13 Mart 2023 Pazartesi

Özel Gereksinimli Bireyler ve Olağanüstü Durumlarda İletişim - 1

Merhaba. Senelerdir bu platformda özel gereksinimli bireylerle ilgili güncel bilgileri sizinle paylaşmaya çalışıyorum. İhtiyaç duyduğumuz konulara göre, sizlerden gelen ya da benim fark ettiğim durumlarla ilgili yazılar paylaşıyorum. Uzun zamandır hem ihtiyaç duymadığımdan hem de sizden gelen birçok sorunun cevabı blogda zaten yer aldığından yeni yazı yazma ihtiyacı duymamıştım. Ancak ülkemizde meydana gelen deprem sonrasında, bu konuda birkaç doğru bilgiyi paylaşmanın yerinde olacağını düşündüm. Bu yazıyı aslında ikiye bölerek sizinle paylaşacağım. İlk yazım boyunca öncelikle özel gereksinimli bireylerle afet sonrasında iletişim konusunu açıklamayı, ikinci yazım boyunca biz okulda neler yaptık konusunda fikir verici paylaşımlar yapmayı planlıyorum. Eklemek, eleştirmek ya da hatırlatmak istediğiniz bir nokta olduğunda yukarıdaki iletişim bilgilerinden bana ulaşabileceğinizi biliyorsunuz.

Afet kelimesi Türk Dil Kurumu’nda “Büyük zararlara yol açan doğa olayı.” şeklinde tanımlanmıştır. Bir doğa olayının afet olarak nitelendirilmesi için insanları ve doğal hayatın akışını olumsuz yönde etkilemesi gerekir. Bunun yanında afet, insanları muhtaç hissettiren durumlara sebep olabilir. Deprem, birçok ülkede afet olarak nitelendirilmese de maalesef ülkemizde meydana geldiğinde afet oluşturmaktadır. Bu nedenle ülkemizde meydana gelen deprem sonrasını, afet sonrası süreç olarak nitelendirebiliriz.

Afet durumlarında bizler neler yaşıyoruz, isterseniz önce buna bakalım. Afet durumunda yukarıda da bahsettiğim gibi öncelikle hissettiğimiz hayal kırıklığıdır. Bunun yanında beklenmedik ve olağanüstü bir durum olduğu için korku, kaygı duyguları hissedilebilir. Öte yandan geleceğe yönelik güvensizlik, hayatın olağan akışının bozulması sebebiyle stres gibi durumlar da kendini gösterebilir. Bütün bunların devamında unutkanlaşabiliriz, daha dalgın olabiliriz ya da daha önce korkmadınız şeylerden korkabilir ve belki de hiç veremeyeceğimiz duygusal tepkileri “anlamsız” yerlerde vermeye başlayabiliriz. Bütün bunların normal olduğunu kendimizi hatırlattığımız da aslında büyük bir yol katetmiş oluruz. Okulda birlikte çalıştığım Psikolog arkadaşım Yonca Beyazgül sunduğu seminerde şöyle söyledi “Somut olmasa da zihnimizde bir şeyler kaybediyor olabiliriz. Somut olmasa da zihnimiz bu kaybettiğimiz şeylerin yasını tutuyor olabilir. Bu yasa alan açarak ve normal olduğunu kendinize hatırlatarak iyi hissetmemiz için bir adım atabiliriz.” Bu cümleyi çok kıymetli buluyorum.

Özel gereksinimli bir bireyin ebeveyni, ablası, abisi ya da akrabasıysanız eğer, ilk yapmanız gereken önce kendinize iyi gelmek olacaktır. Özel gereksinimli bir bireyin yakını olmasanız da ilk önce yapmanız gereken şey budur aslında. Ancak yazının odak noktası özel gereksinimli bireyler olduğu için özellikle vurgulamak istedim. Yaşadığınız hayal kırıklığının normal olduğunu kendinize hatırlatarak kendinize iyi gelen etkinlikleri yaptığınızda daha iyi hissedeceğinizi göreceksiniz. Burada kendi iyi olma halinizi yeniden oluşturabilmek için yapabileceğiniz küçük öneriler eklemek istiyorum:

  • Gelişmeleri takip ederken kaldırabileceğinizden daha fazla yükün size yüklenmediğinden emin olmanız gerekir. Haberleri izlerken farkında olmadan kaldıramayacağınız yükleri yükleniyor olabilirsiniz. Belki bu yazıyı yazarken haberler hafiflemiş olabilir ancak sosyal medyada çeşitli görüntülere maruz kalmaya devam ediyor olabilirsiniz. Bu nedenle ne kadar yüklediğinizin farkında olarak kendinize mola anları verebilirsiniz.
  • Doğal afetin sonucunda hep birlikte ölümle yüzleşmiş olduk. Ölümle yüzleşmek olumsuz gibi dursa da bir yaşam kıvılcımı oluşturabilir. Burada Polyannacılık yaparak ölüm gibi zor bir konudan dahi iyi bir sonuç çıkarmaya çabalamıyorum. Birçok yakınını kaybetmiş ve derin acılar yaşayan bir kişiye bunu önermenin ne kadar yersiz olduğunun farkındayım. Ancak; doğrudan bir kayıp yaşamamış ve sadece ekranlardan ölümle yüzleşerek bazı olumsuz durumları hatırlamış bireyler için bu öneri belki anlamlı olabilir. Yonca Hoca’m seminerinde Irvin D. Yalom’un “Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek” kitabından şu cümleyi alıntılamıştı ve çok kıymetliydi: "Ölümle yüzleşmek anksiyete doğurur ama aynı zamanda hayatı zenginleştirecek bir potansiyel de taşır.”
  • Yukarıda da bahsettiğim gibi zihnimiz farkında olmadığımız çeşitli kayıplar yaşadığından yas duygusu içerisinde olabilir. Bu yas için zihnimizde alan açabilir ve sağlıklı şekilde sonlanması için adımlar atabiliriz.
  • Bütün bunların yanında günlük rutinlerinize de daha sıkı sarılarak iyi hissetme halinizi oluşturabilirsiniz. Örneğin her pazartesi pilates yapıyorsanız bu pilatesi özellikle yapmaya devam edebilirsiniz, her çarşamba tiyatroya gidiyorsanız yine tiyatroya giderek iyi hissetme halinizi oluşturmak adına olumlu adım atmış olabilirsiniz.

Şimdi isterseniz, ilk yardımı önce kendinize uyguladıktan sonra hayatımızdaki özel gereksinimli bireyler için neler yapabileceğimiz ile ilgili konuşalım.

Öncelikle isterseniz farkına varmamız gereken şu noktayı açıklığa kavuşturalım: özel gereksinimli bireyler özel gereksiniminin şiddeti ne olursa olsun bu süreçten bir şekilde etkilenmiş olabilirler. Haberleri anlamayacağını düşünerek otizmli çocuğunuzun yanında haberleri izlemiş olabilirsiniz ve sahiden çocuğunuz haberleri anlamamış olabilir. Ancak çocuğunuz haberleri anlamasa da haberleri izlerken sizin takındığınız tavırları, hissettiğiniz duyguları anlamlandırmış ya da anlamlandıramamış olabilir. Bu anlamlandırma/anlamlandırmama sonucunda çocuğunuz olumsuz etkilenmiş olabilir. Bu nedenle depremin ardından ailelere ilk önerdiğimiz şey çocuklarıyla birlikte haber izlememeleri ve bu konu hakkında konuşurken kelimeleri sağlıklı şekilde kullanmaları oldu.

Özel gereksinimli bireylerin depremden etkilenme düzeyleri alıcı dil becerilerine, bilişsel becerilere ve sosyal becerilerine göre değişebilir. Bu nedenle çocuğunuzun etkilenim seviyesini belirlemek sizin sorumluluğunuzdadır. Bu konuda çocuğunuzun hali hazırdaki psikoloğundan yardım alabilirsiniz.

Çocuğunuzun etkilenme seviyesini belirlemenin ardından bu süreci çocuğunuza açıklayıp açıklamama kararını vermeniz gerekmekte. Çocuğunuzun süreci fark ettiğini düşünüyorsanız onun alıcı dil ve bilişsel becerilerine göre süreci açıklamanız gerekebilir. Ancak sürecin değil de duygularınızın farkında olduğunu düşünüyorsanız duygularınıza sebep olan konuyu yine çocuğunuzun alıcı dil ve bilişsel becerilerine göre açıklamanız gerekebilir. Eğer çocuğunuz herhangi bir şekilde bu sürece maruz kalmadıysa ve sizin de duygularınızın farkında değilse herhangi bir müdahalede/açıklamada bulunmanıza gerek olmadığını düşünüyorum.

Ancak kendinizi, bir açıklama ve müdahale etme tarafında görüyorsanız şu konulara dikkat edebilirsiniz:

  • Korkularımızı bilişsel bağlantılarla azaltırız ve hatta yok ederiz. Bu nedenle çocuğunuza var olan durumun anlamlandırılması ve bilişsel bağlantıların kurulması için destek olabilirsiniz. Depremin ne olduğu, neden bu kadar yıkıcı olduğu gibi bilgileri çocuğunuzun alıcı dil ve bilişsel becerilerine göre açıklayabilirsiniz.
  • Bu açıklamaları özellikle somutlaştırmak anlamlı bir seçenek olabilir ancak somutlaştırırken psikolojik olarak yorucu etkinliklerden kaçınmalısınız. Yıkılan binaları görünce korku yaşayan çocuğunuz ile kumun içinde devrilen kalemlerle bir etkinlik yapmak yersiz olacaktır.
  • Bu süreçte çocuğunuzun psikolojik süreçlerini takip ederek eğer sizin üstesinden gelemeyeceğinizi düşündüğünüz bir durum varsa psikolojik destek almaktan çekinmemelisiniz.
  • Bütün bunların yanında bu tür doğal afetlerden önce, mutlaka özel gereksinimli bireylerle evimizde tatbikatlar ya da ön hazırlık çalışmaları yapılması gerekir. Evinizde bu zamana kadar bir acil durum çantası yoksa bu olumsuz bir durumdur. Çünkü özel gereksinimli olsun olmasın bütün bireylere acil durumlarda atması gereken adımlar öğretilmelidir. Bu öğretim, çocuğunuzun bilişsel becerilerine ve yaşına göre değişiklik göstermelidir. Burada çocuğunuzun öğretmeninden fikir ve yardım alabilirsiniz.
  • Bu süreçte öz güvenini tazeleyecek etkinlikler ve rutinler hem özel gereksinimli bireylere hem de onların ailelerine iyi gelecektir.
  • Bir de bütün bunların dışında bu sürecin ülkemiz için normal bir süreç olduğu ve depremin her zaman ülkemizde meydana gelebileceği, ancak gerekli önlemleri aldığımızda bu kadar yıkıcı olamayacağı algısını önce biz ebeveynlerin, çocuklarımıza vermemiz gerekmekte. Depremi normalleştirdiğimizde ve her anlamda hazır hale geldiğimizde, afet olmaktan çıkacağını kendimiz bilerek, sonrasında çocuklarımıza “normal” bir durum gibi sunabiliriz.
  • Bu konularla ilgili konuşurken fazladan kaygı ve korku yaratmayacak bir üslubu tercih etmek de yerinde olacaktır.
  • En sonu, en önemli maddeyi sakladım. Eğer bu süreçte siz de psikolojik olarak yorgun hissediyorsanız ve çocuğunuza destek olamayacağınızı düşünüyorsanız lütfen herhangi bir adım atmayın. Çünkü psikolojik yetkinlik olmadığında hem kendinizi yormuş hem de çocuğunuza da olmayan bir korku ya da kaygı vermiş olabilirsiniz. O nedenle önce kendi psikolojik süreçlerinizi gözlemleyip sonra etrafınızdaki kişileri destek olmaya çabalamayın zor olabilir.

Kaynaklarından aldığım bilgileri elimden geldiğince özetlemeye çalıştım. Burada travma üzerine bilgi ya da yetki sahibi olmadığımdan depremi yaşamız birey ve aileleri için herhangi bir öneride bulunmaktan ayrıca kaçındım. Bu konuda yetkin birçok uzmandan ayrıntılı ve sağlıklı bilgi alınabileceğini düşünüyorum.

Umarım fikir veren ve yardımcı olan bir yazı olmuştur ve umarım bir daha böyle bir yazı yazma ihtiyacı hiçbir zaman duymam. Görüşmek üzere.

 

Kaynaklarım:

“Özel Gereksinimli Bireylerle Afet Sonrası İletişim ve Duygularımız” konulu 28 Şubat 2023 tarihinde çevrimiçi olarak Psk. Yonca BEYAZGÜL’ün sunduğu seminer

 http://www.afetpsikolojikdestek.com/

https://evokulu.org/afet-psikososyal/

https://www.docdroid.net/jquna4v/hareketli-dunya-deprem-ve-hazirlanma-pdf

https://www.docdroid.net/rJIffk4/82175cd1-bf61-4d90-aa09-f2e4b2f9704d-pdf

https://depremdayanisma.psikiyatri.org.tr/

https://www.youtube.com/watch?v=DV63ORshOrY

https://youtube.com/live/XIQaCKxkopY

https://ferhundeoktem.medium.com/zor-d%C3%B6nemde-%C3%B6%C4%9Fretmen-olmak-f63304675a40

https://m.youtube.com/live/bPh2ZX0hTAk?feature=share&fbclid=PAAabyCP3O9XKaJ96SRyEkIKFHrRcwEi6rFmtOft6nnu9YBuk6aYw27O8QN_k

https://www.youtube.com/watch?v=oVFz_wu-XcA

https://www.instagram.com/p/ConKXnQjrga/?hl=tr  alternatif iletişim panoları