1978 yılında Premack ve Woodruff’un ortaya koyduğu “zihin
kuramı” ile ilgili yazımdan herkese merhaba. Bu yazımın kaynak semineri yine
GeYeSe-2017’de sunum yapan değerli hocalarımız Yrd. Doç. Dr. Oktay Taymaz Sarı
ve Doç. Dr. Onur Özdemir’in sunumlardır. En verimli ve ilgimi çeken seminer bu
seminerdi, itiraf etmeden geçemeyeceğim. Biz özel eğitimcilerin her zaman
bildiği, cebinde duran ancak nasıl çalışması gerektiğini bilmediği bir beceri
“zihin kuramı”. Umarım bu yazımda sizlere zihin kuramını tanıtabilirim.
Yukarıda da bahsettiğim gibi yeni bir tarihte ortaya konan
bir beceri değil aslında bu. Tam 39 yıl önce ortaya konmuş ve üzerinde
çalışmalar yapılmış. Peki “zihin kuramı” nedir? Temel olarak “kendine ve başkasına
zihinsel durumlarla ilgili atıfta bulunmak” denebilir. Örneğin ben annemin beni
sevdiğini biliyorum. Yine ben annemin kardeşimi sevdiğini biliyorum. Kardeşim,
benim, annemin onu sevdiğini bildiğimi biliyor. Bunun gibi akıl yürütme
becerilerine biz “zihin kuramı” diyoruz. Artık zihin kuramını tırnak işaretinin
içinden çıkarmanın vakti geldi. Kısaca başkalarının düşüncelerine dair
kuramlar, sayıltılar, ihtimaller ve düşünceler diyebiliriz.
Zihin kuramının gelişiminden bahsedelim şimdi de.
Dil gelişimi ile beraber başkasının bakış açısını anlama
becerisi edinilir. İki yaş civarında duygularını ve arzularını anlamaya başlar
insanlar. Yine bu yaş döneminde rol yapma, hayal etme ve mış gibi oyunları
edinilir. Üç yaşa doğru planlı aldatmaca öğrenilirken üç yaş sonrasında artık
“düşünmek” ve “inanmak” gibi kelimeleri anlayarak kullanmaya başlar.
Zihin kuramı da tıpkı diğer gelişim alanları gibi belirli
bir yaştan sonra gelişmeye başlayan ve her bireyde farklı hızda ilerleyen bir
gelişim alanı. Aynı yaştaki bireylerde farklı zihin kuramı algıları
olabilmekte, bu da gelişimin doğası gereği olan bir şey. Gelişim ilerledikçe
düşünülen nesneler ve düşünceler farklılıklar göstermekte. Zihnimizdekilerin,
düşündüklerimizin birbirinden farklı olduğu algısı zamanla edindiğimiz ve öğrendiğimiz
bir beceri aslında. Yine gerçeklerle inançların farklı olduğu algısı zihin
kuramının bir parçası. Plan ve uygulamaların arasındaki fark da yine bu beceri
ile ilgili. Empatik olmayan ve katı kişilerde bu becerinin gelişmediğini yani
zihinsel durumların bireyden bireye farklılık gösterdiği algısının olmadığını
söyleyebiliriz.
Zihin kuramının birleşenleri nelerdir?
- Bir şeye ilgi duyma
- Seçim yapabilme
- Deneyim aktarma
- Tahmin edebilme
- Özetleme ve anlam çıkarma
- Problem çözme
- Kategori yapabilme
- Benzerlik ve farklılıkları fark edebilme
- Duyguların ve düşüncelerin farkında olma
- Ana fikri ayırt edebilme
- Başkalarının duygu ve düşüncelerinin farkında olma
- Mecazları ve belirsiz ifadeleri anlayabilme
- İmaları anlama
- Bilginin doğruluğunu değerlendirebilme
- Kendi yetilerinin ve düşüncelerinin farkında olma
- Başkalarının duygu ve düşüncelerinin farkında olma
Zihin kuramı için önkoşul beceriler nelerdir?
- Kendinin farkında olma
- Bedeninin nerede başlayıp bittiğini fark etme
- Arkasının farkında olma
- İsmine tepki verme
- Yakın çevresinin farkında olma
- İhtiyacı olduğunda yardım isteme
- Ortak dikkat
- İlgi duyma (Aktiviteye, nesneye, kişiye, konuşan kişiye)
Otizm – Zihin Kuramı İlişkisine bakalım şimdi de.
Otizm tanısı almış bireyler, bilgileri dahilinde olan bir
şeyin herkes tarafından bilindiğini sanırlar. Yani kendileri için gerçek olana
herkesin inandığını düşünürler. Ancak yukarıda da değindiğim gibi herkesin
zihnindeki gerçek farklıdır ve otizmli bireyler bunu ayırt edemezler.
Yapılan çalışmalarda zeka bölümü otizmli çocukların çok
gerisinde olan down sendromlu bireylerin zihin kuramı sorularında gayet
başarılı olduğu ancak otizmli çocukların çok geride kaldıkları görülmüştür.
Buradan zihin kuramının zeka puanı ile ilgili olmadığı sonucunu çıkarabilir
miyiz, ne dersiniz?
Sosyal girdiyi giriş sistemleri ve üst düzey mekanizmalar
sağlar. Otizmli bireyler üst düzey mekanizmaları bilişsel olarak
kullanamıyorlar. Giriş sistemleri daha başarılı. Giriş sistemindeki beceriler
göz takibi, yüzü tanıma gibi belirli uyarıcılara duyarlı becerilerdir. Bunun
bir üstünde ise ortak dikkat, göz teması, çalışan hafıza gibi üst düzey
mekanizmalar vardır ve otizmli bireyler bu becerilerde zorlanmaktadırlar. Üst
düzey mekanizmalarında sıkıntısının olmasının sebebi ise zihin kuramı. Zihin
kuramı gelişimi yetersiz olduğundan ve desteklenmediğinden üst düzey bilişsel
mekanizmalar yetersiz kalıyor.
Görsel-uzaysal ilişkiye kendi vücudunu da ekliyorlar. Yani
bireysel olarak kendi vücutlarını ayrı bir parça olarak değerlendiremiyorlar.
Otizmli bireyler başkalarının davranışlarının sebebini
onların gözünden göremediklerinden bu davranışları anlamlandıramamakta ya da
yanlış anlamlandırarak yanlış tepkiler vermektedirler. Örneğin siz sıcak
tencereye dokununca sertçe elinizi çekip soğutmak için ağzınıza aldığınızda
otizmli bir birey bunu tencereyi tuttuktan sonra yapılması gereken bir ritüel
gibi algılayabilir. Tencerenin sıcak olduğu ve sizin sıcaktan elinizin yandığı
bilgisini vermeniz gerekebilir. Yani otizmli bireyler diğer insanların
kendilerinden farklı görüş ve düşünceleri olabileceğini fark edememektedirler. Sosyal
anlamda farklı gelen davranışları aslında zihin kuramından. Herkesin kendi gibi
düşündüğünü sanan otizmli birey sosyal kuralların çok uzağında davranabiliyor.
İşte bu nedenle otizmli bireylerde zihin kuramı en çok desteklenmesi gereken
konu.
Bir sonraki yazımda da zihin kuramını desteklemek için bu
yazıyı temel alan etkinlikler önereceğim. Umarım zihin kuramının ne
olduğu, aslında hangi çocuklar için
dikkat etmemiz ve desteklememiz gerektiği ile ilgili bilgi veren kullanışlı bir
yazı olmuştur. Şimdiden kolaylıklar diliyorum, sevgiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder