6 Kasım 2017 Pazartesi

Bilmemiz Gereken Kavramlar Yazı Dizisi-2



Herkese merhabalar. Bilmemiz gereken kavramlara eğildiğim ikinci yazım ile karşınızdayım. Bu yazı dizisinin ilkini yayınlamamın üzerinden aylar geçmiş. İkincisini ancak yazabiliyorum.
Geçtiğimiz günlerde verdiğim zihin kuramı seminerlerinde fark ettim ki daha temel kavramları açıklayarak işe başlamalıyım. Bizim çalıştığımız alanlar ve içerikleri bunlardan ilki olmalı. Çünkü seminer sırasında kullandığım bu terimler; özel eğitim camiasında senelerini geçirmiş bizlere anlaşılır ve tanıdık gelse de bu alanda yeni olan insanlar için karmaşık ve anlaşılmaz olabiliyor. Bu yazım bu nedenle biraz daha temel.
İyi okumalar.
...
Psikomotor beceriler: Bir etkinlik yapılması için gereken fiziksel aktivitelerin, beyinden gelen amaçlı uyaranlarla yapılmasını gerektiren becerilerdir. Örneğin topa vurmak için hedefimiz; bacağımızı hedefe denk gelecek şekilde savurmaktır. Amaçlı olduğu zaman psikomotor becerilerden söz edebiliriz. Ancak burada topa vurma amacıyla değil de öylesine bacağımızı savurduğumuzda psikomotor bir beceriden söz etmiş olmayız.
Örnek verecek olursak; yardım olmaksızın ya da yardımla oturma, yürüme, topa vurma, kıskaç tutuşuyla nesne tutma, sınırlı alan boyama gibi.

Bilişsel beceriler: Zihinsel süreçleri gerektiren; çalışma-kısa süreli-uzun süreli belleklerin kullanımını gerektiren becerilerdir. Örneğin bir test sorusunu çözerken gözünüzü kapatıp kaleme denk gelen ilk seçeneği işaretlemeniz bir bilişsel beceri değildir. Bunun yerine problemi anlayıp çözümü düşünmenin ardından doğru şıkkı bulmanız bilişsel bir beceridir.
Örneklerim şöyle: Eşleme, problem çözme, okuduğunu anlama, kavramları isimlendirme, toplama işlemi kullanma gibi.

Matematik becerileri: Zihinsel süreçleri matematiksel durumlar için kullanmayı gerektiren becerilerdir. Bu beceride; eşleme, kavramları ayırt etme, kavramları isimlendirme becerileri de dahildir. Bir öğretmen çocuğunuzla içinde-dışında kavramını çalışıyorsa aslında temel matematik becerilerini çalışıyor demektir.
Örnek verelim: Küme kavramını ayırt etme, bölme işlemi yapma, saat okuma, uzak-yakın kavramlarını ayırt etme gibi.

Türkçe becerileri: Türkçe dilinin ileri düzey becerilerini kullanmak için zihinsel süreçleri hareket geçirmeyi gerektiren becerilerdir. Burada yeni bir dil öğrenmek değil; var olan Türkçe bilgisinin yazım ve okuma boyutundaki becerilerini öğrenmek söz konusudur. Burada el-göz koordinasyonundan tutun da imla kurallarını kullanmaya kadar bütün beceriler söz konusudur; çünkü okuma ve yazma becerileri, bu beceriler kapsamındadır.
Örneklerimiz şöyle: El-göz koordinasyonu sağlama, okuduğunu anlama, dinlediği öyküyü özetleme, metin yazma, noktalama işaretlerini kullanma, imla kurallarına uyma gibi.

Sosyal hayat becerileri: Zihinsel süreçleri fen, coğrafya ve tarih bilimleri açısından kullanımı gerektiren becerilerdir. Normal gelişim gösteren çocuklar nasıl ki fen bilgisi, coğrafya, vatandaşlık gibi dersler alıyorlarsa, bizim özel gereksinimli çocuklarımız da bu beceri basamağının altında öğreniyorlar bu bilimleri.
Örneklerimizi sıralayalım: Atatürk'ü tanıma, havada olan doğa olaylarını belirtme, bulunduğun şehri haritadan gösterme, dini bayramları ayırt etme gibi.

Dil ve konuşma becerileri: Kendini ifade etmek amacıyla toplumda konuşulan dilin kullanımını gerektiren gramer bilgisine bağlı olarak bu dili fiziksel olarak üretmeyi sağlayan bütün organların kullanımını gerektiren becerilerdir. Karmaşık mı geldi? Öyle olmasın. Hemen açıklıyorum. Bir çocuk Fransızca dilinin bütün gramer yapısını biliyor olsun ancak yaşadığı yarık damak sebebiyle bu becerileri sergileyemiyor olsun. Bu çocuk ile biz sesleri sesletme, yani doğru şekilde sesi çıkarma çalışmalıyız. Ya da tam tersi bir durum söz konusu olsun. Otizm sebebiyle, konuşma ile ilgili fiziksel herhangi bir yetersizliği olmamasına rağmen, dili bilmediği için konuşamayan çocuk örneğimiz olsun. Bu çocuğa ise en baştan dilimizi öğretmemiz gerekecektir. (Burada hemen minik bir anı: Eski çalıştığım okulda bir öğrencim İngilizce konuşuyordu. Otizm tanısı vardı. Dil ve konuşma becerileri vardı İngilizce dili için ancak ben ona dilimizi öğretmeliydim.)
Örnek verecek olursak: Yüz ifadelerini taklit etme, dinlediği bir öyküyle ilgili sorulara cevap verme, iyelik eklerini kullanma, sorulara cevap verme gibi.

Alternetif iletişim becerileri: Kendini ifade etmek amacıyla toplumda konuşulan dilin kullanımını gerektiren gramer bilgisine bağlı olarak bu dili fiziksel olarak üretmeyi sağlayan bütün organların kullanımını gerektiren beceriler vardı ya hani. O becerilerin kullanımı söz konusu olmadığında iletişimi sağlayacak alternatif yolları bu beceriler sağlar bize. Örneğin okulunuza yeni gelen ve 30 yaşında olan otizmli bir genç olsun. Herhangi bir dil ve konuşma becerisi söz konusu değilken artık onunla sıfırdan dil ve iletişim çalışmak yerine alternatif yollara başvurabilirsiniz. Bir tablet programı aracılığıyla su isteme, izin isteme gibi etkinlikler çalışabilirsiniz. Bütün bunlar alternatif iletişim becerilerine girer. (Demeden geçemeyeceğim; alternatif iletişimi desteklemek dil ve konuşma becerilerinin de desteklenmesini sağlar. Konuşma becerilerini destekler.)
Örnekler verelim: Resim değiş tokuşuna dayalı kendini ifade etme becerileri, bilgisayar kullanmaya yönelik kendini ifade etme becerileri gibi.

Toplumsal uyum becerileri: Yaşanılan toplumsal düzende var olan rutin, kalıp ve kültürü edinmeye yönelik becerilerdir. Genellikle ileri yaş düzeylerinde çalışılan bu beceriler küçük yaşlardan itibaren örtük olarak da verilmelidir.
Örnek verirsem daha net anlaşılacağından eminim: Otobüste kurallara uyma, lokantada kurallara uyma, günlük söz kalıplarını uygun yerlerde kullanma gibi.

Özbakım becerileri: Bireylerin kendi yaşam dönemlerine uygun olarak yapmaları gereken, bireysel olarak temiz ve düzenli olmalarını sağlayan becerilerdir. Burada altını çizmek istediğim kısım "yaşam dönemine uygun olarak". Neden mi? Çünkü iki yaşındaki bir çocukla tuvalet eğitimi, beş yaşındaki bir çocukla tırnak kesme çalışılamaz.
Örneklerim: Diş fırçalama, ped değiştirme, kazak giyme ve çıkarma, elini yıkama, yüzünü kurulama gibi.

Günlük yaşam becerileri: Bu beceriler hem özbakım hem de toplumsal uyum becerileriyle karışan becerilerdir. Ancak her ikisinden de ayrılan önemli noktaları vardır. Günlük yaşam becerileri;  günlük rutinde kullanmamız gereken, bireysel düzen ve sağlık durumunun devamı için, bireyselleşme için gereken becerilerdir. Özbakım becerilerinden ayıran bireysel bakımı kişisel bakım kısmından ayrı olarak çalışmasıdır.  Toplumsal uyum becerilerinden ayıran ise kişiye özel beceriler olmasıdır ve toplumu ilgilendirmemesidir.
Örnek verelim: Saç kurutma makinesini kullanma, tost yapma, çatal-bıçak kullanarak yemek yeme, perde çekme, masa silme gibi.

Bu becerileri öğretmenlerimiz sizlere ders bilgilendirmesi sırasında hızlıca söyleyip geçebilirler. Bu becerileri biz yakınen bilince açıklama gereksinimi duymuyoruz ancak öğrenmek önemli.
Umarım hem velilerimiz hem de alan dışından olup özel eğitim heyecanı taşıyan öğretmenlerimiz için yararlı bir yazı olmuştur.
Sorularınızı nereden ulaştıracağınızı hepiniz keşfettiniz ve ben her pazartesi akşamı bu sorulara cevap vermeye çalışıyorum. Bu ve önceki yazılarım için sorularınızı bekliyorum.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, kolaylıklar diliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder