taklit becerileri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
taklit becerileri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Şubat 2025 Pazartesi

Niyeti Anlama Becerisi Nedir?

Görsel yapay zeka ile üretilmiştir.

Merhaba. Uzun zamandır alışkanlık edinmeyi hedefleyip bir türlü başına geçemediğim bir sürece başladım. Mesleğindeki 13 yılım ve bu geçen yıllar gösterdi ki mesleki hantallaşma diye bir şey var. Bu nedenle bu hantallaşmaya engel olmak için her hafta bir akşamımı kariyer gelişimime ve güncel konulara dair bilgiler almaya ayırdım. Aklıma gelen ilk şey ise mezun olduğum üniversitenin Özel Eğitim Uygulama Merkezi'nin Youtube kanalındaki yayınları izlemek oldu. Her hafta bu seminerleri izleyerek notlar alıyor ve sonrasında üzerine okumalar yapıyorum. İlgimi çeken ya da burada daha önce paylaşmadığım bir konu olursa burada da paylaşmaya karar verdim. Bu hafta da sizlerle ilgimi çeken bir konuyu paylaşmak istedim. Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi almak ya da semineri dinlemek isterseniz yazının sonuna kaynakça ekleyeceğim. Şimdiden iyi okumalar.

Otizm spektrum bozukluğunda niyet anlama becerisi benim henüz sorgulamaya başladığım bir beceri. Bu becerinin ne olduğu ve nasıl değerlendirildiği ile ilgili, Araştırma Görevlisi Samet Burak Taylan tarafından ayrıntılı bir şekilde bilgilendirilmiş olmak çok kıymetliydi. Seminerden aldığım notlar şu şekilde:

İletişim; bizim halihazırda tanımladığımız şeklinin dışında biraz da sembolik yapılar içeren bir kavram. İletişim, sadece karşılıklı çıktılar ve girdilerden oluşan bir süreç olmanın dışında; iletişim ortağının davranışlarını yorumlamayı, kişilerin düşünceleri ve amaçları üzerine düşünmeyi de içermekte. Bu bilgiler ışığında da insanlar kendi davranışlarını şekillendirerek iletişimin bir parçası olmaya, sosyalleşmeye, öğrenmeye ve öğretmeye devam etmekteler.

Peki iletişim davranışları nelerdir? Taklit, ortak dikkat ve jestlerin temelini oluşturduğu karmaşık bir davranışlar silsilesinden bahsedilebilir. Bu sayılan üç ana unsurun üzerinde şekillenen ve iletişimimizi sağlayan bütün davranışlar aslında iletişim davranışlarıdır.

Taklit; gözlemlenen davranışın kopyalanması olarak nitelense de taklit edilecek davranışların seçilmesi, taklit için motive olma, niyetleri ve hedefleri anlama gibi bilişsel süreçleri de içeren bir davranış aslında. Ben üniversite eğitimim boyunca taklidin bu yönleriyle ilgili pek fazla bilgi aldığımı hatırlamıyorum. O nedenle bu bilgilerin güncel ve benim için farklı olması çok kıymetli.

Taklit becerilerinin neden önemli olduğunu aşağı yukarı hepimiz biliyoruz. Ancak seminerde vurgulanmak istenen taklidin öğrenme işleminin dışında sosyal etkileşimi artırıyor olması. Seminerde konuşmacı, öğrenme davranışlarının artmasıyla birlikte sosyal etkileşim işlevinin azaldığı bilgisini verdi. Yani bizler bebekliğimizden itibaren öğrendikçe ve yeni bilgiler edindikçe taklit ederek sosyal etkileşimi kurma yoluna gitmiyoruz. Bu bilgi, seanslarımızda kullanmamız gereken önemli bir bilgi.

Peki taklit nasıl gelişir? Erken dönem taklitleri reflekstir ve seçim yapma süreçlerini barındırır. Daha sonra insanların eylemlerinin amaçlarını fark ederek taklidi amaçlı hale getiririz. Daha sonra hedef yönelimli taklitlerimiz başlar. Burada aynı amaca yönelmek için aynı davranışları gösteririz. Sonraki aşamada ise rasyonel taklit devreye girer. Burada ise aynı amaç için daha işlevsel, belki de daha kısa yolları deneyerek taklit ederiz, ancak aynı davranışı taklit etmekten bahsedemeyiz. Taklit gelişimini biliyor olmak desteklediğimiz bireylerin taklit becerilerinin hangi aşamasını destekleyeceğimiz konusunda bize fikir verebilir.

Şimdi gelelim niyeti anlama konusuna. Taklit gelişiminin basamaklarından bahsederken yavaş yavaş taklidin niyet anlamayla birlikte hareketlendiğini ve motive olduğunu görmüş olmalısınız. Niyet anlama ile birlikte süreç biraz farklı bir hal alıyor.

Niyet anlamı nedir? Araçların ve eylem planlarının zihinsel temsilidir aslında niyet anlamı. Önce eylemleri gözlemler, sosyal ipuçlarından yararlanırız. Ardından eylemlerin amaçlı olduğunu ve kişilerin hedeflerinin sonuçlarını fark ederiz. Bu bilişsel süreçle birlikte bireylerin niyetlerini anlamlandırmış oluruz.

Belirli becerileri öğrenmek için taklit edebilmek gerekmektedir. Taklidi için ise taklit edilecek davranışı seçmek gerekmektedir. Hedefi, eylemi ve sonucu hesaba katarak taklit edeceğimiz davranışı seçeriz. Böylece taklit etme davranışımız oluşur ve sosyal öğrenme davranışı göstermiş oluruz. Niyet okuma işte tam olarak burada devreye giriyor. Taklit ettiğimiz davranışın sonucunu anlamlandırabilmek aslında niyet okumaktır ve bizim öğrenmemizi sağlayan davranıştır. Öte yandan zihin kuramı ve dil gelişimi becerilerinin de öncülerinden biridir niyet okuma. Bu nedenle özellikle otizm spektrum bozukluğu olan bireylerle çalışırken bu becerilerin desteklenmesi yerinde olabilir.

Niyeti anlama kazara ya da amaçlı eylemleri ayırt etmeyi de içerir. Bunun için sosyal ipuçlarına dikkat yöneltmek ve taklit edilecek eylemi seçmek de gerekir.

Niyet anlama becerisi nasıl gelişir?

Altıncı ve dokuzuncu aylarda diğerlerinin amaçlı varlıklar olduğunu bebekler fark ederler. 12 aya doğru kişilerin davranışlarındaki amaçları, taklitle kullanma davranışları gösterirler. 14-18 ay civarında ise rasyonel taklit yani aynı amaca giden davranışı belli bir bilişsel süzgeçten geçirerek farklı şekilde taklit etme davranışı görülür. İki yaş civarında ise öncelikli amacı ayırt etme davranışı görülür. Bir yetişkinin ya da başka bir bireyin bir davranışı uygularken ilk hedeflediklerinin ne olduğunu bu yaş civarında anlarlar. 36 ay civarında ise sıralı eylemlerde amaçların hiyerarşisini fark etme davranışlarına kadar bu süreç ilerler.

Buraya kadar hep niyet anlamayı taklide dayalı olan süreçlerde düşündük. Bir de taklide dayalı olmayan beceriler ya da davranışlar söz konusu. Burada yeni bir kavram devreye giriyor: Prososyal davranışlar. Bu davranışları, kişilerin bulundukları topluma ait olmalarını sağlayan davranışlar olarak tanımlayabiliriz. Bu davranışlar evrimsel kökenlidir ve bizim, toplumun bir parçası olmamızı sağlayarak hayatta kalmamızı ve neslimizin devam etmesini sağlayan davranışlardır. Duygusal destek, yardım etme, bilgilendirme ve paylaşma bu becerilerden birkaçıdır.

Gelelim prososyal beceri demişken otizmli bireylerde niyet anlama becerisine...

Otizm spektrum bozukluğunda sınırlı ilgi alanı, tekrarlayıcı davranışlar ve sosyal iletişimsel güçlüklerden bahsederiz. Sonuçta iletişimsel güçlüklerin içinde ortak dikkat, oyun, taklit, jest, göz kontağı ve dil becerileri yer alır. Konuşmacı, kendi yaptığı çalışmasında taklide odaklandığında burada da niyet anlamı ve taklit becerileri üzerinden otizm spektrum bozukluğu olan bireylerin bu becerilerdeki performanslarını incelemiş. Otizm spektrum bozukluğu olan bireylerde kendiliğinden taklit etmede sınırlılıkların söz konusu olduğu görülmüş. Bu sınırlılıkların sebepleri olarak düşük motivasyon, dikkati yöneltememe, ayna nöronların sağlıklı şekilde çalışmaması, niyet anlama becerilerinin yetersizliği, görsel kodlama becerisinin olmaması konularına odaklanılmış.

Özellikle taklit becerileri desteklenirken otizmli bireylerin taklit davranışına ya da taklit edilmesi gereken yetişkine bakmak yerine çevreye bakıyor olması bu beceride performanslarını olumsuz yönde etkilemekteymiş. Bunu sık sık deneyimleyen biri olarak bu bulgunun yerinde bir bulgu olduğunu söyleyebilirim. Ancak bu davranışın nasıl değiştirileceği ile ilgili öğretim uygulamaları, bizim öğretmenlik becerilerimize kalıyor sonucuna ulaştım. Yukarıda da bahsettiğim gibi niyeti anlama becerisi sosyal ipuçlarına ve taklit edilecek eyleme odaklanmayı gerektirdiğinden yüze bakmayan otizmli bireyler taklit edememekte ve sonuç olarak niyeti anlamamaktadırlar.

Yarım bırakılmış eylem taklidinde, eylem yarım kaldığı için taklit etmedikleri görülmüş. Bu bence çok önemli bir ipucu biz öğretmenler ya da ebeveynler için. Çünkü otizmli bir bireyden davranışı taklit etmesini istiyorsak bu davranışın tamamını ona göstermemiz çok önemli, sonucuna varılabilir.

Örneğin eş bilişsel yeterliliğe sahip tipik gelişim gösteren bireylerle otizmli bireyler kıyaslandığında “Ne yapacak?” sorusuna her iki grubun da benzer yanıt verdiği ancak “Neden yapacak?” sorusuna tipik gelişim gösteren bireylerin daha rahat yanıt verdiği görülmüş. Burada niyeti anlamanın tipik gelişim gösteren ve otizmli bireyler arasındaki yordayıcılığını görebiliriz.

Ancak çalışmada benim dikkatimi çeken bir diğer konu şu oldu; yapılandırılmış taklit ve kendiliğinden taklidin niyeti anlamıyla ilgisi yoktur, sonucuna ulaşılmış. Burada çalışmanın içerisinde halihazırda uygulanan süreçlerle ilgili farklı durumlardan bahsedildi ancak bu yazının konusu olmadığı için buraya çok dahil etmiyorum.

Değerlendirme ve kendi oluşturduğum kaba değerlendirme formunu da içeren yazının ikinci kısmı bir sonraki yazımda olacak. Görüşmek üzere.

Kaynak:

İzlediğim video: https://www.youtube.com/watch?v=LgWkorzDz74

Tez:https://dspace.ankara.edu.tr/server/api/core/bitstreams/cb1563e6-8b23-4dc0-99d3-3da8a6ac97f2/content



22 Nisan 2019 Pazartesi

Otizmli Bireylerde Sosyal Taklit Gelişimi ve Eğitimi



Merhabalar. Otizm Farkındalık ayı devam ederken ben de yazılarıma devam ediyorum. Farkındalık haftasının son iki haftası olduğu için ilerleyen dönemde sizden gelen sorulara yeniden dönüş yapabileceğim.
Bu hafta yine haftalardır bahsettiğim sempozyumda, Dr. Gökhan TÖRET'in "Otizm Spektrum Bozukluğunda Sosyal Taklit Gelişimi ve Eğitimi" konulu sunumunu kaynak olarak alıyorum. Gökhan Hoca'nın sunumuna katılamayanlar ya da benim aldığım notları bekleyenler (Sahiden artık böyle bir grup da oluştu.) için bu yazımı hazırladım. Şimdiden iyi okumalar.
...
Taklit hepimizin bildiği gibi bir davranışı gözlemlemenin ardından tekrar etmektir. Taklidin öğrenme ve sosyalleşme işlevleri vardır. Geçtiğimiz haftaki yazımda da çocukların neden taklit ettiğine ilişkin birçok madde sunmuştum. Buradan geçen haftaki yazıma ulaşabilirsiniz.
Taklit; özel eğitimde sıklıkla dil ve konuşma becerilerinin edinimi için kullanılmakta. Bu edinim bir yandan sosyal becerileri de etkilemekte. Bu nedenle sosyal taklide ayrıca bir göz atmakta fayda var.
Sosyal taklidin gelişim basamaklarını Gökhan Hoca şu şekilde sundu:

  1. Bebekler model aldıkları davranışın hedefini hedef alırlar. Yani hedefleri taklit etmek değil hedefe ulaşmaktır. Örneğin annesinin, bir şişenin içindeki çikolatayı kapağını açarak aldığını gören çocuk kapağı açmak yerine şişeyi kırıp da çikolatayı alabilir.
  2. Yaş ilerledikçe davranışın bütünü taklit edilmektedir. Burada hedef modelin hedefinden ziyade modelin davranışları haline gelir. Yani az önceki örnekteki bebek şişeyi kırmak yerine annesi gibi kapağı çevirmeye çabalar.
  3. Yaş ilerledikçe modeli tanıyorsak taklit etme ihtimalimiz artıyor. Yolda tanımadığımız bir kişiyi taklit etme ihtimalimiz düşükken tanıdığımız birini daha çok ve başarılı taklit ediyoruz.
(Peki iki haftadır taklit taklit diyorum da bu beceri neden önemli? Hemen araya girip kısaca anlatmak istedim. Çoğu davranışımızı, özellikle de toplumsal becerilerimizi, konuşma becerilerimizi taklit yoluyla öğreniriz. İlerleyen dönemde bağımsız şekilde öğrenmenin oluşması için kendiliğinden taklit önemlidir. Taklit bizim sosyalleşmemizi sağlayan ilk davranışımızdır. Bu nedenle taklit becerileri önemlidir.)

Otizmli çocuklara taklit becerilerine bakacak olursak:
  • Otizmli çocukların taklit becerilerini değerlendiren iki farklı bakış açısı var: Tamamen problemli bir alan olduğunu savunan ve bazı işlemlerde başarılı olduklarını savunan görüşler.
  • Otizmli çocuklar hedefe ulaşımı anlamakta zorlanmaktadırlar. Bu nedenle hedefe ulaşımı otizmli çocukların anlayabilecekleri şekilde desteklemek önemli.
  • Yeni nesnelerle becerileri taklit etmekte zorlanmaktadırlar. Burada aklımıza genelleme sorunu gelebilir. Bu nedenle taklit becerilerinde genelleme çalışmak önem kazandırmakta.
  • Genellemede yaşanan sınırlılıkların sebebi olarak: Motor becerilerdeki sınırlılıklar, ayna nöron sınırlılıkları, sosyal uyaranlara görsel dikkatini yoğunlaştırmada sınırlılıklar gösterilmektedir. Bu nedenle otizmli bireyler fizyoterapistler tarafından değerlendirilmelidir. Kurumlara kayıt yaptırılırken, sağlık raporu alırken mutlaka bir fizyoterapistin de değerlendirilmesi alınmalı ve bu değerlendirmeden alınan bilgi ile süreç şekillendirilmelidir. (Bu bence en önemli bilgi.)
  • Jestleri taklit etmekte diğer becerileri taklit etmekten daha çok zorlanıyorlar.
  • Kendiliğinden taklit etmekte zorlanmaktalar. Yapılandırılmış taklit de dahi desteğe ihtiyaç duyarken bu durum normal karşılanabilir ancak nihai hedefimiz, çocuklarımızın becerileri kendiliğinden taklit etmesi. Bu nedenle kendiliğinden taklidi de ayrıca destelemek gerekli.
  • Ertelenen taklit becerileri dil ve konuşma becerilerini yordayıcı şekilde sınırlıdır. Ertelenen taklit bir beceriyi bir ortamda taklit ederken sonrasında başka bir ortamda da bu beceriyi taklit etmesi ya da başka bir yerde gördüğü bir davranışı daha farklı bir yerde sergilemesi olarak özetlenebilir. Bu becerinin desteklenmesi gerekmekte.
Peki biz bu sunum sonrası neleri unutmamalıyız?
  1. Otizmli çocuklar da mutlaka ön değerlendirme alınırken fizyoterapistin değerlendirmesinden geçmelidir.
  2. Taklit becerilerini genellemeyi ayrıca çalışmak (Aslında her beceri için çok önemli.) önemlidir.
  3. Taklidin bütün basamakları ayrı ayrı çalışılmalı ve niyetinden kendiliğinden taklit becerisi gösterilmeye başlanmalıdır.
Tabi bu maddeler benim için ayrıca altı çizilmesi gereken konular ancak çocuğunuzun bireysel özelliklerine göre almanız gereken notlar farklı olabilir.
Umarım sizlere farkındalık oluşturacak bir yazı olmuştur. Soru ve görüşleriniz için nerede olduğumu, nasıl ulaşacağınızı biliyorsunuz. Haftaya görüşmek üzere, sevgilerimle.

21 Mart 2016 Pazartesi

Yansıma Ses Taklitleri

Geçen hafta bahsettiğimiz yüz ifadesi taklit becerilerinin devamında çalışılması gereken bir diğer beceri de yansıma ses taklitleridir. Bu beceriler çocuğunuz/öğrenciniz tarafından bir çırpıda ve belki de refleksi olarak çıkabilecek sesleri şekillendirme amacıyla çalışılan becerilerdir.
Bu becerinin edinimi ile çocuğunuzun sesletebildiği sesleri ayırt edebilir, bu sesler üzerinde yoğunlaşarak çocuğunuzun konuşmasına daha verimli şekilde destek olabilirsiniz. Bu beceriler;

  • resimli kartlarla sıra halinde çalışılabileceği gibi
  • oyuncaklarla karışık olarak oluşabilecek fırsatları değerlendirerek
  • ya da daha yapılandırılmış bir şekilde oyuncakları belirli bir sıra ile sunarak
  • ya da terapi aynası ile ve taktil uygulayarak yani fiziksel yardımla çalışabilirsiniz. Yansıma ses taklitleri çalışması en keyifli becerilerden biri çünkü ilerleyen dönemlerde hiç ummadığınız kelimeler pıtır pıtır çocuğunuzun ağzından dökülürken bir yandan da etraftaki nesnelerin seslerine dikkatini yönelttiğini görmek pek güzel.

Yansıma ses taklitlerinin kontrol listesini hazırlamak aslında o kadar da zor değil. Ben, kurumumuzda çalışmakta olan Odyologumuz Pelin Kalan'ın rehberliğinde şekillendirdim listemi ve yüz adet yansıma ses buldum çevremden. Bunları şu başlıklar altında toplayabiliriz:

  • İnsanların refleksî olarak kullandıkları sesler: ah, oh, ıh, öhö öhö, hapşu, kah kah, öğ, ığ, ham gibi.
  • Hayvan sesleri: hav hav, bır, miyav, vız, vik, mö gibi.
  • Taşıt sesleri: rın rın, düt, han, vuu vuu, çuf çuf gibi.
  • Çevremizde duyduğumuz sesler: cırt, çın çın, pat, şırıl şırıl gibi.
Bu sesleri ben alfabetik sıra le listeledim. Öğrencilerimin ilgisine göre kimine resimli kartları bir bir sunarak kimine ise sınıfımda bulunan kendi hazırladığım "yansıma ses taklidi oyun seti" ile oynayarak çalışıyorum. Telefonumda ise bu seslerin bazılarının bulunduğu programları indirdiğimde işlem tamam. Belli bir dakikadan sonra dikkati dağılan öğrencilere telefondan seslenen bir inek pek keyifli olabiliyor.
Burada bir de püf nokta söz konusu. Otizm tanısı almış çocuklarımızla çalışırken dikkat etmemiz gereken bir durum var. Taklit etmesini istediğimiz sesi cümlenin içinden kendisinin çekmesini sağlayalım. Yani "Hadi sen de söyle, öö." değil. "Midem bulanınca "öö" derim. Midem bulanınca ne derim?" şeklinde çalışılmalı. Böylelikle ekolaliye engel olmuş olur, ekolalik bir dil değil bağımsız ve günlük kullanıma uygun bir dil geliştirmesine yardımcı oluruz. Otizm dışındaki diğer engel gruplarında çok dikkat etmemiz gereken bir mevzu olmasa da göz ardı edilmemeli, hep aklımızın bir köşesinde olmalıdır.
...
Eklemem gereken bir durum söz konusu. Kurum odyologumuz bir sağlık bilimci olarak bir derste ses üretimlerinin (o 50 küsur ses ile çalışıyor) tamamının verilmesi gerektiğini, öğrenci ne kadar çok sesi duyarsa o kadar çabuk taklit edebileceğini söylüyor. Ancak yüksek lisans yaptığım Hacettepe Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü Özel Eğitim Anabilim Dalı'ndaki hocam ve sınıfımda bulunan Dil ve Konuşma Terapisti arkadaşlarım gelişimsel bakış açısına dayanarak, bir ders için bu sesin çok fazla olduğunu söylüyor. Ben bu iki bilgiyi de harmanladım ve öğrencilerime göre sayıyı ve hedef sesleri uyarladım. Her öğrencim için ayrı bir performans kayıt tablosu oluşturdum. Bu iki görüşü de bilmenizde fayda var.
...
Şimdi gelelim ölçütümüze. Yani çocuğumuz hangi seviyeye gelince yansıma ses taklidi yapabiliyor diyebileceğimize. Burada önemli olan listedeki 100 sesin 100'ünü de mükemmel şekilde vermesi değil. Hedef her zamanki gibi %75 olarak belirlenirse ve çocuğunuz sunduğunuz seslerin %75'ini benzer şekilde ifade edebiliyorsa vokal ses taklitlerine geçilebilir demektir. Zaten bu %75'lik kısmın büyük çocuğunluğunu başarı ile sesletecektir. Ancak alan dışından olan arkadaşlara hatırlatmam gereken bir durum var. Bu beceriyi bir buçuk yıl boyunca da çalışabilirsiniz bir hafta boyunca da. Bu nedenle yapamıyor denerek minik minik ilerlemeler olan bir beceriyi rafa kaldırıp çocuğun konuşmasının daha da gecikmesine sebep olmayalım, değil mi ama?
O kadar resimli kart resimli kart dedim. Ben internetten bulduğum çizimleri boyayarak ve gerçek nesne resimlerini kaydederek bunları hazırladım ancak siz de çocuğunuzun bu sesleri çıkarması gereken anları (Örneğin tuvaletteyken "ııh" gibi.) fotoğraflayarak bu kartları çocuğunuza özgü hale getirebilirsiniz. İsterseniz bahsettiğim 100 yansıma ses taklidi için oluşturduğum resimlerden sizlerle paylaşarak yazımı sonlandırayım. Umarım çalışmalarınıza katkı sağlayacak bir yazı olmuştur. Görüş ve önerilerinizi, katkılarınızı bekliyorum. İyi çalışmalar. Sevgiler.

fıs

aa

bıcı bıcı

cik cik

ee

gak gak

mm

lele
(Bunu çalışırken İzzet Altınmeşe'nin Hele Yar Zalım Yar türküsünü açınca ders çok daha keyifli oluyor.)

kah kah

ii

çın çın

ham

nani nani

pat

rap rap

ss
(Yılan gibi günlük hayatta karşısına çıkma ihtimali olmayan ya da olumsuz olan hayvanlar için daha sempatik resimler kullanmanızı öneririm. Korkunç bir yılan, korkunç bir kartal çocuğunuzun hayvanlara ve hareket eden canlılara dair korkusunu geliştirecektir. Sempatik resimleri göstererek güzel bir hayvan olduğu, ancak gördüğümüzde dikkatli olmamız gerektiği vurgusu yapılabilir. Bu konuda çizimler daha kullanışlı olacaktır.)

zıp zıp

yayaya şaşaş

vak vak

vuu vuu

tak tak

ığ

oy

din don


üü

öö


7 Mart 2016 Pazartesi

Yüz İfadesi Taklit Becerisi

Yüz ifadesi deyince aklınıza kelimenin tam anlamı geliyorsa bunları bir kenara not alın. Yüz ifadelerine ek olarak bir de oral kasların, konuşma için gerekli olan artikülatörlerin (Konuşmanın fiziksel olarak oluşumunu sağlayan organlar. Örneğin; dil, dudak, gırtlak vs.) güçlenmesine yönelik hareketleri de bu nota eklediğinizde işte size yüz ifadesi taklit becerilerinin tamamı.
Bu becerilerin taklidi, yukarıda da bahsettiğim gibi çocuğunuzun/öğrencinizin konuşmasına yarayan organların kontrolünü arttırmak için oldukça önemlidir. Bu becerileri edinen çocuğunuz;

  • Ses hataları olsa da sesleri üretmeye hazır hale gelir,
  • Oral farkındalığı artar,
  • Sizin ağız ve yüz ifadelerinizin anlamlarını ayırt eder, 
  • Karşısında model olan kişinin ağız ve yüz ifadelerini taklit edebilir hale gelir,
  • Bu hareketleri taklit etmesi ise dil becerilerini model almasını kolaylaşır,
  • Bilişsel beceri ediniminin hızı artar.

Yüz ifadesi taklit becerileri ayna karşısında oyunlarla, yüz ifadelerinin bulunduğu kartları boyayarak, karşılıklı doğrudan öğretim yöntemini uyarlayarak, fiziksel yardım ve masajlarla, parmak kuklaları ya da kuklalı kitaplarla (Bu kuklaları siz çocuğunuza uygun yaparsanız daha da güzel olur. Çünkü çoğu kukla özel gereksinimli çocuklarımıza uygun değil.) çocuğunuzun özelliğine göre bireyselleştirerek çalışabilirsiniz. Aşağıdaki resmi tek tek, büyük büyük ya da belirli sayılarda çıktı alarak boyama çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.


Ben bu beceriyi genelde terapi aynası ile çalışma taraftarıyım. Hem sizi hem kendini gören çocuğunuzun taklit ihtimali artar ve edinim hızlanır.



 Eğlenceli olduğu kadar edinimi zaman alan bir beceri olduğunu da aklınızdan çıkarmamanız gerekmektedir. Özellikle zihinsel engeli orta ve daha ileri olan bireylerde yoğun fiziksel yardım kullanmanız gerekebilir. Bu yardımları uygularken de çocuğunuzun bu beceriye tepki göstermemesini istiyorsanız sertlikten uzak, keyif alarak ve vererek uygulama yapmanız önemlidir. İsterseniz yazımızı taklit becerilerine örnekler sıralayarak bitirelim:

  1. Gülmek
  2. Yanakları şişirmek
  3. Ağlamak
  4. Dişleri göstermek
  5. Şaşırmak
  6. Kızmak
  7. Dil çıkarmak
  8. Kahkaha atmak
  9. Üzülmek
  10. Ağzı öpücük atar gibi büzmek
  11. Dili ağzın sağına, dışarıdan görünecek şekilde getirmek
  12. Dili ağzın soluna, dışarıdan görünecek şekilde getirmek
  13. Dille sağ yanağı şişirmek
  14. Dille sol yanağı şişirmek
  15. Alt dudağı ısırmak
  16. Üst dudağı ısırmak
  17. Dudağı "u" der gibi uzatmak
  18. Ağzı kapatmak
  19. Dili burna değdirmeye çalışmak
  20. Dili çeneye değdirmeye çalışmak
  21. Ağzı açıp kapatmak ve daha birçok şey sıralanabilir. Aşağıdaki resimlerde de bir karikatür ve bir fotoğraf kullandım. Bunları da resimli kartlara dönüştürerek kullanabilirsiniz. Hatta çalıştığınız çocuğunuzun yüz ifadelerini bilgisayardan değiştirerek çıktı almanız daha da yararlı olacaktır. Umarım yazımın bir katkısı olmuştur. Yorumlarınıza ve sorularınıza açığım. Şimdiden iyi çalışmalar. Sevgiler.




17 Ocak 2018 - Ekleme
Herkese yeniden merhabalar,bu yazım o kadar ilgi gördü ki ben de dayanamayıp son dönemde yaptığım yeni yüz ifadesi kartlarımın tamamını sizlerle paylaşmak istedim. Yukarıda sunduğum listedeki bütün yüz ifadelerini kendimce çizmeye çalıştım. Laminasyondan geçirince istediğiniz gibi, çocuğunuza göre, bireyselleştirilmiş çizimler de yapabilirsiniz kartlar üzerinde, güle güle kullanın. (Bu arada yüz taslaklarını aldığım site ismini bilerek materyal üzerinde bıraktım ki emeğe saygı olsun, kaynak belli olsun. Sevgiler.)