üstün yetenekli bireyler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
üstün yetenekli bireyler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Şubat 2018 Pazartesi

Üstün Yetenekliler Yazı Dizisi - 6



Herkese merhaba. Üstün yetenekliler dosyamıza bu hafta devam ediyorum. Bu hafta konum, üstün yetenekli çocuklarımızın aileleri. Aileler üstün yetenekli ya da özel gereksinimli olsun olmasın her farklı durumda çeşitli zorluklarla ve sorunlarla karşılaşabilmekteler. Bu sorunlara doğru ve bilimsel çözümler söz konusu. Madde madde yaşanan güçlükler, olası sorunlar ve çözüm önerileri ile bu hafta aileleri konuşacağız:
  • Üstün yetenekli çocukların ailelerinin yaşadığı en büyük sorun, çocuklarının uyumsuz gelişmesinden kaynaklanmakta. Örneğin misafirliğe gittiniz ve çocuğunuzun arkadaşları çizgi film izlerken ve bu izleme süreci beş dakika sürerken sizin çocuğunuz misafirlik bitene kadar ahtapotlarla ilgili bir belgesel izleyebilir. Diğer çocuklar daha sınırlı dikkat süresine sahipken kendi çocuğunuzun sizinle saatlerce ilgilenmemesi sorun oluşturabilir. Bu durum, üstün yeteneğin doğasından gelen bir durumken uyum sağlamakta zorlanabilirsiniz.
    • Burada çocuğunuzun gelişim sürecinde neler yaşayacağını öğrenerek, gelecek dönemde yaşayacağınız ve şu anda yaşıyor olduğunuz stresinizi azaltabilirsiniz. Olagelecek olan doğal süreçleri önceden bilerek sorunlarınızın sorun olmadığını fark edebilirsiniz.
  • Çocukları üstün yetenek tanısı alındıktan sonra aileler, reddetme ve üstün yeteneği abartma davranışları gösterirler. Reddeden aileler çocukları normalleşmeye iter. Abartan aileler ise çocuklarının düşük benlik saygısı kazanmasına sebep olabilirler. Bu da üstün yetenekli bireyde sosyal-duygusal sorunlara sebep olabilir.
    • Çocuğunuzun gelişim sürecinde neler yaşayacağını öğrenerek, gelecek dönemde yaşayacağınız ve şu anda yaşıyor olduğunuz yanlış duygularınızı kontrol edebilirsiniz. Doğru bilgi doğru duyguya da yardım eder, bunu unutmayın. Çocuğunuzun özelliklerini ve gerçekleri bilirseniz daha makul bir tavır takınmanız kolaylaşacaktır.
  • Yapılan araştırmalar, üstün yetenekli birey ile ailenin zeka bölümleri arasında fark ne kadar fazlaysa olası sorunların da o kadar fazla olacağını göstermiştir. Kendisinden daha zeki olduğu için çeşitli konularda ona "ahkam kesen" bir çocuğu olan baba, sorularına tatmin edici cevapları veremeyen annesi olan bir birey... Bunlar zor durumlar oluşturabilir. Çocuğunuzun zihin hızına yetişmek, ondan çok şey bildiğinizi ve otoritenizi göstermek için hatalara düşebilirsiniz. Ya da üstün yetenekli birey zihin hızının yol açtığı açlık sebebiyle yoksunluk yaşayabilir.
    • Ancak üstün yetenek durumunu kabul ederek işe başlarsanız bu farklılığı da tolere edebilirsiniz. Siz, "bilgi vermek değil bilgiye yönlendirmek" düsturunu benimserseniz  daha anlamlı ve doyurucu bir sürece başlamış olursunuz. Üstün yetenekli birey de kendine uygun bir eğitim aldığı sürece bu tür sorunlarla karşılaşmayacaktır.
  • Anne ve baba için, çocuklarının arasında denge kurmak da bazen ek bir yük oluşturabilmekte. Henüz uyum sağlayamadıkları üstün yetenek durumuna bir de kardeş, abla/abi durumu eklendiğinde sorunlar artabilir.
    • Öncelikle unutulmaması gereken bu sürecin doğal olduğu ve her ailenin yaşadığı.
    • Sonrasında da "ek yük"ten nasıl kurtulacağınız konusunda bir psikologdan yardım almanız daha doğru olacaktır.
  • Aileler sıklıkla özgür bırakmak ve sıkı bir disiplin uygulamak arasında kalmaktadır. Bu bocalama çocuk tarafından fark edildiğinde daha farklı bir süreç meydana gelmektedir.
    • Ailelerin dengeli bir disiplin kurmaları gerekmektedir. Net ve her aile için tek çözüm budur.
  • Üstün yetenekli bireyin akran ilişkileri, yine, aile için sorun oluşturabilmektedir. Arkadaşı olmayan, içine kapanık, sohbetten kaçınan bir profil söz konusu olduğunda ailelerin takındığı tavır çok önemlidir.
    • Aileler üstün yetenek ile ilgili bilgi aldıktan sonra çocuklarının ruhsal dengesini nasıl koruyacakları konusunda da bilgilenmelidirler.
    • Aileler çevrelerini de bu konuda bilgilendirmelidirler.
  • Aileler sıklıkla çocuklarını normalleştirmeye çalışırlar. Üstün yetenekli birey bunu fark ettiğinde o da normalleşme çabasına bürünür, kasıtlı olarak başarısızlıklar yaşar ya da geride kalır. Oysaki çocuklarımızın değerli yeteneklerini köreltmeye kimsenin hakkı yoktur.
    • Burada çocuğun hayatında yer alan uzmanlar devreye girmeli ve bu durumun doğru ilerletilirse nasıl daha iyi sonuçları olacağı anlatılmalıdır.
  • Aileler için birçok yerde birçok öneri söz konusu. İnternet sitelerinde çeşitli uzman olan ve olmayan kişilerin önerileri uzun listeler oluşturuyor. Bilgi kirliliği de çoğu zaman ailelerin bocalamasına sebep olabiliyor.
    • İlk düstur: Önce uzman görüşü. Burada "uzman" kelimesinden kastım hem üstün yetenek konusunda uzman hem de çocuğunuzu tanıyan bir uzman. Düzenli olarak devam ettiğiniz ve çocuğunuzun karakter özelliklerine de hakim bir uzmanın görüşü sizin için en değerli görüş olmalı.
    • Burada mühim olan, çocuğumuza "Mutlu musun?" sorusunu sormak ve bu sorunun cevabını önemsemek.
Umarım sizler için yeni fikirler veren, yeni bilgilere yönlendiren bir yazı olmuştur. Şimdiden görüş, öneri, katkılarınız için teşekkür ediyorum.
Sevgiler.

28 Kasım 2017 Salı

Üstün Yetenekliler Yazı Dizisi - 4



Güzel bir haftadan herkese merhabalar. Bu hafta uzunca bir süre ara verdiğim üstün yetenekli bireyler konusuna geri dönüp, bu konuyu tekrar hatırlatmak istiyorum. Yazı dizisinin bitmesine daha pek çok var. Bu nedenle ara ara bu konuyu hatırlatma amacıma hizmet edebiliyor ve mutluyum.
...
Bu haftaki konu üstün yetenekli bireylerin gelişim özellikleri. Etrafınızda üstün yetenekli adayı bireyler varsa gelişimlerini bu yazı ile karşılaştırarak, ailelerinin erkenden desteklemelerini sağlayabilirsiniz. Ne harika olur!
...
Bilindiği gibi gelişimin standart basamakları vardır. Her birey bu basamakları kendi ritminde ve zamanında geçer. Üstün yetenekli bireyler de farklı bir ritimle gelişmeye devam ederler ancak burada standart bir gelişim sürecinden bahsedemiyoruz. Neden? Çünkü üstün yeteneğin tipi (şu yazımda bahsetmiştim) farklı olabilir. Bu tip farklılığı farklı alanda çok çok ileride olmayı sağlayabilir. Bir diğer sebep ise eş zamanlı olmayan gelişim özelliği. Üstün yetenekli bireyler diğer özel gereksinimli bireyler gibi her bir gelişim alanında farklı yaşlarda olmaktadırlar. Örneğin 2 yaşında üstün yetenekli bir birey dil becerilerinde 4, motor becerilerde 3 ve zihinsel gelişimde 6 yaşında olabilir.

Fiziksel Gelişim

  • Çoğu filmde, dizide üstün yetenekli bireyler çelimsiz ve güçsüz gösterilse de üstün yetenekli bireyler fiziksel anlamda da üstündürler.
  • Fiziksel belirtiler genellikle üstün yetenekte söz konusu değildir, yani dışarıdan baktığınızda bir bireyin üstün yetenekli olup olmadığını anlayamayabilirsiniz.
  • Bebeklikte sağlıklı bir bebeklik geçirirler. Erkenden öyle uykuları ihtiyacı yok olur, 2,5 - 3 yaşlarında buna ihtiyaç duymazlar. Az uyurlar ve bu uyku onlara yeter.
  • Zengin hayal güçleri sebebiyle genellikle gece korkuları söz konusu olur.
  • Aşırı fiziksel duyarlıkları olabilir. Farklı durumlara aşırı reaksiyon gösterebilirler.
Motor Gelişim
  • Bebeklik döneminde motor beceriler de hızlı ilerlerler. Kas tonusları (Kaslarının gücü de diyebiliriz.) daha iyi olduğu için etrafa olan ilgileri de erkenden başlar. Ancak ilerleyen yaşlarda farklı tip üstün yetenek oluşur, ilgiler değişir ve kas hareketlerini ihmal edebildiklerinden geride kalabilirler.
  • Çevreyi daha iyi algıladıklarından çocukluk kazaları da az görülür.
  • İnce motor becerileri zihinsel becerileri ile aynı seviyede değildir.
  • Üstün yetenekli çocuklar yüksek enerjiye sahip gibi görünebilirler. Burada okul müfredatından sıkılma olup olmadığı iyi gözlemlenmelidir. Hemen "Ay bu çocuk hiperaktif!" diyerek Rehberlik Araştırma Merkezi'ne göndermek doğru olmayabilir..
Dil Gelişimi
  • 7 - 9 ay civarında  konuşmaya başlarlar. Bu, yaşıtlarından olukça erken konuşma demektir.
  • En güvenilir belirti erken konuşmadır. Bu ihmal edilmemelidir.
  • Mizah duygusu erken gelişir, metaforlar ve analojileri (ortak yönleri bulunan şeyler arasında benzetme yapma) erken kullanırlar. Buna karşın yaşıtları ile konuşurken dili basitleştirirler.
  • Devamlı soru soran çocuklardır. Bu çocukların; yoran ileri düzey soruları aileyi, çocuğu ihmal etmeye sürükler ve çocukların üstün yeteneklerinin körelme durumu oluşabilir.
Sosyal-Duygusal Kişilik Gelişimi
  • Çevreye karşı duyarlık ve etkileşim hızlı gelişir. Buna karşın üstün yetenek sosyal etkileşimi zorlar. Duyarlık fazla olduğundan sosyal ilişkilerde sorun yaşayabilirler.
  • Bu duyarlık çevredeki insanların üstün yetenekli bireyden kaçınmasına sebep olur ve belirli bir süre sonra sosyal izolasyon oluşabilir.
  • Oyun davranışları daha çabuk gelişir. Karmaşık oyun kurallarını dahi erkenden edinirler.
  • Genellikle bireysel olarak uğraşabilecekleri etkinlikler ve çalışmalar tercih ederler.
  • Üstün yetenekli bireyler erken yaşlarda farklı olduklarının farkına varırlar ve kendileri ile aynı zeka yaşındaki bireylerle iletişim kurma ihtiyacı duyabilirler. Farklı yaş grupları ile etkileşime girmelerini sağlamak önemli olabilir.
  • Bütün insanlığı ilgilendiren sorunlara aşırı duyarlıdılar. Bu duyarlık bireysel yaşantılarını, uykularını dahi etkiler. Çocukluk çağı depresyonu yaşanabilir, dikkat edilmelidir.
  • Mükemmelliyetçi ve benmerkezci eğilimleri vardır.
Zihinsel Gelişim
  • En belirgin ve çarpıcı fark bu alanda söz konusudur.
  • Zihinsel aktivitelerde oldukça çeviktirler. Sezgi güçlerinin yüksek olması ile bu çeviklik daha da artar.
  • Merak ve öğrenme isteği ile daha çok bilgiyi daha hızlı alabilirler. Mükemmel bir bilgi işleme becerileri vardır.
  • Her yaşta (yetişkinlik de dahil) yaşıtlarından fazla kitap okudukları bilimsel olarak ortaya konmuştur.
  • Genellikle üç yaş civarında okuma ya da okumaya hazırlık becerileri edinilmiş olur. Soyut kavramları (harf, rakam gibi.) çok çabuk edinirler.
  • Genelleme, yaratıcılık gibi zihinsel işlemleme becerileri oldukça ileri düzeydedir.
Yukarıda bahsettiğim bu gelişim özellikleri her üstün yetenekli bireyde olmalı ya da beklenmeli demiyorum. Birkaçı bir bireyde bulunabilirken belki de hiçbiri bulunmayabilir de. Ancak alanyazında üstün yetenekli bireylerin gelişimleri incelendiğinde ortak noktaların bunlar olduğu görülmüştür.
Umarım sizlere üstün yetenekli bireylerle ilgili fikir veren ve düşünmenizi sağlayan bir yazı olmuştur. Bu ve diğer konularla ilgili soru ve görüşlerinizi nereden ileteceğinizi biliyorsunuz.
Haftaya görüşmek üzere. Sevgiler.

7 Ağustos 2017 Pazartesi

Üstün Yetenekliler Yazı Dizisi - 3



Üstün yetenekli bireylerle ilgili farkındalık oluşturmak için başlattığım yazı dizimin üçüncüsü karşınızda. İlk iki yazımda üstün yeteneğin ne olduğu ve fark edilebilir özelliklerinin neler olduğu ile ilgili konuşmuştuk. Bugün ise üstün yetenekliliğin tipleri ile ilgili bilgi vereceğim, elimden geldiğince.
Üstün yeteneğin çok etkenden etkilendiği ve bu etkenlerin zihnin çeşitli yerlerinde ortaya çıkarak çeşitli becerileri etkilediği vurgusunu hemen yapalım. Bu etkilenen yetenekler ve üstün olan beceriler her üstün yeteneklide farklılık gösterebilir. Burada yedi tipinden bahsedeceğimiz üstün yeteneğin. Her birine tanıdığınız bir örnek de sunmak isterim.
...
Birincisi genel zihinsel yetenek. Burada zeka puanının yüz yirminin üzerinde olan bireylerden bahsediyoruz, tipik özellik gösteren üstün yetenekliler. Bu bireyler bazen fark edilmeyebilir ya da akademik olarak başarılı olmayabilirler. Bu kişilere örnek olarak Steve Jobs gösterilebilir.

Özel akademik yetenek ise ikinci sıradaki üstün yetenek tipidir. Bu üstün yetenek herhangi bir akademik alanda başarı ile görülür. Diğer alanlarda standart bir başarı ve yetenek söz konusudur. Örneğin Coğrafya dersinde yaşıtlarından iki yaş önde performans sergilerken diğer derslerde normal ya da daha geride olabilir. Bu kişilere örnek ise Albert Einstein olarak gösterilebilir. Einstein matematik ve fizik konusunda bir deha iken diğer durumlarda normal gelişim gösteren bir bireyin performansını sergilemektedir.

Üçüncü üstün yetenek tipi ise yaratıcı ve üretken düşünce. Bağımsız alanları birleştirerek yeni fikirler ortaya koyarlar ve oldukça yaratıcıdırlar. Yeni fikirlere açık bir profil gösterirler. Bu kişilere örnek olarak Alphan Manas’ı gösterebiliriz. Alphan Manas ülkemizde “deniztaksi” gibi ilginç ve değerli fikirleri üretmiş olan bir üstün yetenek.

Liderlik yeteneği bir diğer tip. Bu tip üstün yetenekli bireylerin üstün oldukları konular; grubu yönlendirmek, problemleri basit bir şekilde aşmak, iletişimde kendine güvenmek, grup ruhu oluşturmak olarak sıralanabilir. Burada gördüğümüz, duyduğumuz ve bildiğimiz en güzel örnek ülkemizin değerli kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ten başkası değil. Tarih kitaplarında, değerli eseri Nutuk’ta ve daha birçok kaynakta bu konuda üstün bir yeteneğe sahip olduğu su götürmez bir gerçek.

Beşinci tip ise güzel sanatlarda üstün yetenek. Herhangi bir sanat dalında olabileceği gibi birçok sanat dalında da üstün yetenekli olabilir. Üstün olduğu sanatla kendine ifade etme, düşünme, orijinal ürünler ortaya koyma gibi becerileri vardır. Bu üstün yeteneğe ise en güzel örnek yine ülkemizden Fazııl Say olabilir. Fazıl Say’ın çocukluk döneminde ülkedeki eğitim stratejisi gereği üstün yetenekli bireylerin yurtdışında sanat eğitimi almaları sağlanmıştı ve o dönem birçok değerli sanatçı yetiştirmişti ülkemiz. İdil Biret de o dönem eğitim alan değerli üstün yeteneklerimizden biri.

Altıncı tip üstün yetenek psikomotor yetenek. Bu üstün yetenek tipinde vücudun tamamındaki ya da bir grubundaki kasları iyi kullanma, küçük kas davranışlarda da ilerde olma, ritmik olma, atletik olma özellikleri olabilir. Çoğunluğu normal gelişim gösteren bir bireyle aynı zeka puanına sahiptir ancak bu alanda üstün yetenekleri vardır. Buna ise en güzel örnek Michael Phelps gösterilebilir. Bir yüzücü için gerekli olandan da fazla özelliği olan, çok farklı fiziksel özellikleri olan bir sporcudur Michael Phelps. Bunlardan birkaçına örnek vermek gerekirse kollarının genişliği kendi boyunu geçen nadir insanlardan (Boyu 1.95 cm, kol boyu 2.07 cm), 48.5 numara ayakkabı giyiyor ve ayaklarını on beş derece daha fazla bükebiliyor ve bütün bunlara ek olarak fiziksel yorgunluktan çok hızlı düzelebiliyor ve bir günde birden çok yarışa katılabiliyor ya da birden çok antrenman yapabiliyor, ne ilginç değil mi?

Son olarak sunacağım tip ise çok yönlü yetenekli olma. Bu tipteki üstün yetenekliler yukarıda saydığım üstün yetenek tiplerinden birkaçına sahip olabiliyorlar. William James Sidis bu tip üstün yeteneğe çok güzel bir örnek. Gelmiş geçmiş en üstün yetenekli birey olarak görülüyor. Zeka puanı 250-300 arasında idi ve yabancı dil öğrenme, dört boyutlu objeler, hukuk gibi konularda üstün yeteneğe sahipti. CNN Türk’ün haberine göre “İlkokul çağına geldiğinde ise ilkokul birinci sınıfı bir gün, ikinci sınıfı birkaç gün, üçüncü sınıfı üç ay, dördüncü sınıfı bir hafta, beşinci sınıfı on beş hafta; altı ve yedinci sınıfları beş buçuk hafta süreyle bitiren William, 8 yaşına basmadan İngilizce, Latince, Yunanca, İbranice, Fransızca, Almanca ve Rusçayı konuşabiliyor, anatomi üzerine makaleler yazıyor ve günlük gazeteleri okuyordu.” Bize çok ilginç gelse de ülkesindeki dönemin eğitim stratejileri ve üstün yetenek farkındalığı sebebiyle o kadar da keyifli bir hayatı olmamış ve 1944 yılında vefat etmiş. İlginç bir yaşam öyküsü var, okumanızı öneririm.

Umarım sizler için yararlı ve kullanışlı bir yazı olmuştur. Hayatınızdaki bu özelliklere sahip bireyleri fark etmeniz, onları yönlendirmeniz için iyi bir kaynak olmuştur umarım bu dizim. Tabi daha bitmedi! Devamı var. Diğer yazılarda görüşmek üzere. Şimdiden kolaylıklar diliyorum. Sevgiler.



10 Temmuz 2017 Pazartesi

Üstün Yetenekliler Yazı Dizisi - 2



İlk yazımızda üstün yeteneğin ne olduğu ile ilgili çok genel bir bilgi sunuştum. Bu yazımda ise sizlere üstün yetenekli bireylerin ayırt edici özelliklerini sıralamak istiyorum sizlere.
Üstün yetenekli bireyler maalesef oldukça ihmal edilen, üzerinde durulmayan, onlara eğitim vermek için yetiştirilmesi gereken öğretmenlerin olduğu sadece altı üniversitesi olan, bu öğretmenlerin iş bulamadığı, ailelerin haklarını savunamadığı bir alan. Bir de üstün yeteneğin fark edilmemesi durumu var ki bu daha da vahim bir tablo. Eğer belirtileri, farklı özelliklerini bilirsek çevremizdeki üstün yetenekli adaylarını belirleyebilir ve onların gerekli değerlendirmeleri alarak fark edilmelerini, hak ettiklerini eğitimi almalarını sağlayabiliriz.
Üstün yetenekli bireylerin genel olarak ayırt edici özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
Üstün yeteneğin doğar doğmaz belirtileri söz konusu. Daha bilinçli bakış, doğar doğmaz gülümseme, çevreye ilgili olma bu belirtilerden.
Üstün yetenekli bireyler her yaşta aşırı meraklıdırlar. Bu merak bebeklikten itibaren fark edilecek bir özellik olarak kendisini gösterir. Ancak bu merak desteklenmez ve her merak ettiğinde bu köreltilirse ilerleyen dönemde sönebilir ve üstün yetenekli birey normal gelişim gösteren bir birey haline gelebilir.
Üstün yetenekli çocuklarda dil becerileri erken gelişmektedir ve her yaşta yaşıtlarından dil becerileri konusunda önde olmaktadırlar. Bir yaşında cümleler kuran, iki yaşında bir yetişkinle dinozorlar hakkında derin tartışmalara girebilen bir dil gelişiminden bahsediyoruz.
Soyut kavramlara normal gelişim gösteren bireyler dört yaş civarında merak duyarlar ve bu merak sonrası soyut kavramlarını ayrıt etmeye başlarlar. Ancak üstün yeteneklilerde bu iki-iki buçuk yaş gibi daha erken zamanlarda ortaya çıkar. Erken yaşlarda soyut kavramlara ilgi duyma önemli bir ipucu.
Soyut kavramları erkenden edinen üstün yetenekli bireylerin çoğunluğu erkenden ve herhangi bir destek almadan okurlar. Bu erken okuma sonrası erken yazma denemeleri de başlayabilir ve kendiliğinden okur-yazar olma durumu söz konusu olabilir.
Üstün yetenekli bireylerin konsantrasyon süreleri ve yoğunlukları fazladır. Diğer çocuklara ya da bireylere göre daha uzun süre bir konu ile ilgili dikkatleri dağılmadan ilgilenebilirler. Normal gelişim gösteren bir çocuk bir araba maketiyle on dakika ilgilenebilirken üstün yetenekli birey bununla saatlerce ilgilenebilir.
Özellikle okul öncesi dönemde üstün yetenekli bireylerin ilgileri oldukça ilginç konulara kayabilir ve değişkenlik gösterebilir. Bir ay boyunca örümceklerle ilgilenen bir çocuk bir ayın sonunda bu konuyu geçerek motorlu taşıtlarla ilgilenebilir. Bu ilgi aşırı yoğun ve bütün hayatını kapsayacak şekilde olur.
Üstün yetenekli bireyler yaşıtlarına göre daha çabuk ve basit şekilde öğrenirler. Bu öğrendiklerini unutmaz ve hayatlarında başarıyla uygularlar. Normal gelişim gösteren bir çocuk ayakkabı bağlamayı okulda öğrenince evde uygulamakta zorlanabilir ancak bu üstün yetenekli bireyler için söz konusu değildir.
Üstün yetenekli çocuklar genelde bireysel çalışma eğilimindedir. Karmaşık cümleleri sebebiyle normal gelişim gösteren bireyler onlarla çalışmak istemeyebilir ya da üstün yetenekli çocuk için onların etkinlikleri fazla kolay gelebilir. Bireysel çalışma eğilimi bu iki sebeple daha fazladır.
Üstün yetenekli bireyler çevreye, doğaya, insanlara ve dünyaya karşı aşırı duyarlıdırlar. Küresel ısınma, dünyadaki savaşlar, çevre kirliliği gibi konular onları derinden üzer ve bu konularda çare ararlar. Sahiden de geçerli ve kullanışlı çareleri vardır ancak çoğu dikkate alınmadığından bu çareler gün yüzüne çıkamaz. Bu duyarlılık üstün yetenekli bireyin yaşamını bazen olumsuz yönde etkileyebilir.
Üstün yetenekli bireyler hem kendilerini hem çevresindeki insanları tarafsız olarak kritik eder ve eleştirir. Bu eleştiriler tarafsız ve yapıcı eleştirilerdir ancak her zaman bu şekilde anlaşılmayabilir. Bu da üstün yeteneklilerin hem kendileriyle hem de çevreyle yaşadığı sorunlara sebep olabilir.
Bütün bu belirtilerden tamamı ya da birkaçı öğrencinizde ya da çocuğunuzda varsa ve üstün yetenekten şüpheleniyorsanız yapmanız gereken ilk iş bir çocuk gelişimciden ya da psikologdan değerlendirme talep etmek. Çocuğunuzun yaşına göre zeka testleri uygulanacaktır ancak altı yaş öncesi zeka testlerine sıcak bakılmamaktadır. Altı yaşında WISC-R uygulanınca çıkan sonuca göre üstün yetenekli olup olmadığına karar verilebilir.
Yukarıda bahsettiğim bütün özellikler her bireyde olacak diye bir zorunluluk yok. Birkaçı varsa üstün yetenek adayı olma durumu olabileceğini vurgulamak istiyorum sadece. Bu maddeler her bireyde ayrı yoğunlukta ve farklı şekilde ortaya çıkabilir. Bunları ihmal etmemeliyiz.
Zaten çok önceden benim yazılarımı okumuş ve çocuklarını bir çocuk gelişimcinin takibine almış olan ailelerimiz ve öğretmenlerimiz bu uyarıyı dikkate almasalar da olur. Her çocuğun hayatında bir çocuk gelişimci, bir psikolog ve bir spor eğitmeni olması gerektiği artık hepimizce kabul görüyor, ne dersiniz?

Yazı dizimizin ikinci yazısının burada sonuna geldik. Umarım sizler için kullanışlı ve yararlı bir yazı olmuştur. Şimdiden kolaylıklar diliyorum. Sevgiler.

29 Mayıs 2017 Pazartesi

Üstün Yetenekliler Yazı Dizisi-1


Özel gereksinimli bireyler denince akla hep herhangi bir konuda yetersizliği olan bireyler gelir. Örneğin işitme yetersizliği, görme yetersizliği, otizm, rett ya da en meşhuru down sendromu! Ancak özel gereksinim, kavramın açılımı gereği özel bir ihtiyacı olan kişileri kapsar. Üstün yetenekliler de aslında bu kavramın içinde. Çünkü üstün yetenekli bir bireye normal eğitim kurumlarında eğitim vermek diğer özel gereksinimli çocuklar için olduğu gibi yetersiz kalacaktır. Bireyselleştirmeler ve uyarlamalar gerekecektir. İşte bu ve bundan sonraki ara ara yayınlayacağım yazı dizisinde “özel gereksinimli bireyler”in unutulan grubu “üstün yetenekli bireyler”i konuşacağım sizlerle.

Bu yazılarımın kaynağı ise bu dönem Hacettepe Üniversitesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü Özel Eğitim Tezli Yüksek Lisans Programı kapsamında almış olduğum, Prof. Dr. Emine Nilgün Metin tarafından verilen Üstün Yetenekliler dersi. Eğer siz de bu dersi almak isterseniz özel öğrenci olarak başvurarak bu değerli ve verimli dersi alabilirsiniz.

Üstün yetenekli, üstün zekalı, dahi, deha, zeki gibi birçok kavram var. Günümüzde artık bilimsel literatürde kullanılanı “üstün yetenek”. Hem de 1977’den beri üstün yetenek kavramı kullanılıyor, ne tuhaf değil mi? Tam kırk yıldır! Ben de bu yazı dizinimde üstün yetenekli birey olarak kullanacağım, bilginiz olsun.

Zeka insan beynindeki yetenekler arası uyumu tanımlar. Zekayı tanımlayan bilim adamları tek etmen üzerinden, çift etmen üzerinden ve çok etmen üzerinden açıklama yoluna gitmişler. Tek etmene dayananlar zekayı genel bir yetenek olarak görür ancak zeka tek bir etmene dayanmaz. Çift etmene dayananlar ise genel bir yeteneğe ek olarak çok fazla özel yetenek olduğunu savunurlar. Bu açıklama yeterli bir açıklama değil. Çok etmen ise birçok özel yetinin zekayı oluşturduğunu savunur. Son yapılan çalışmalar sonuncu açıklamayı destekler nitelikte.

Zekayı etkileyen üç tane etmen var: Doğuştan gelen potansiyel, beslenme ve çevre. Doğuştan gelen potansiyelde anne ve babanın zihinsel performansları önemli bir etmen. Zeka geninin X kromozomu ile taşındığı, erkek çocuklarda ise tamamen anneden geldiği bilimsel bir gerçek. Beslenmenin ise hamilelikten başlayarak çocuğun ilerleyen dönemde zekasını ne derece kullanabileceğini etkilediği de günümüzde çok fazla konuşulan bir konu. Ancak çevre o kadar da konuşulmuyor. Çevrenin zeka üzerindeki etkisinin kanıtlanmasından bu yana çocukların bulunduğu çevrenin, yaşadığı aile düzeninin zekayı destekler nitelikte olması gerektiği görüşündeyim. Bu, bütün çocuklar için gerekli; hem üstün yetenekli hem de zihinsel yetersizliği olanlar için. Ne kadar güçlü ortam, o kadar iyi zihinsel performans.

Hepimiz belirli bir potansiyel ile doğuyoruz. Diyelim ki 100-140 zeka puanı arasında potansiyelle doğan bir çocuk var. Kötü bir çevrede yetişirse zeka puanı 100’de kalabilirken desteklendiğinde 140 zeka puanı ile bir deha olabilir. Bu, tamamen ailelerin elinde. Ancak burada şunu vurgulamak istiyorum, her çocuk üstün yetenekli adayıdır demiyorum. Evet, desteklendiğinde eğer potansiyel varsa gerçekleşebilir; diyorum.

Üstün yetenek konusunda çalışmalarıyla nam salmış hocamız Renzulli üstün yetenek için üç önemli ögeden bahseder: Yetenek, yaratıcılık ve motivasyon. Yeteneğin varsa, ancak seni motive eden bir çevrede yetişmediysen üstün yeteneğin farkına varamayabilirsin. Ya da motivasyonun yüksektir ancak yeteneğin yoktur, yine aynı kapıya çıkar. Bu önemli bir nokta. Çocuklarımızın motivasyonlarını arttırıcı, onların yaratıcılıklarını destekleyici bir yaşam biçimine sahip olmamız mühim.

Üstün yetenek ile ilgili yazı dizimizin ilkinin sonuna geldik. Ara ara bu konu ile ilgili yazmaya devam edeceğim. Üstün yetenek üzerinden zeka, zekanın desteklenmesi, yaratıcılık, üstün yeteneğe eşlik eden yetersizlik durumları (Hem üstün yetenekli hem otizmli vs) gibi konulara da değineceğim. Merak ettiğiniz, yazı dizisine eklememi istediğiniz konuları bana ulaştırırsanız çok sevinirim.


Umarım sizler için yararlı ve kullanışlı bir yazı olmuştur. Şimdiden kolaylıklar diliyorum. Sevgiler.