İlk yazımızda üstün yeteneğin ne
olduğu ile ilgili çok genel bir bilgi sunuştum. Bu yazımda ise sizlere üstün
yetenekli bireylerin ayırt edici özelliklerini sıralamak istiyorum sizlere.
Üstün yetenekli bireyler maalesef
oldukça ihmal edilen, üzerinde durulmayan, onlara eğitim vermek için
yetiştirilmesi gereken öğretmenlerin olduğu sadece altı üniversitesi olan, bu
öğretmenlerin iş bulamadığı, ailelerin haklarını savunamadığı bir alan. Bir de
üstün yeteneğin fark edilmemesi durumu var ki bu daha da vahim bir tablo. Eğer
belirtileri, farklı özelliklerini bilirsek çevremizdeki üstün yetenekli
adaylarını belirleyebilir ve onların gerekli değerlendirmeleri alarak fark
edilmelerini, hak ettiklerini eğitimi almalarını sağlayabiliriz.
Üstün yetenekli bireylerin genel
olarak ayırt edici özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
Üstün yeteneğin doğar doğmaz
belirtileri söz konusu. Daha bilinçli bakış, doğar doğmaz gülümseme, çevreye
ilgili olma bu belirtilerden.
Üstün yetenekli bireyler her
yaşta aşırı meraklıdırlar. Bu merak bebeklikten itibaren fark edilecek bir
özellik olarak kendisini gösterir. Ancak bu merak desteklenmez ve her merak
ettiğinde bu köreltilirse ilerleyen dönemde sönebilir ve üstün yetenekli birey
normal gelişim gösteren bir birey haline gelebilir.
Üstün yetenekli çocuklarda dil
becerileri erken gelişmektedir ve her yaşta yaşıtlarından dil becerileri
konusunda önde olmaktadırlar. Bir yaşında cümleler kuran, iki yaşında bir
yetişkinle dinozorlar hakkında derin tartışmalara girebilen bir dil gelişiminden
bahsediyoruz.
Soyut kavramlara normal gelişim
gösteren bireyler dört yaş civarında merak duyarlar ve bu merak sonrası soyut
kavramlarını ayrıt etmeye başlarlar. Ancak üstün yeteneklilerde bu iki-iki
buçuk yaş gibi daha erken zamanlarda ortaya çıkar. Erken yaşlarda soyut
kavramlara ilgi duyma önemli bir ipucu.
Soyut kavramları erkenden edinen
üstün yetenekli bireylerin çoğunluğu erkenden ve herhangi bir destek almadan
okurlar. Bu erken okuma sonrası erken yazma denemeleri de başlayabilir ve
kendiliğinden okur-yazar olma durumu söz konusu olabilir.
Üstün yetenekli bireylerin
konsantrasyon süreleri ve yoğunlukları fazladır. Diğer çocuklara ya da
bireylere göre daha uzun süre bir konu ile ilgili dikkatleri dağılmadan
ilgilenebilirler. Normal gelişim gösteren bir çocuk bir araba maketiyle on
dakika ilgilenebilirken üstün yetenekli birey bununla saatlerce ilgilenebilir.
Özellikle okul öncesi dönemde
üstün yetenekli bireylerin ilgileri oldukça ilginç konulara kayabilir ve
değişkenlik gösterebilir. Bir ay boyunca örümceklerle ilgilenen bir çocuk bir
ayın sonunda bu konuyu geçerek motorlu taşıtlarla ilgilenebilir. Bu ilgi aşırı
yoğun ve bütün hayatını kapsayacak şekilde olur.
Üstün yetenekli bireyler
yaşıtlarına göre daha çabuk ve basit şekilde öğrenirler. Bu öğrendiklerini
unutmaz ve hayatlarında başarıyla uygularlar. Normal gelişim gösteren bir çocuk
ayakkabı bağlamayı okulda öğrenince evde uygulamakta zorlanabilir ancak bu
üstün yetenekli bireyler için söz konusu değildir.
Üstün yetenekli çocuklar genelde
bireysel çalışma eğilimindedir. Karmaşık cümleleri sebebiyle normal gelişim
gösteren bireyler onlarla çalışmak istemeyebilir ya da üstün yetenekli çocuk
için onların etkinlikleri fazla kolay gelebilir. Bireysel çalışma eğilimi bu
iki sebeple daha fazladır.
Üstün yetenekli bireyler çevreye,
doğaya, insanlara ve dünyaya karşı aşırı duyarlıdırlar. Küresel ısınma, dünyadaki
savaşlar, çevre kirliliği gibi konular onları derinden üzer ve bu konularda
çare ararlar. Sahiden de geçerli ve kullanışlı çareleri vardır ancak çoğu
dikkate alınmadığından bu çareler gün yüzüne çıkamaz. Bu duyarlılık üstün
yetenekli bireyin yaşamını bazen olumsuz yönde etkileyebilir.
Üstün yetenekli bireyler hem
kendilerini hem çevresindeki insanları tarafsız olarak kritik eder ve
eleştirir. Bu eleştiriler tarafsız ve yapıcı eleştirilerdir ancak her zaman bu
şekilde anlaşılmayabilir. Bu da üstün yeteneklilerin hem kendileriyle hem de
çevreyle yaşadığı sorunlara sebep olabilir.
Bütün bu belirtilerden tamamı ya
da birkaçı öğrencinizde ya da çocuğunuzda varsa ve üstün yetenekten
şüpheleniyorsanız yapmanız gereken ilk iş bir çocuk gelişimciden ya da
psikologdan değerlendirme talep etmek. Çocuğunuzun yaşına göre zeka testleri
uygulanacaktır ancak altı yaş öncesi zeka testlerine sıcak bakılmamaktadır.
Altı yaşında WISC-R uygulanınca çıkan sonuca göre üstün yetenekli olup
olmadığına karar verilebilir.
Yukarıda bahsettiğim bütün
özellikler her bireyde olacak diye bir zorunluluk yok. Birkaçı varsa üstün
yetenek adayı olma durumu olabileceğini vurgulamak istiyorum sadece. Bu maddeler
her bireyde ayrı yoğunlukta ve farklı şekilde ortaya çıkabilir. Bunları ihmal
etmemeliyiz.
Zaten çok önceden benim
yazılarımı okumuş ve çocuklarını bir çocuk gelişimcinin takibine almış olan
ailelerimiz ve öğretmenlerimiz bu uyarıyı dikkate almasalar da olur. Her
çocuğun hayatında bir çocuk gelişimci, bir psikolog ve bir spor eğitmeni olması
gerektiği artık hepimizce kabul görüyor, ne dersiniz?
Yazı dizimizin ikinci yazısının
burada sonuna geldik. Umarım sizler için kullanışlı ve yararlı bir yazı olmuştur.
Şimdiden kolaylıklar diliyorum. Sevgiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder