özel eğitimci etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
özel eğitimci etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Haziran 2021 Salı

Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı (BEP) Nasıl Okunur?

Merhaba. Bu hafta özel eğitim sürecinin olmazsa olmazı bireyselleştirilmiş eğitim planının (BEP) anne ve babalar tarafından nasıl okunması, incelenmesi ve değerlendirilmesi gerektiğiyle ilgili bir yazı hazırladım. Umarım işlevsel ve fikir verici bir yazı olmuştur, şimdiden iyi okumalar.

BEP, yapılan değerlendirmeler sonrasında çocuğun müdahale sürecinde bulunacak her bir uzman tarafından hazırlanan ve karar verilen hedeflerin bulunduğu bir plandır. Bu plan, destek eğitim sürecine şekil verdiği için olmazsa olmazdır. Eğer bir müdahale sürecinde sizinle BEP paylaşılmıyorsa ya da bir merkezde bir öğretmen olarak sizden BEP hazırlamanız beklenmiyorsa lütfen kurumun/okulun uygulamalarını bir kez daha gözden geçirin.

Hadi şimdi BEP örneği üzerinden nasıl okumamız gerektiğini konuşalım. Aşağıdaki fotoğrafta her bir konuyu rakamlar ile gösterdim. Bu rakamların açıklamasını aşağıda bulabilirsiniz.


  1. Her BEP'in, hangi çocuğa ait olduğunu göstermesi için mutlaka ismi yazılmalıdır.
    Bazen matbu olarak hazırlanan ve her çocuğa uygulanan (!) BEP'lerde bu bilgi olmaz ancak BEP, adı üzerinde bireysel bir plan olduğu için mutlaka çocuğunuzun ismi üzerinde olmalıdır. Her çocuğa ezberden verilen, matbu BEP'leri size sunan uzmanlarla çalışmayı yeniden değerlendirmekte fayda olabilir.
  2. Öğrencinin hangi tarihte değerlendirildiği ile BEP'in şekillendiğini bilmek önemlidir. Değerlendirmeden üç ay sonra hazırlanmış bir BEP işlevsel olmayabilir. Bu nedenle hngi tarihte değerlendirme alındı ve bu kararlar verildi, dikkat edilmelidir.
  3. Çocuğunuzun doğum tarihinin BEP'te doğru şekilde yer aldığından emin olun. Doğum tarihi yanlış biliniyorsa, bazı amaçlar gelişim görevine uygun olmayacağından hatalı bir BEP olabilir.
  4. BEP'ler sıklıkla bir yıllık hazırlanır ancak altı aylık ya da iki yıllık da olabilir. Buradaki süre, planı hazırlayan uzmanların planlarını şekillendireceğinden önemlidir.
    Ben sıklıkla aileyi ve bireyi tanımak üzere (özellikle sadece danışmanlık süreci yönetiyorsam) altı aylık hazırlar ve hızlarını görürüm. Bu hız ve bireysel özelliklere göre altı ay sonra bir yıllık planı hazırlarım.
    Her uzman farklı şekilde düşünüp uygulayabilir, bunu unutmayalım.
  5. Aslında biz öğretmenler için çocuğumuzun tanısından ziyade bireysel özellikleri önemlidir. Ancak bu demek olmuyor ki tanı biz öğretmenler için gereksizdir, aksine tanı çerçeve oluşturmak adına kullanışlıdır, ön fikir vermesi açısından kıymetlidir. Buna ek olarak tanının getirdiği özellikler ve gereksinimler ile BEP'te değişiklikler yapılabilir. BEP'i incelerken tanıların doğru şekilde yazıldığından emin olmak gerekir.
    Tıbbi tanı ÇÖZGER'de yazan ve psikiyatristiniz tarafından konan tanıdır. Eğitsel tanı ise RAM'da yapılan değerlendirme sonucunda uygun görülen destek eğitim programını da yordayan tanıdır. Bu ikisi birbirinden fikir alır, birbirinin zıddı ya da birbirini desteklemeyen tanılar söz konusu olmaz.
  6. Performans bölümüne, çocuk ile yapılan değerlendirme sonrasında edinilen bilgiler yazılır. Öğrencinin yapabildikleri, bireysel özellikleri, desteğe ihtiyaç duyduğu alanlar gibi bilgiler bu bölüme yazılabilir. Bu bölümde yeterince bilgi olduğundan emin olunması gerekmektedir.
  7. Bireylerin edinmesi gereken beceri grupları başlıklar halinde verilir.
    Örneğin, fotoğraftaki örnekte beceri grubu "Güvenlik Becerileri"dir. Bu maddenin altında, bu becerilerin kısa dönemli hedefleri yer alır. Bu başlığa "uzun dönemli hedef" de diyebiliriz. Çünkü nihai hedefimiz bireyin güvenlik becerilerini bağımsız şekilde göstermesidir.
  8. Her uzun dönemli hedef kısa dönemli hedeflerden oluşur.
    Kısa dönemli hedef eğitim planımızda varmamız gereken ara duraklar gibidir. Kısa dönemli hedeflerden bildirimlerden oluşur. Bu bildirimler beceri analizleri ile elde edilir.
    Örnekteki "İyi dokunuşu ayırt eder." becerisinin analizi yapılarak oluşturulacak hedefler BEP'te yer almaz, bu basamaklar bireye ve öğretim yöntemine göre değişiklik gösterebilir. Örneğin bu beceriyi bir öğrencide beş, başka bir öğrencide bir, başka bir öğrencide on farklı bildirim ile çalışabiliriz.
  9. Örnekteki "İyi dokunuşu ayırt eder." becerisinin edinildiğinden emin olmak için üç oturum üst üste %100 başarı göstermesi beklenmiştir.
    Özel eğitimde sıklıkla bizler, %75 ölçüt belirleriz.
    Becerinin güvenlik durumuna göre bu ölçüt değişebilir. Ölçüt, becerinin edinildiğine ne zaman karar vereceğimizi gösterir.
  10. Becerinin nerede destekleneceği de yolun başında belirlenen konulardan biridir.
    Bir beceri sadece evde, okulda ya da merkezde desteklenebilir. Burada hangi ortamın yazıldığına dikkat ederek çalışmaları evde destekleyebilirsiniz.
  11. Uygulanacak yönteme sıklıkla öğretmenleriniz karar verir. Bu yöntemin ne olduğu, çocuğunuza uygun olup olmayacağı hakkında öğretmeninize fikir vererek onun en doğru kararı vermesini sağlayabilirsiniz.
  12. Hangi materyalin uygulanacağı da yolun başından belirlenir. Burada yine aynı şekilde çocuğunuza hangi materyalin uygun olacağı hakkında fikir sunarak sürece katkı sunabilirsiniz.
  13. Hangi becerinin hangi uzman tarafından destekleneceğinin bilgisi de önemlidir.
    Örneğin dil ve konuşma becerilerini bir dil ve konuşma terapisti desteklerken fizyoterapistin desteklemesi uygun olmayacaktır. Bu nedenle burada yazan uzman isimlerine, yeterliklerine hakim olmanızda fayda var.
  14. BEP, bir komisyon tarafından hazırlanır. Bu komisyondaki her bir üyenin görüşü, fikri kıymetlidir ve gereklidir. Komisyonda kimler olduğuna, bilgilerini yansıtıp yansıtmadığına ebeveynler de karar verebilirler.
  15. BEP komisyonunun içinde ailenin de olduğu unutulmamalıdır. Bu komisyonun bir parçası olduğunuzdan, fikirlerinizi vermekten ve soru sormaktan çekinmemelisiniz. Böylece BEP hem daha kapsamlı hem de daha gerçekçi olacaktır.
  16. BEP'inizin, kurumunuzun müdürü tarafından onaylandığından emin olun.
BEP'in değiştirilebilir, geliştirilebilir bir plan olduğu, süreç içerisinde düzenli aralıklarla değerlendirmeler alınıp BEP'te uyarlamalar yapılabileceğini de aklınızda tutarak size sunulan BEP'leri bu şekilde değerlendirebilirsiniz.

Umarım işlevsel ve fikir veren bir yazı olmuştur. Görüşmek üzere.



4 Kasım 2019 Pazartesi

Çalışma Belleğini Destekleyici Öneriler



Merhabalar, geçen hafta çalışma belleği hakkında konuşmuş ve sonrasında nasıl desteklemeliyiz sorusunun cevabını bu haftaya bırakmıştım. Hadi isterseniz bu konuda neler yapabiliriz birlikte bakalım! (Bu yazımın kaynağı da yine aynı seminer ve aşağıda belirttiğim makaleler, unutmayalım.)
.
Öncelikle şu bilgi önemli: Çalışma belleğinin, doğumumuzda belirli bir kapasite potansiyeli zaten vardır. İlerleyen dönemde bu ranjın içerisinde kalmak koşuluyla, çalışma belleğini ya tam kapasite ya da sınırlı kapasite ile kullanırız. Bu yazıda, çalışma belleğini %70 kapasite ile kullanan bir çocuğumuzun, %80 ya da %100 kullanması için öneriler bulacaksınız. Yani %120'lik bir performans öngörülemez ve böyle bir ihtimal yoktur. Bilimsel veriler öyle diyor. Örneğin arabanız maksimum 250 km/s hız yapabilirken siz 260 km/s hız yapamazsınız ancak ister 10 ister 120 km/s hız yapabilirsiniz. Bu örnek güzel oldu.
Bu bilgi cebimizde kalsın.
.
Cevriye Hoca'mda seminerden sonra gelen bir soruya yanıt olarak çalışma belleğinin kapasitesini arttırmak için şu dört ana noktaya değindi:
  1. Var olan performansı belirleyin
  2. Kısa süreli ve uzun süreli bellek hatalarını belirleyin
  3. Öğretiminizi şekillendirin
  4. Çalışma belleği için stratejiler uygulayın
Ben ise bu dört noktayı sizlere açıklayarak, çalışma belleğinin kullanılan kapasitesini nasıl arttıracağımızı anlatmış olacağım. Hadi başlayalım!

  1. Var olan performansı belirleyin: Cevriye Hoca'm ve çalışma arkadaşlarının geliştirdiği "Çalışma Belleği Testi" ile çalışma belleğinin kapasitesini hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Bu testten alınacak bilgilerle çocuğumuzun var olan performansını belirleyerek, çocuğumuzun çalışma belleğinin kapasitesinin ne kadarını kullandığını ortaya koyabiliriz. Bu bilgi bizim yola çıkış noktamızı oluşturuyor.
  2. Kısa süreli ve uzun süreli bellek hatalarını belirleyin: Bu konuda birçok test var biliyorsunuz. Görsel İşitsel Sayı Dizileri Testi, Görsel Hafıza Testleri, İşitsel Hafıza Testleri gibi birçok test mevcut. Benim önerim ise bir "test bataryası" ile kısa ve uzun süreli bellekte meydana gelen hataların ortaya konulması olacak. Birçok psikolojik danışmanlık merkezi, özel eğitim merkezi size bu konuda yardımcı olacaktır.
  3. Öğretiminizi şekillendirin: Burada bahsedilen şey net şekilde eğitimi bireyselleştirmek! Özel eğitim zaten eğitimi bireyselleştirme süreciyken bunun altını çizmek tuhaf gelebilir ancak öğretimi şekillendirmek, bireyselleştirmek çalışma belleği için oldukça önemli. Örneğin bir çocuğunuz görsel uyaranları daha çok aklında tutuyorsa görsel uyaranlara ağırlık vererek, müzikle daha güzel öğreniyorsa derslerinizde müziğe yer vererek öğretiminizi şekillendirmeye başlayabilirsiniz.
  4. Çalışma belleği için stratejiler uygulayın: Bu stratejiler için birçok eğitim programı, paket programlar oluşturuldu. Ancak strateji öğretimi için size birçok öneri linki bırakıyorum. Yazımda da kaynak olarak kullandığım ve size fikir verebilecek stratejiler öneren makaleler burada:





Yani yazımı özetleyecek olursam; önce iyi bir değerlendirme ile çalışma belleği, kısa süreli bellek, uzun süreli bellek profili ortaya konmalı. Ardından öğretimde uyarlamalar yapılarak ve sık sık bilişsel stratejiler uygulanarak çalışma belleğinin kapasitesi arttırılmaya çalışılmalıdır. Örneğin değerlendirmeyi aldınız ve çocuğunuzun bir bilgiyi işlemlerken aklında tutamadığını fark ettiniz. Bilgiyi aklında tutabilmesi için ise bir kenara not almasını öğretmenizin yeterli olacağını düşündünüz. İşte size çalışma belleğinin kapasitesine destek etkinliği! Hepsi bu kadar!
.
Umarım sizlere fikir veren ve çalışma belleğini nasıl desteklemeniz gerektiği ile ilgili bilgi veren bir yazı olmuştur. Haftaya görüşmek üzere.

23 Eylül 2019 Pazartesi

Alternatif Öneri'nin Video Örneği

Merhabalar. Geçtiğimiz haftalardan birinde, bir çocuğum ile uygulamaya koyduğumuz alternatif bir iletişim yöntemi "işlevsel dil"i anlatmıştım sizlere. Kendi yaptığımız basamaklandırmadan, bu basamaklandırmayı kullanma şeklimizden vs bahsettiğim kapsamlı bir yazı olmuştu. Videosunu ise sonra çeker, sizinle paylaşırım demiştim. Sonunda çektim ve şimdi sizlerle paylaşıyorum.
Eğer o yazımı hatırlamıyorsanız buradan ulaşabilirsiniz. Yazı sonrasında videoyu izlemekte fayda var.
Videonun içeriği hareketlerin nasıl yapıldığını gösteren kısa kısa klipler. Sonunda ise, çocuğum ile yemek, çak ve ver hareketlerini deneyimlediğimiz minik bir kesit de var.
Şimdiden iyi seyirler, haftaya görüşmek üzere.



28 Kasım 2017 Salı

Üstün Yetenekliler Yazı Dizisi - 4



Güzel bir haftadan herkese merhabalar. Bu hafta uzunca bir süre ara verdiğim üstün yetenekli bireyler konusuna geri dönüp, bu konuyu tekrar hatırlatmak istiyorum. Yazı dizisinin bitmesine daha pek çok var. Bu nedenle ara ara bu konuyu hatırlatma amacıma hizmet edebiliyor ve mutluyum.
...
Bu haftaki konu üstün yetenekli bireylerin gelişim özellikleri. Etrafınızda üstün yetenekli adayı bireyler varsa gelişimlerini bu yazı ile karşılaştırarak, ailelerinin erkenden desteklemelerini sağlayabilirsiniz. Ne harika olur!
...
Bilindiği gibi gelişimin standart basamakları vardır. Her birey bu basamakları kendi ritminde ve zamanında geçer. Üstün yetenekli bireyler de farklı bir ritimle gelişmeye devam ederler ancak burada standart bir gelişim sürecinden bahsedemiyoruz. Neden? Çünkü üstün yeteneğin tipi (şu yazımda bahsetmiştim) farklı olabilir. Bu tip farklılığı farklı alanda çok çok ileride olmayı sağlayabilir. Bir diğer sebep ise eş zamanlı olmayan gelişim özelliği. Üstün yetenekli bireyler diğer özel gereksinimli bireyler gibi her bir gelişim alanında farklı yaşlarda olmaktadırlar. Örneğin 2 yaşında üstün yetenekli bir birey dil becerilerinde 4, motor becerilerde 3 ve zihinsel gelişimde 6 yaşında olabilir.

Fiziksel Gelişim

  • Çoğu filmde, dizide üstün yetenekli bireyler çelimsiz ve güçsüz gösterilse de üstün yetenekli bireyler fiziksel anlamda da üstündürler.
  • Fiziksel belirtiler genellikle üstün yetenekte söz konusu değildir, yani dışarıdan baktığınızda bir bireyin üstün yetenekli olup olmadığını anlayamayabilirsiniz.
  • Bebeklikte sağlıklı bir bebeklik geçirirler. Erkenden öyle uykuları ihtiyacı yok olur, 2,5 - 3 yaşlarında buna ihtiyaç duymazlar. Az uyurlar ve bu uyku onlara yeter.
  • Zengin hayal güçleri sebebiyle genellikle gece korkuları söz konusu olur.
  • Aşırı fiziksel duyarlıkları olabilir. Farklı durumlara aşırı reaksiyon gösterebilirler.
Motor Gelişim
  • Bebeklik döneminde motor beceriler de hızlı ilerlerler. Kas tonusları (Kaslarının gücü de diyebiliriz.) daha iyi olduğu için etrafa olan ilgileri de erkenden başlar. Ancak ilerleyen yaşlarda farklı tip üstün yetenek oluşur, ilgiler değişir ve kas hareketlerini ihmal edebildiklerinden geride kalabilirler.
  • Çevreyi daha iyi algıladıklarından çocukluk kazaları da az görülür.
  • İnce motor becerileri zihinsel becerileri ile aynı seviyede değildir.
  • Üstün yetenekli çocuklar yüksek enerjiye sahip gibi görünebilirler. Burada okul müfredatından sıkılma olup olmadığı iyi gözlemlenmelidir. Hemen "Ay bu çocuk hiperaktif!" diyerek Rehberlik Araştırma Merkezi'ne göndermek doğru olmayabilir..
Dil Gelişimi
  • 7 - 9 ay civarında  konuşmaya başlarlar. Bu, yaşıtlarından olukça erken konuşma demektir.
  • En güvenilir belirti erken konuşmadır. Bu ihmal edilmemelidir.
  • Mizah duygusu erken gelişir, metaforlar ve analojileri (ortak yönleri bulunan şeyler arasında benzetme yapma) erken kullanırlar. Buna karşın yaşıtları ile konuşurken dili basitleştirirler.
  • Devamlı soru soran çocuklardır. Bu çocukların; yoran ileri düzey soruları aileyi, çocuğu ihmal etmeye sürükler ve çocukların üstün yeteneklerinin körelme durumu oluşabilir.
Sosyal-Duygusal Kişilik Gelişimi
  • Çevreye karşı duyarlık ve etkileşim hızlı gelişir. Buna karşın üstün yetenek sosyal etkileşimi zorlar. Duyarlık fazla olduğundan sosyal ilişkilerde sorun yaşayabilirler.
  • Bu duyarlık çevredeki insanların üstün yetenekli bireyden kaçınmasına sebep olur ve belirli bir süre sonra sosyal izolasyon oluşabilir.
  • Oyun davranışları daha çabuk gelişir. Karmaşık oyun kurallarını dahi erkenden edinirler.
  • Genellikle bireysel olarak uğraşabilecekleri etkinlikler ve çalışmalar tercih ederler.
  • Üstün yetenekli bireyler erken yaşlarda farklı olduklarının farkına varırlar ve kendileri ile aynı zeka yaşındaki bireylerle iletişim kurma ihtiyacı duyabilirler. Farklı yaş grupları ile etkileşime girmelerini sağlamak önemli olabilir.
  • Bütün insanlığı ilgilendiren sorunlara aşırı duyarlıdılar. Bu duyarlık bireysel yaşantılarını, uykularını dahi etkiler. Çocukluk çağı depresyonu yaşanabilir, dikkat edilmelidir.
  • Mükemmelliyetçi ve benmerkezci eğilimleri vardır.
Zihinsel Gelişim
  • En belirgin ve çarpıcı fark bu alanda söz konusudur.
  • Zihinsel aktivitelerde oldukça çeviktirler. Sezgi güçlerinin yüksek olması ile bu çeviklik daha da artar.
  • Merak ve öğrenme isteği ile daha çok bilgiyi daha hızlı alabilirler. Mükemmel bir bilgi işleme becerileri vardır.
  • Her yaşta (yetişkinlik de dahil) yaşıtlarından fazla kitap okudukları bilimsel olarak ortaya konmuştur.
  • Genellikle üç yaş civarında okuma ya da okumaya hazırlık becerileri edinilmiş olur. Soyut kavramları (harf, rakam gibi.) çok çabuk edinirler.
  • Genelleme, yaratıcılık gibi zihinsel işlemleme becerileri oldukça ileri düzeydedir.
Yukarıda bahsettiğim bu gelişim özellikleri her üstün yetenekli bireyde olmalı ya da beklenmeli demiyorum. Birkaçı bir bireyde bulunabilirken belki de hiçbiri bulunmayabilir de. Ancak alanyazında üstün yetenekli bireylerin gelişimleri incelendiğinde ortak noktaların bunlar olduğu görülmüştür.
Umarım sizlere üstün yetenekli bireylerle ilgili fikir veren ve düşünmenizi sağlayan bir yazı olmuştur. Bu ve diğer konularla ilgili soru ve görüşlerinizi nereden ileteceğinizi biliyorsunuz.
Haftaya görüşmek üzere. Sevgiler.

24 Ekim 2017 Salı

Etkileşimli Kitap Okuma



Herkese güzel bir haftadan merhabalar. Huzur ve neşe ile geçireceğiniz bir hafta olması dileklerimle, tam bir sevgi pıtırcığı gibi bu haftaki yazıma başlıyorum.

Birkaç hafta önce bu konuda bir seminere (Seminer Bilge Çocuk'ta gerçekleşti ve Dr. Gökçe Karaman tarafından verildi.) katıldıktan sonra bu konuda bir yazım var zaten diyerek yeni bir yazı ekleme ihtiyacı duymamıştım. Ancak bu hafta gelen sorulara cevap vermek için elime blogumun etiketlerinin listesini alınca gördüm ki etkileşimli kitap okuma ile ilgili herhangi bir yazım yokmuş. Hemen makale ve kitap taramalarına başladım. Mis gibi makaleler ve kitaplar var bu konu ile ilgili.

Etkileşimli kitap okuma nedir?

Temelde kitap okuma etkinliğini anlamlı, hedefi olan ve kitabı okuyan ve dinleyenin olmadığı, herkesin okumanın parçası olduğu bir süreç, denilebilir. (Bu da size sunduğum her tanımda olduğu gibi kendi tanımım :) )
Etkileşimli kitap okuma bir yetişkin ve bir çocuk ile yaşanan kitap okuma sürecinde çeşitli yapılandırmaların kullanıldığı bir süreç. Bu süreçte yetişkin kitap okuyan, çocuk dinleyen iken etkileşimli kitap okumada ise yetişkin de çocuk da kitabı yaşayan taraf oluyorlar. Yetişkin aşamalı olarak kitabı okuma görevini ya da yaşama görevini kendinden çocuğa bırakır. Çocuk bu süreçte kitabı okumayı ya da dinlemeyi bir sorumluluk gibi değil de bir oyun gibi görür ve keyif alır. Erken dönemde yapılan etkileşimli kitap okuma çalışmaları ilerleyen dönemde kitap kültürü, alışkanlığı ve sevgisi edinimi için çok faydalıdır.

Etkileşimli kitap okumanın faydaları nelerdir?


  • Etkileşimli kitap okuma sürecinin psikolojik yararlarından başlayacak olursak çocuğunuzun bir birey olduğu duygusu, sözcüklerine ve düşüncelerine değer verildiği algısını sağlamak için yararlıdır. Yapılan yapılandırmalarla birlikte daha çok söz alan, kendi dil ve konuşma beceri düzeyine göre fikrini daha rahat ortaya koyma şansını elde eden her çocuk psikolojik olarak daha sağlıklı bir birey olarak büyüyecektir. Bu, ilerleyen dönemde kendi fikirlerine değer veren bir yetişkin olmasına da yardımcı olacaktır.
  • Dil ve konuşma becerilerine katkılarına baktığımız zaman hedeflediğimiz dil ve konuşma becerisinin niteliğine göre kitap okuma etkinliğini şekillendirerek her beceriyi çalışabilmekteyiz. Bu da dil ve konuşma becerilerinde istenilen her türlü ilerlemenin etkileşimli kitap okuma ile sağlanabileceğini göstermektedir. Yapılan birçok bilimsel çalışmada da ifade edici ve alıcı dil becerilerinin ilerlemesinde önemli bir rolü olduğu ortaya konulmuş, çok keyifli değil mi?
  • Dil ve konuşma becerilerinde yarattığı farkla dolayısıyla sosyal becerileri de olumlu yönde etkilediğini söyleyebiliriz. Sosyal becerilerdeki bu olumlu etki aynı zamanda psikolojik olarak yaşanan olumlu yaşantıların da sonucudur.
  • Gelişimi risk altında olan, zihinsel becerileri sınırda olan bebekler için uygulandığında olumlu sonuçlar alındığı risk durumunun çoğu durumda sonlandığı ve bebeklerin yaşıtlarına yetiştikleri de bilimsel olarak kanıtlanan durumlar arasında. Gelişimi destekleyen bir etkinlik olduğu da söylenebilir.


Etkileşimli kitap okumada ne gibi yapılandırmalar yapılır?

Bu yapılandırmaları iki gruba ayırdı Gökçe Hocamız. Ben de onun bize verdiği dökümanlardan sizlere bir özet sunacağım. Bu iki grup konuşmayı başlatma ve sürdürmeyi içermekte.

Konuşmayı başlatma yolları: tamamlama, hatırlatma, açık uçlu soru, 5N soruları ve ilişkilendirmedir.

Tamamlama; çocuğunuzdan kitapta geçen bir ifade ya da cümleyi tamamlamasını istemeye dayanır. "Ayşe bugün .... . Ne yapmış olabilir?" gibi.

Hatırlama; çocuğunuza kitaptaki karakter ve olaylarla ilgili sorular sormayı gerektirir. "Ayşe'nin eteği ne renkti?" gibi.

Açık uçlu sorular uygulanırken de çocuğunuzdan kitapta geçen bir olayı anlatmasını, durumları betimlemesini isteyebilirsiniz. "Sence neden Ayşe bunu giydi?" gibi.

5N soruları ise hepimizin bildiği ne, nerede, ne zaman, nasıl, neden sorularıdır. Soruları kullanarak kitapla ilgili etkileşiminize deva edebilirsiniz.

İlişkilendirme yolunda ise okuduğunuz öyküdeki olaylar ve durumları çocuğunuzun yaşantısıyla bağlantılandırma söz konusudur. "Ayşe'nin bu elbisesi senin de dün giydiğin yeşil elbiseye benziyor." gibi.

Konuşmayı sürdürme yolları: başlatma, değerlendirme, genişletme, tekrarlatmadır.

Başlatmada çocuğunuzdan öyküde bulunan bir resmi isimlendirmesi, anlatması istenebilir. "Bu ne?" gibi sorularla sürece başlayabilirsiniz.

Değerlendirmede çocuğunuzun verdiği cevabın doğru olup olmadığını değerlendirerek buna uygun dönüt verebilirsiniz. "Bu bir ördek değil. Bence bu bir kaz." gibi.

Genişletme ise dil ve konuşma becerileri çalışırken sık sık kullandığımız stratejilerden biridir. Çocuğunuzun verdiği cevabı birkaç kelime daha ekleyerek yenilemenizi gerektirir. Örneğin çocuğunuz "Aa araba!" dedi. Biraz klişe bir örnek olsa da "Kırmızı, güzel bir araba!" diyerek genişletebilirsiniz.

Tekrarlatmada çocuğunuzdan genişletme cümlenizi tekrar etmesini bekleyebilirsiniz. Çocuğunuz genişletilmiş cümleyi kullanarak çeşitli becerileri öğrenmiş olur.

Konuşmayı başlatma ve sürdürme yollarını uyguladığınızda göreceksiniz ki etkileşimli kitap okuma süreci kendiliğinden devam etmiş ve bitivermiş. Peki bu süreçte nelere dikkat edilmeli?


  1. Bir kitabı bir kez okuyup kaldırmak yerine birkaç kez çocuğunuzun okumasını, dinlemesini, bakmasını sağlayın. Bir kitabı etkileşimli kitap okuma prensiplerine göre en az üç kez okumanız daha sağlıklı.
  2. Kitabı okumadan önce, tek başınıza okuyup hedeflerinizi sayfa sayfa belirlemek daha doğru olacaktır. Her sayfaya notlar alarak süreci daha amaçlı hale getirebilirsiniz.
  3. Kitabı okuduktan sonra çocuğunuzun kitabı tek başına incelemesine müsaade edin. Böylece neresi daha çok ilgisini çekti, hangi sayfa onu daha çok eğlendirdi görebilirsiniz. Bu sayede de bir sonraki okumada o sayfalara dikkatinizi verebilirsiniz.
Dün yazı yayınladıktan sonra gelen soruların cevaplarını buraya ekleyerek tamamlıyorum yazımı:
  • Kitap temini için internet daha uygun oluyor. İnternetten aldığınızda daha uygun ve daha çabuk elinizde oluyor kitaplar.
  • Öneri kitap konusuna gelince. Çocuğunuzla beraber kitapçıya gittiğinizde hangi tür kitaplarla ilgilendiğini görebilirsiniz. Eğer çocuğunuz kitapçıya gitme konusunda uygun davranışlara sahip değilse ona hitap edebileceğini düşündüğünüz ve yaşına uygun kitapları kendiniz seçmelisiniz. Bir liste sunarak "dayatma"da bulunmak istemem.
  • Her çocuğun odasında bir kitaplık olmalı bence. Ben, bu seminere katıldıktan sonra okulumuzdaki bütün sınıflara dolaplar dışında bir de kitaplık ekletilmesi için elimden geleni yaptım. Sağ olsun babam bütün sınıflarımıza birer kitaplık yaptı ve şimdi her sınıfımızda bir kitaplık var. Çocuklarımız evde kitaba aşina olmalı ki bu etkinlikler amacına ulaşsın. Maddi olarak zorlayacaksa ikinci el satan sitelerde çok çok uygun kitaplıklar oluyor.
Umarım sizler için yararlı ve keyifli bir yazı olmuştur. Şimdiden iyi eğlenceler, okumalar ve çalışmalar diliyorum. Sevgiyle kalın, görüşmek üzere.