediğini hem de okuduğunu anlayan bir birey için ne kadar çok sözcük bildiği önemlidir.


Erken Okuryazarlık Gelişiminde Yaşanan Sorunlar

Erken okuryazarlık becerileri daha önceki yazımda da vurguladığım gibi henüz yeni tanınan ve üzerinde çok sık durulmayan bir beceri alanı. Ancak önemini yukarıda da vurguladığım gibi gelişime, okul yaşamına ve dolayısıyla bütün yaşama olumlu etkileri olan bir beceri dizisi.

Türkiye’de yapılan uygulamaların, erken okuryazarlığın araştırılması için yapılan çalışmalardan az olduğu görülmekte. Müfredatta bu beceriler temel olarak veriliyor ancak erken okuryazarlığın tüm unsurları bulunmuyor. Öğretmen yetiştirmede ise hedef olarak bu beceriler net verilmiyor, diğer hedeflerin yanında üstü kapalı olarak veriliyor. Maalesef ülkemizde erken okuryazarlık becerilerinin sadece sözcük bilgisi kısmında çocuklarımız çok iyiyken diğer alanların tamamında oldukça gerideler. Bu aslında demek oluyor ki yetişkinlerimizde durum daha da vahim bir halde.

Ev ortamı erken okuryazarlığın desteklenmesi için en önemli ortam. Okul öncesi eğitiminden de önce aile bu becerileri örtük olarak çalışabilir ancak çoğu aile bu konudan maalesef habersiz. Aileler çocuklarının gelişimlerini takip etmiyorlar, etkili bir iletişim ortamı kurmaya çabalamıyorlar ve dolayısıyla ev ortamında doğal öğretim fırsatları hep kaçırılıyor. Bütün bunlara ek olarak etkili oyun becerilerinin de kullanılmadığı görülüyor yapılan çalışmalarda.

Okul ortamında ise hem değerlendirme aşamasında hem de uygulama aşamasında sınırlılıklar var. Bu becerilerin çalışılması için araçlar oldukça yetersiz ve bu konuda hem öğretmenlerin hem de okul idarelerinin yeterinde bilgisi yok. Genelde de eğitim kurumlarında erken okuryazarlık becerilerinin alt becerileri okuma becerileri olarak algılanarak bireylere vaktinden önce çeşitli bilgiler sunuluyor.
Görüldüğü gibi birçok sorunumuz var. Ancak şunu unutmamak gerek: Siz bu yazıları okuyarak, sonrasında Prof. Dr. Tevhide Kargın’ın, Doç. Dr. Cevriye Ergül’ün çalışmalarını okuyarak bu konuda bilinçlenebilir ve bu olumsuzluklar zincirinden çıkabilirsiniz.

Ev Ortamında Erken Okuryazarlık Becerilerin Desteklenmesi

0-3 yaş döneminde neler yapılabilir?
  • Bol bol konuşup sohbet edebilirsiniz.
  • Bebeğinizin çıkardığı sesleri kendinizce anlamlı hale getirerek sohbeti devamlı hale getirebilirsiniz.
  • Bebeğinizin çıkardığı sesleri duyduğunuzu ve bu seslerin sizin için değerli olduğunu bebeğinize hissettirebilirsiniz.
  • Şarkı söyleyerek çeşitli hareketlerle bu seslerin bir de hareket bazında anlamı olduğu mesajını verebilirsiniz.
  • Tanıdık nesneleri işaret ederek adlarını hissettirebilirsiniz.
  • Çocuğunuzun kurduğu cümleleri ya da kullandığı kelimeleri genişleterek dil gelişimine destek olabilirsiniz. (Klişe örneği verelim. Çocuğunuz “Elma.” dediğinde, “Aa evet kırmızı bir elma. Hadi yiyelim.” diyerek dil girdisi sağlayabilirsiniz.)
  • Konuşması için çocuğunuzu cesaretlendirebilir, destekleyebilirsiniz.
  • Sık sık beraber kitap okuyarak erken okuryazarlık becerilerini destekleyebilirsiniz. (Nasıl kitap okunabileceği ile ilgili bir yazı da yazmak gerek sanırım.) Beraber kitap okumaktan keyif aldığınızı hissettirerek ve sahiden keyif alarak, değişen ses tonları ile ve kitabı her ikinizin de görebileceği şekilde tutarak okuyabilirsiniz.

3 yaş sonrasında neler yapılabilir?
  • Sokakta, yolda, evde, televizyonda, mümkün olan her yerde ana sözcükleri ve sesleri göstererek harfleri ve sözcükleri anlamlandırmasını sağlayabilirsiniz. Böylece kelimelerin yazılışlarının bir anlamı olduğu algısını erkenden vermiş olursunuz.
  • Evde çeşitli yerlere harfler koyarak ve bu harfleri sesleterek harfleri tanımasını sağlayabilirsiniz.
  • Basit ses oyunları oynayarak sesbilgisel farkındalığını destekleyebilirsiniz. (Örneğin bacak bacak bacak, tabak tabak tabak, kabak kabak kabak gibi ritimli kelimeleri sırası ile söyleyebilirsiniz.)
  • Kitaplardan ve diğer basılı görsel yayından öğrendiği harfleri bulmasını isteyerek farklı bir oyun da oynayabilirsiniz.
  • Yine kitap okuyarak bu kitapta adı geçen nesneleri çevresinden bulmasını isteyebilir ve dinlediğini anlama çalışabilirsiniz.


Umarım sizler için anlamlı ve kullanışlı bir yazı olmuştur. Soru, öneri ve görüşlerinizi her zaman bekliyorum. Şimdiden kolaylıklar. Sevgiler.


22 Şubat 2017 Çarşamba

Özel Gereksinimli Bireylerde Erken Okuryazarlık



Herkese merhabalar, bu hafta erken okuryazarlık becerileri ile ilgili küçük bir bilgi vereceğim. Ardından da özel gereksinimli bireylerin eğitiminde bu becerilerin önemini ve nasıl çalışılacağını özetleyeceğim. Umarım faydalı bir tarama yapmışımdır sizin için. Hadi başlayalım.
Erken okuryazarlık; bireylerin erken dönemde formal okuma-yazma eğitimine başlamadan önce, okuma-yazmaya ilişkin kazanmaları beklenen önkoşul bilgi, beceri ve tutumların tümüdür. Yani erken okuryazarlık okuma-yazma eğitimine başlamadan önce yapılan bir hazırlıktır ve okuma-yazmanın temelidir. Erken okuryazarlık becerilerini öğrenmiş, edinmiş bireyler kitap okumayı daha çok seven, akademik olarak daha başarılı, okuduğunu daha rahat anlayan ve okumanın hayatındaki yerinin farkında olan bireyler olarak karşımıza çıkar. Erken okuryazarlığın faydalarını say say bitmez desem yeri.
Okuma becerisi ile ilgili son dönemde oldukça fazla çalışma var. Bu çalışmalar ise ilginç bir konuyu işaret ediyor. Okuma; bireylerin belirli bir olgunlaşma sonrası okumaya hazır hale geldiği ortaya konuluyor. Yani bir birey gelişimsel olarak hazır olduğunda gerekli desteği alması halinde okumayı öğrenebiliyor. Gelişimsel olarak hazır olmaması ya da gerekli desteği almaması (Mesela okuma gitmemesi.) sonucunda okumayı öğrenemeyebiliyor. Gelişimsel olarak hazır olma durumunda ise okul öncesi dönemde alınan eğitimin etkisi oldukça önemli yer tutuyor. Okul öncesi dönemde bir birey okuma-yazma için ne kadar iyi hazırlanırsa okuma-yazma öğretilmeye başlandığında daha rahat ve kalıcı öğreniyor. Erken okuryazarlık becerileri işte bu yüzden oldukça önemli.
Peki erken okuryazarlık becerileri nelerdir? Buyrun: Sözcük bilgisi, yazı farkındalığı, harf bilgisi, sesbilgisel farkındalık ve dinlediğini anlama olarak ana başlıklara ayrılabilir.
Sözcük bilgisi, bir bireyin farklı kaç sözcük bildiği, kaç sözcüğü anladığı ve bu sözcüklerin ne kadarını günlük hayatında kullandığı konularını içeren bir beceridir. Alıcı dil becerilerini ve ifade edici dil becerilerini beraber gerektiren bir beceri olarak karşımıza çıkar.
Yazı farkındalığı; konuşulan sözcüklerin yazılarla ifade edilebildiği bilgisini, yazının bir anlamı olduğu farkındalığını, yazıların soldan sağa ve yukarıdan aşağıya doğru okunması gerektiği bilgisini içerir.
Harf bilgisi ise sesbilgisel farkındalığın gelişmesi için oldukça önemlidir. Okul öncesi dönemde harfleri tanıyan çocuklar ilkokula başladıklarında daha başarılı olmaktadırlar. Yani okula başlamadan önce hiç kitap göstermeyin, harfleri ve harflerin nasıl sesletildiğini (nasıl çıkarıldığını) öğretmeyin gibi artık çok geride kalmış yanlış düşünceleri unutmak gerekiyor. (Size bu bilgiyi dikte eden bir uzmanla ya çalışmayın ya da bu konuda birazdan önereceğim kaynakları önerin. Eğer ki sizden gelen öğretme çabasına uzman yine olumsuz yanıt veriyorsa, lütfen, öğrenmeye açık olmayan bir uzmanla çalışmayın. Bu sektörümüzde kanayan bir yaradır ve bu yara bilinçli velilerle kapanacaktır.) Ancak bu demek değildir ki hemen ana sınıfına başlar başlamaz çocuğunuza harfleri tanıtmaya başlayın! Bu, çocuğunuzun gelişimine ve hazır olma durumuna göre değişir. Bunun kararını bir uzmana bırakmak daha doğru olacaktır.
Sesbilgisel farkındalık ise farklı sesleri ayırt edebilme olarak özetlenebilir. Örneğin “elma” kelimesinin başındaki sesin “e” ve sonundaki sesin “a” olduğunu ayırt edebilen bir çocuğun aşağı yukarı sesbilgisel farkındalığı vardır diyebiliriz. Ses-harf ilişkisini anlamak, seslerin kelimeler içerisindeki yerinin farkında olmak, hangi sesin nasıl sesletildiğini fark etmek bu becerinin kapsamında yer alabilir. Sesbilgisel farkındalık okuma-yazma becerisini en çok etkileyen beceri olarak karşımıza çıkar.
Dinlediğini anlama ise okumanın temel amacı olduğu için ayrı bir öneme sahiptir. Çocuğun dil becerisi ile yakından ilişkilidir. Alıcı dili ne kadar kuvvetliyse okuduğunu/dinlediğini anlaması da o kadar iyi olacaktır. Erken okuryazarlıkta, henüz okuyamayan bir çocuk için dinlediğini anlama, dilediği öykü/fıkra vs. ile ilgili sorulara cevap verebilme, bunu anlatabilme gibi beceriler önemli bir yer tutar.
Hadi şimdi gelin bu becerilerin nasıl çalışılacağına bir göz atalım. Ben burada sadece evde oyunlar esnasında nasıl desteklersiniz, öğretmeninizin verdiği ödevleri nasıl çeşitlendirebilirsiniz ile ilgili fikirler sunacağım. Bunları çeşitlendirmek, çocuğunuza özgü bir hale getirmek ve daha keyifli uygulayabilmek sizin elinizde.
Sözcük bilgisi için: Bir kutuya evden rastgele malzemeler atıp ardından gözü kapalı olan bir aile ferdine bu nesnenin özelliklerini anlatarak nesnenin adını bilmesini sağlayabilirsiniz. Kutudaki bütün nesneler bitene kadar sırayla oyuna katılan herkes bunu yapabilir. Ya da kitap okuma saatinizde bilmediğiniz bir kelimeyi işaretleyip ardından internet ortamından ya da evde hâlâ varsa ansiklopedilerden bunun anlamına bakabilir ve sonrasında da ilerleyen günlerde görüp konuşma fırsatı elde etmek için göz önünde bir yere yazabilirsiniz. Burada diğer erken okuryazarlık becerilerini destekleme ihtimaliniz de artar.
Daha ağır zihinsel engele sahip çocuklar için ise bu becerileri çalışmak belki ilerleyen yaşlara denk gelebilir. Burada çocuğunuzun bireysel özelliklerine dikkat etmeniz gerekmektedir. On beş yaşında ve artık cinsel kimliğinin farkında olan genç bir erkekle evdeki topu, bebeği çalışmak yerine kıyafetler, ev gereçleri, özbakım malzemeleri çalışılabilir.
Dil becerileri olmayan çocuğunuzla ise gözlerini kapatmadan ve seçenek sunarak doğru nesneyi göstermesini sağlayabilirsiniz.
Yazı farkındalığı için: Oyunlar esnasında oyuncakların üzerinde yazan kelimeleri inceleyebilir ve hangi taraftan hangi tarafa doğru okuduğunuzu parmağınızla göstererek çocuğunuzun sizi taklit etmesini sağlayabilirsiniz. Ya da “kitap okuma oyunu” diye bir oyun uydurarak çocuğunuza model olabilir ve yukarıdan aşağıda doğru inerken soldan sağa doğru parmağını kaydırmasını sağlayabilirsiniz. Bu etkinlik hem ifade edici dil becerileri yeterli olmayan hem de daha ağır zihinsel engeli olan bireyler için de uygun olacaktır.
Harf bilgisi için: Öğretmeninizin verdiği harfe uygun olarak o hafta gündeminizde bir harf olur ve onunla ilgili birçok farklı etkinlik yapabilirsiniz. Örneğin “g” harfi. Çıkarması/sesletmesi zor ve oldukça fazla kelimede olan bir harftir. Bir hikaye tasarlayıp içine bol bol “g” harfi koyabilirsiniz. Sonra “g” harfi için bir şarkı besteler ve “g” harfinin olduğu kelimeleri incelersiniz. Böyle böyle çocuğunuzun ilgi ve becerisine göre çeşitlendirilebilir.
Sesbilgisel farkındalık için; Harf bilgisine ek olarak burada, yine aynı örnekten devam edecek olursak, “g” sesinin geçtiği kelimelerde “g” sesinin kelimenin neresinde olduğu, “g” sesini çıkarırken ağzımızın aldığı şekil gibi konulara değinebilirsiniz. Hayvan resimlerinin olduğu kartları incelerken yansıma sesleri vermesini sağlayabilir sonra da hangi hayvan “g” sesini kullanır bunu tespit edebilirsiniz. Yine ifade edici dil becerileri sınırlı olan bireyler için başta, ortada ve sonda konumlarını ifade eden kutular belirleyip “g” sesi sondaysa minik taşı sonda olmasını ifade eden kutuya atmasını isteyebilirsiniz.
Dinleme becerisi için: Yazısı olmayan, sadece resimlerden oluşan kitaplardan başlayarak çocuğunuzun performansına göre seçeceğiniz bir kitabı resimlerinden destek alarak dinlemesini sağlayabilirsiniz. Ya da henüz kitap ile tanıştırmanın erken olduğu bireylerde parmak kuklaları ile bir öykü anlatır ve bu öyküyü çocuğunuzun sizi dinleme süresine göre uzatabilirsiniz. Burada gömülü olarak sorulara cevap verme, kavramlar, özbakım vs. gibi birçok konuyu da çalışabilirsiniz.
Ben bu yazıda fikir olması açısından Türkiye’de yepyeni olan ancak çalışmaların giderek arttığı bir alanı sizlere tanıtmak istedim. Bu konuda yazmamı isteyen değerli meslek kardeşlerime buradan selamlar yolluyorum. Umarım hepimiz için kullanışlı ve anlamlı bir yazı olmuştur. Şimdiden herkese kolaylıklar. İyi çalışmalar.

(Bettina Kümmerling-Meibauer’in Erken Okuryazarlık Kitabına,

Prof Dr. Fulya Temel’in Dil ve Erken Okuryazarlık kitabına,

Eğer akademik işlerden hoşlanıyorsanız şu kaynaklara;

Kargın, T., Ergül, C., Büyüköztürk, Ş., & Güldenoğlu, B. (2015). Anasınıfı çocuklarına yönelik Erken Okuryazarlık Testi (EROT) geliştirme çalışması. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 16(03), 237-268.

Gül, G. (2007). Okuryazarlık sürecinde aile katılımının rolü. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 8(1), 17-30.
bakmanızı öneririm.)