Merhabalar. Bu hafta hepimizin hayatının bir köşesinde bulunan özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri ve bu merkezlerin son dönemde yaşadıkları kameralı görüntüleme sistemi sorunları ve avantajları hakkında yazmak istedim. Güncel konular hakkında hep birlikte bir fikir oluşturmalıyız ki özel eğitim daha güzel yerlere gelebilsin.
...
Biliyorsunuz, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri adı kötüye çıkmış merkezler. Yedi senedir bu merkezlerde çalışan biri olarak ne kadar uğraştıysam temizlemenin çok da mümkün olmadığını görüyorum. Nedeni basit. Eğitimden bihaber insanların sadece ticari kaygılarla atıldıkları ve süreci oldukça yozlaştırdıkları merkezler vardı eskiden. Şimdi var mı bilemem ancak hepimizin kulağına şehir efsaneleri geliyor, biliyorum. Vermediği dersin ücretini devletten alan okullar, ailelere çeşitli hediyeler vererek kayıtlar yapan okullar, sosyal hizmet uzmanlarını derslere alan okullar, ailelere "para" veren okullar, çocuklara şiddet uygulanan okullar, farklı uzmanlık alanlarını farklı şekilde tanıtan okullar... Birçok söylenti var. Ne kadarı, kimin için doğru bilemiyorum. İşte bu sebeplerle özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin namı pek kötü. Düzeltmek ise hepimizin elinde!
Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri; ülkemizde özel eğitimin lokomotifi görevindeler. Neden mi? Öğrenciye bire bir destek eğitim verilen, RAM'dan öngörülen BEP'inin "doğru düzgün" uygulandığı tek merkezler. Özel gereksinimli bireylerin her türlü ihtiyaçları bu kurumlarda karşılanıyor ve karşılanması öğretiliyor. Ayrıca özel eğitim sürecinin maliyetini bu merkezler devletin sırtından alarak azaltıyor ve ekonomiye büyük bir destek sağlıyor. "Atanamayan öğretmenler" sorunu bu merkezler sayesinde biraz olsun çözülmüş oluyor, soru işaretleri ile dolu olsa da. Ayrıca bu merkezlerde ebeveynlere sağlanan sosyal ve eğitsel haklar ve fırsatlar da oldukça değerli. Bu süreçte böylesi aktif ve büyük rol oynayan merkezlerin namının kötü olması pek acı. Bu merkezlerin asıl varlık sebebini, erdemlerini ve doğrularını hep birlikte anlatmalıyız.
Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri; ülkemizde özel eğitimin lokomotifi görevindeler. Neden mi? Öğrenciye bire bir destek eğitim verilen, RAM'dan öngörülen BEP'inin "doğru düzgün" uygulandığı tek merkezler. Özel gereksinimli bireylerin her türlü ihtiyaçları bu kurumlarda karşılanıyor ve karşılanması öğretiliyor. Ayrıca özel eğitim sürecinin maliyetini bu merkezler devletin sırtından alarak azaltıyor ve ekonomiye büyük bir destek sağlıyor. "Atanamayan öğretmenler" sorunu bu merkezler sayesinde biraz olsun çözülmüş oluyor, soru işaretleri ile dolu olsa da. Ayrıca bu merkezlerde ebeveynlere sağlanan sosyal ve eğitsel haklar ve fırsatlar da oldukça değerli. Bu süreçte böylesi aktif ve büyük rol oynayan merkezlerin namının kötü olması pek acı. Bu merkezlerin asıl varlık sebebini, erdemlerini ve doğrularını hep birlikte anlatmalıyız.
Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin namını güzelleştirmek için atılan adımların en büyüğü Milli Eğitim Bakanlığı'ndan geldi. Biz alanda ufak ufak uğraşırken böyle bir adım benim gibi düşünen herkesi mutlu etti.
Son dönemde özellikle devletten yüklü miktarlarda haksız kazanç sağlayan kurumların önüne geçebilmek için kameralı görüntüleme sistemi adı altında bir düzenleme getirildi. Ben bu düzenlemeyi sonuna kadar destekleyen bir öğretmenim. Girdiğim çıktığım ders devletçe takip edilsin, sorun olduğunda benim yerime hesap sorulsun isterim. Ancak burada birçok soru işareti ile karşı karşıyayız.
Birincisi mahremiyet. Benim çalıştığım kurumda sorun olacağını düşünerek ailelerime tek tek sormuştum, ancak bu konuda herhangi bir sorun yaşamamıştım. Sonradan duydum ki, başka okullarda bazı aileler çocuklarının kameralı görüntüleme sistemlerinin önünden geçmesini onaylamamışlar. Bu, kimimize abartılı gelse de mahremiyet açısından saygı duyulması gereken bir düşünce. İşin tuhafı; yetkililer anne ya da babanın kameradan görünmesi değil çocuğun görünmesi şartını arıyorlar. Nasıl çözülecek bu durum bilemiyorum ancak düzenleme getirileceğinden eminim.
Bir diğer sorun ise kamera sistemlerinde oluşan hataların ilkinde para, ikincisinde kurum kapatma cezası olması. Çok gaddarca değil mi? Düşünsenize; bir okula emek verip ayakta tutuyorsunuz ve elinizde olmayan gerekçelerle hatalar oluşuyor ve kurumunuz kapatılıyor. Oradan eğitim alan çocuklar ne olacaklar peki?! Düşünmesi bile beni ürkütüyor. Bununla ilgili düzenleme getirileceğini düşünüyorum.
Öte yandan evde eğitim alan, okula gelemeyen çocuklarımızın durumu var. En, en, en büyük sorun da burada. SMA hastası, makineye bağlı yaşayan ya da evinden ayrılması çeşitli sebeplerle mümkün olmayan çocukların eğitimi bu düzenleme ile rafa kaldırılmış oluyor. Birçok dernek ayaklandı, birçok uzman görüşlerini sundu ancak bu konuda herhangi bir düzenleme yapılmadı. Örneğin benim birkaç öğrencim geçirdikleri rahatsızlıklar sebebiyle hastanede yattılar ve gelemediler. Bu geçici bir durumken bile aileler raporlarının iptal olması tehdidine karşın çocuklarını okula getirdi. Peki ya hiçbir zaman gelemiyor olanlar?
Eski çalıştığım bir kurumda, yakındaki lojmana gidip çocuklarımıza eğitim veriyorduk. Çok da verimli bir süreç oluyordu. Şimdi o çocuklar kamerada görünmedikleri için eğitim alamıyorlar. Ne olacağını çok merak ediyorum. Kaygıyla haberleri, gelişmeleri takip ediyorum. Bu konuda en acilinden düzenleme yapılması gerektiği görüşündeyim.
Geçtiğimiz gün kurum sahiplerinin olduğu bir toplantıya katıldım. Derse, telafiye, telafinin telafisine gelmeyen aileler olduğunu duydum ve şükrettim. Bizim okulumuz küçük bir okul olduğundan her aileyi her uzman tanır ve ona göre programını şekillendirebiliriz ancak daha büyük kurumlarda bu pek mümkün değil. Bu nedenle okulun programına ailelerin daha sert şekilde uymaları gerekebiliyor. Uyulmaması durumunda kurumlar büyük zararlara uğruyor. Normalde randevu sistemi ile çalışılan yerlerde randevuya gelinmese dahi o seansın ücretinin 1/3'i alınır, rehabilitasyon merkezlerinde o seansta öğretmen bomboş beklese dahi hiçbir ücret alınmıyor. Burada aile ile kurum karşı karşıya gelmiş oluyor. Hatta şu an benim öngöremediğimden daha fazla sorun yaşanıyor bile olabilir.
Öte yandan artık derse gelmeyen çocukların üzerinden fatura kesmeler, ücret almalar kalmadı. (Yani en azından öyle umuyorum.) Misler gibi, tertemiz bir sistem oldu. Bu, bence harika bir şey. Sistemin problemleri olduğu gibi; asıl hedefi olan usulsüzlüklere de engel olma durumu başarılı oldu diyebiliriz, ne dersiniz?!
Bir de açık konuşmak gerekirse, okulun girişine koyulan kamera dersin yapılıp yapılmadığını nasıl kanıtlasın? Değil mi? Gerçek erdem ve ahlak sahibi insan o kameraya ihtiyaç duymadan aldığı ücretin hakkını verir zaten. Ben bu görüşten yanayım.
Değerli uzmanlar, anneler ve babalar; sizler bu süreci nasıl yaşıyorsunuz? Sizin başınıza neler geliyor? Yorum bölümüne yazarsanız çok sevinirim.
Umarım olumlu hedeflerle atılan bu adımlar yerli yerine oturur ve herkesi memnun eden bir sisteme evrilir. Böylece çocuklarımız daha kaliteli ve daha sağlıklı bir eğitim alabilirler özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinden. Umarım.
Haftaya görüşmek üzere, sevgilerimle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder