Herkese merhabalar, bu hafta
erken okuryazarlık becerileri ile ilgili küçük bir bilgi vereceğim. Ardından da
özel gereksinimli bireylerin eğitiminde bu becerilerin önemini ve nasıl
çalışılacağını özetleyeceğim. Umarım faydalı bir tarama yapmışımdır sizin için.
Hadi başlayalım.
Erken okuryazarlık; bireylerin
erken dönemde formal okuma-yazma eğitimine başlamadan önce, okuma-yazmaya
ilişkin kazanmaları beklenen önkoşul bilgi, beceri ve tutumların tümüdür. Yani
erken okuryazarlık okuma-yazma eğitimine başlamadan önce yapılan bir
hazırlıktır ve okuma-yazmanın temelidir. Erken okuryazarlık becerilerini
öğrenmiş, edinmiş bireyler kitap okumayı daha çok seven, akademik olarak daha
başarılı, okuduğunu daha rahat anlayan ve okumanın hayatındaki yerinin farkında
olan bireyler olarak karşımıza çıkar. Erken okuryazarlığın faydalarını say say
bitmez desem yeri.
Okuma becerisi ile ilgili son
dönemde oldukça fazla çalışma var. Bu çalışmalar ise ilginç bir konuyu işaret
ediyor. Okuma; bireylerin belirli bir olgunlaşma sonrası okumaya hazır hale
geldiği ortaya konuluyor. Yani bir birey gelişimsel olarak hazır olduğunda
gerekli desteği alması halinde okumayı öğrenebiliyor. Gelişimsel olarak hazır
olmaması ya da gerekli desteği almaması (Mesela okuma gitmemesi.) sonucunda
okumayı öğrenemeyebiliyor. Gelişimsel olarak hazır olma durumunda ise okul
öncesi dönemde alınan eğitimin etkisi oldukça önemli yer tutuyor. Okul öncesi
dönemde bir birey okuma-yazma için ne kadar iyi hazırlanırsa okuma-yazma
öğretilmeye başlandığında daha rahat ve kalıcı öğreniyor. Erken okuryazarlık
becerileri işte bu yüzden oldukça önemli.
Peki erken okuryazarlık
becerileri nelerdir? Buyrun: Sözcük bilgisi, yazı farkındalığı, harf bilgisi,
sesbilgisel farkındalık ve dinlediğini anlama olarak ana başlıklara
ayrılabilir.
Sözcük bilgisi, bir bireyin
farklı kaç sözcük bildiği, kaç sözcüğü anladığı ve bu sözcüklerin ne kadarını
günlük hayatında kullandığı konularını içeren bir beceridir. Alıcı dil
becerilerini ve ifade edici dil becerilerini beraber gerektiren bir beceri olarak
karşımıza çıkar.
Yazı farkındalığı; konuşulan
sözcüklerin yazılarla ifade edilebildiği bilgisini, yazının bir anlamı olduğu
farkındalığını, yazıların soldan sağa ve yukarıdan aşağıya doğru okunması
gerektiği bilgisini içerir.
Harf bilgisi ise sesbilgisel
farkındalığın gelişmesi için oldukça önemlidir. Okul öncesi dönemde harfleri
tanıyan çocuklar ilkokula başladıklarında daha başarılı olmaktadırlar. Yani
okula başlamadan önce hiç kitap göstermeyin, harfleri ve harflerin nasıl
sesletildiğini (nasıl çıkarıldığını) öğretmeyin gibi artık çok geride kalmış yanlış
düşünceleri unutmak gerekiyor. (Size bu bilgiyi dikte eden bir uzmanla ya
çalışmayın ya da bu konuda birazdan önereceğim kaynakları önerin. Eğer ki
sizden gelen öğretme çabasına uzman yine olumsuz yanıt veriyorsa, lütfen,
öğrenmeye açık olmayan bir uzmanla çalışmayın. Bu sektörümüzde kanayan bir yaradır
ve bu yara bilinçli velilerle kapanacaktır.) Ancak bu demek değildir ki hemen
ana sınıfına başlar başlamaz çocuğunuza harfleri tanıtmaya başlayın! Bu,
çocuğunuzun gelişimine ve hazır olma durumuna göre değişir. Bunun kararını bir
uzmana bırakmak daha doğru olacaktır.
Sesbilgisel farkındalık ise
farklı sesleri ayırt edebilme olarak özetlenebilir. Örneğin “elma” kelimesinin
başındaki sesin “e” ve sonundaki sesin “a” olduğunu ayırt edebilen bir çocuğun
aşağı yukarı sesbilgisel farkındalığı vardır diyebiliriz. Ses-harf ilişkisini
anlamak, seslerin kelimeler içerisindeki yerinin farkında olmak, hangi sesin
nasıl sesletildiğini fark etmek bu becerinin kapsamında yer alabilir.
Sesbilgisel farkındalık okuma-yazma becerisini en çok etkileyen beceri olarak
karşımıza çıkar.
Dinlediğini anlama ise okumanın
temel amacı olduğu için ayrı bir öneme sahiptir. Çocuğun dil becerisi ile
yakından ilişkilidir. Alıcı dili ne kadar kuvvetliyse okuduğunu/dinlediğini
anlaması da o kadar iyi olacaktır. Erken okuryazarlıkta, henüz okuyamayan bir
çocuk için dinlediğini anlama, dilediği öykü/fıkra vs. ile ilgili sorulara
cevap verebilme, bunu anlatabilme gibi beceriler önemli bir yer tutar.
Hadi şimdi gelin bu becerilerin
nasıl çalışılacağına bir göz atalım. Ben burada sadece evde oyunlar esnasında
nasıl desteklersiniz, öğretmeninizin verdiği ödevleri nasıl
çeşitlendirebilirsiniz ile ilgili fikirler sunacağım. Bunları çeşitlendirmek,
çocuğunuza özgü bir hale getirmek ve daha keyifli uygulayabilmek sizin
elinizde.
Sözcük bilgisi için: Bir kutuya
evden rastgele malzemeler atıp ardından gözü kapalı olan bir aile ferdine bu
nesnenin özelliklerini anlatarak nesnenin adını bilmesini sağlayabilirsiniz.
Kutudaki bütün nesneler bitene kadar sırayla oyuna katılan herkes bunu yapabilir.
Ya da kitap okuma saatinizde bilmediğiniz bir kelimeyi işaretleyip ardından
internet ortamından ya da evde hâlâ varsa ansiklopedilerden bunun anlamına
bakabilir ve sonrasında da ilerleyen günlerde görüp konuşma fırsatı elde etmek
için göz önünde bir yere yazabilirsiniz. Burada diğer erken okuryazarlık
becerilerini destekleme ihtimaliniz de artar.
Daha ağır zihinsel engele sahip
çocuklar için ise bu becerileri çalışmak belki ilerleyen yaşlara denk
gelebilir. Burada çocuğunuzun bireysel özelliklerine dikkat etmeniz
gerekmektedir. On beş yaşında ve artık cinsel kimliğinin farkında olan genç bir
erkekle evdeki topu, bebeği çalışmak yerine kıyafetler, ev gereçleri, özbakım
malzemeleri çalışılabilir.
Dil becerileri olmayan
çocuğunuzla ise gözlerini kapatmadan ve seçenek sunarak doğru nesneyi
göstermesini sağlayabilirsiniz.
Yazı farkındalığı için: Oyunlar
esnasında oyuncakların üzerinde yazan kelimeleri inceleyebilir ve hangi
taraftan hangi tarafa doğru okuduğunuzu parmağınızla göstererek çocuğunuzun
sizi taklit etmesini sağlayabilirsiniz. Ya da “kitap okuma oyunu” diye bir oyun
uydurarak çocuğunuza model olabilir ve yukarıdan aşağıda doğru inerken soldan
sağa doğru parmağını kaydırmasını sağlayabilirsiniz. Bu etkinlik hem ifade
edici dil becerileri yeterli olmayan hem de daha ağır zihinsel engeli olan
bireyler için de uygun olacaktır.
Harf bilgisi için: Öğretmeninizin
verdiği harfe uygun olarak o hafta gündeminizde bir harf olur ve onunla ilgili
birçok farklı etkinlik yapabilirsiniz. Örneğin “g” harfi. Çıkarması/sesletmesi
zor ve oldukça fazla kelimede olan bir harftir. Bir hikaye tasarlayıp içine bol
bol “g” harfi koyabilirsiniz. Sonra “g” harfi için bir şarkı besteler ve “g”
harfinin olduğu kelimeleri incelersiniz. Böyle böyle çocuğunuzun ilgi ve
becerisine göre çeşitlendirilebilir.
Sesbilgisel farkındalık için;
Harf bilgisine ek olarak burada, yine aynı örnekten devam edecek olursak, “g”
sesinin geçtiği kelimelerde “g” sesinin kelimenin neresinde olduğu, “g” sesini
çıkarırken ağzımızın aldığı şekil gibi konulara değinebilirsiniz. Hayvan
resimlerinin olduğu kartları incelerken yansıma sesleri vermesini sağlayabilir
sonra da hangi hayvan “g” sesini kullanır bunu tespit edebilirsiniz. Yine ifade
edici dil becerileri sınırlı olan bireyler için başta, ortada ve sonda konumlarını
ifade eden kutular belirleyip “g” sesi sondaysa minik taşı sonda olmasını ifade
eden kutuya atmasını isteyebilirsiniz.
Dinleme becerisi için: Yazısı
olmayan, sadece resimlerden oluşan kitaplardan başlayarak çocuğunuzun
performansına göre seçeceğiniz bir kitabı resimlerinden destek alarak
dinlemesini sağlayabilirsiniz. Ya da henüz kitap ile tanıştırmanın erken olduğu
bireylerde parmak kuklaları ile bir öykü anlatır ve bu öyküyü çocuğunuzun sizi
dinleme süresine göre uzatabilirsiniz. Burada gömülü olarak sorulara cevap
verme, kavramlar, özbakım vs. gibi birçok konuyu da çalışabilirsiniz.
Ben bu yazıda fikir olması
açısından Türkiye’de yepyeni olan ancak çalışmaların giderek arttığı bir alanı
sizlere tanıtmak istedim. Bu konuda yazmamı isteyen değerli meslek kardeşlerime
buradan selamlar yolluyorum. Umarım hepimiz için kullanışlı ve anlamlı bir yazı
olmuştur. Şimdiden herkese kolaylıklar. İyi çalışmalar.
(Bettina Kümmerling-Meibauer’in
Erken Okuryazarlık Kitabına,
Prof Dr. Fulya Temel’in Dil ve
Erken Okuryazarlık kitabına,
Eğer akademik işlerden
hoşlanıyorsanız şu kaynaklara;
Kargın,
T., Ergül, C., Büyüköztürk, Ş., & Güldenoğlu, B. (2015). Anasınıfı
çocuklarına yönelik Erken Okuryazarlık Testi (EROT) geliştirme çalışması. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim
Dergisi, 16(03), 237-268.
Gül,
G. (2007). Okuryazarlık sürecinde aile katılımının rolü. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim
Dergisi, 8(1), 17-30.
bakmanızı
öneririm.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder