30 Ekim 2019 Çarşamba

Çalışma Belleği Nedir?

Fotoğraf; Doç. Dr. Bahar BAŞTUĞ'un Belleğin Öyküsü Çalışmasından alınmıştır.


Merhabalar. Bu sıralar sık sık duyduğumuz, birçok akademisyenin bahseder olduğu çalışma belleğini anlatacağım size bu hafta. Peki kaynağım nedir? Doç. Dr. Cevriye ERGÜL'ün 23 Ekim 2019 Perşembe günü ATAUM'da yaptığı, "Öğrenme Güçlüğünü Erken Dönemde Belirlemek Mümkün mü?" başlıklı konferansı. Kendisinden üniversitedeyken Öğrenme Güçlüğü dersi almıştım ve hâlâ o bilgileri, hocamın alan yazına kazandırdığı yeni bilgileri ekleyerek kullanmaktayım. Karşılıklı büyümek, gelişmek ve gelişen bir hocanın öğrencisi olmak öyle değerli ki, buradan hocama selam olsun!
.
Çalışma belleği; bir bellek sistemdir. Öğrenmenin temelinde var olan öğrenme yaşantılarının (bilgiyi tutuma, işleme, geri çağırma gibi.) gerçekleştiği yerdir. Çalışma belleği dikkati toparlayan, dikkatimizi yönlendirdiğimiz "şeyi" belirleyen bir merkezdir. Cevriye Hoca'm çalışma belleğini çalışma masasına benzetti. Bu benzetme çok hoş. Kısa süreli ya da  uzun süreli bellekten bilgileri alıp yeni gelen bilgileri işleyen, bağ kuran, anlamlandıran, bilgilerin öğrenimini sağlayan işlerin görüldüğü bir masa!

Hadi şimdi çalışma belleğinin özelliklerine bir bakalım:
  • Çalışma belleğinin kapasitesi, nasıl ve ne kadar öğrenileceğini belirleyen önemli bir değişkendir.
  • Çalışma belleği bilgileri tutar ve işler. Bu sırada oluşan aksaklıklar öğrenmenin yanlış, eksik ya da hiç olmamasına sebep olabilir. 
  • Sınırlı bir kapasitesi vardır. Tuttuğu bilgi arttıkça işlem kapasitesi azalır. Burada, çalışma belleğini bir pasta olarak görürsek dilimleri doğru ayırmak gerekmektedir.
  • Çalışma belleğinin kapasitesinin, doğuştan getirilen belirli bir aralığı vardır. Bu ranjın içerisinde maksimumu gerçekleştirmek mümkündür, bu da çeşitli prensiplerle sağlanmaktadır. (Bu konuda "Nasıl geliştirebiliriz?" sorusunu sormaya hazırlanırken, seminer sırasında başka bir arkadaş benden önce sorumu sordu, kendi kendime bu hoş tesadüfü sevdim. Çalışma belleğini geliştirmek için Cevriye Hoca'm kısaca bilgi verdi. Aldığım notlara biraz da makale taraması ekleyip sizinle haftaya paylaşmaya çalışacağım.)
  • Çalışma belleği aynı zamanda bir problemle karşılaştığımızda, çözmek için strateji seçerken kullandığımız yerdir. Stratejiyi seçer ve kullanır.
  • Kısa ve uzun süreli belleğin arasındaki bir köprü gibi çalışır. Bilgileri hem tutar hem de işler. Bu özelliği ile kısa ve uzun süreli bellekten ayrılır, çünkü kısa ve uzun süreli bellekler bilgiyi sadece tutar, işlemez. Çalışma belleği ile bilgileri işleyen alandır.Çalışma belleğinin üzerinde çalıştığı bilgi işlenirken dikkatin sürekli olması çok önemlidir. Dikkat dağıldığında işlem bölünebilir ya da bilgi tamamen kaybolabilir.
  • Üç bileşenli bir yapısı vardır: Fonolojik döngü, görsel-mekansal kayıt defteri, merkezi yönetici.
    • Merkezi yönetici, fonolojik döngüyü ve görsel-mekansal kayıt defterini kontrol eden ana mekanizmadır.
    • Birbirinden ayrı ancak birlikte hareket eden, birbiriyle uyum bir sistemi oluştururlar.
    • Fonolojik döngü, bir bilgiyi alıp işlemlediğimiz ve bunu ifade ettiğimiz döngüyü oluşturur.
    • Görsel-mekansal kayıt defteri ise sunulan bilgileri tutar. Örneğin sınavda sorulan sorunun cevabının not kağıtlarında nerede olduğunu hatırlamaya çalıştığımızda burayı kullanırız.
Cevriye Hoca'm son olarak bir de çalışma belleğinin öneminden bahsetti. Ben de şu şekilde maddeleştirmek istedim:
  1. Çalışma belleği, öğrenmeyi, IQ'dan daha yüksek düzeyde yordamaktadır. Yani erken dönemde uygulanamayan zeka testlerinin yerine çalışma belleğinin performansının ortaya konması ile ilerleyen dönemlerdeki öğrenme yaşantıları hakkında öngörü sahibi olabilmekteyiz. Bu, bence en önemli nokta.
    1. Çalışma belleği nasıl değerlendirilir?
      1. Bilginin pasif olarak saklanmasını gerektiren bellek aralığı görevleri verilerek fonolojik döngüyü ve görsel-mekansal kayıt defterini değerlendirebiliriz. (Bellek aralığı; ardışık olarak verilen bilgilerin birey tarafından doğru hatırlanabilen maksimum miktardır.)
      2. Fonolojik döngü harf, sayı gibi bilgilerin sıra ile sunularak akılda tutulmasının değerlendirilmesi ile değerlendirilebilir.
      3. Görsel-mekansal kayıt defteri ise çeşitli bilgilerin mekansal konumlarının hatırlanmasının değerlendirilmesi ile değerlendirilebilir.
      4. Çalışma Belleği Testi adı altında bu belleğin değerlendirildiği bir ölçeğimiz artık var. Uygulayıcısı olan uzmanlardan bu testi talep edebilirsiniz, ben de en kısa zamanda uygulayıcısı olacağım, umarım.
  2. Çalışma belleği öğrenmenin neredeyse bütün aşamalarında kullanıldığı için öğrenme açısından kilit öneme sahiptir. Bu nedenle çalışma belleğinin kapasitesi; öğrenme düzeyini ve bilişsel becerilerdeki potansiyelini öngörmek için önemli bir değişkendir.
  3. Dl gelişimi, okuma, okuduğunu anlama, yazma ve matematik becerilerindeki başarı ile çalışma belleğinin performansı ilişkili olduğu, birçok çalışma ile ortaya konmuştur.
  4. Dil ve konuşma becerileri ile akademik becerilerde sınırlılık yaşan bireylerin çalışma belleğini etkin kullanmakta zorlandıkları görülmüştür. Çalışma belleğinin kapasitesinin arttırılması ile bu sınırlılıklara müdahale edilebilir.
  5. Erken dönemde belirlenen çalışma belleği performansı ile ilerleyen dönemlerde oluşabilecek okuma güçlükleri öngörülebilmektedir.
Çalışma belleği hakkında, bu seminerde ne öğrendiysem sizlerle paylaşmaya çalıştım. Bana ilham veren, birçok materyali aklıma getiren değerli bir seminer oldu. Umarım notlarım da sizde aynı etkiyi yaratmıştır.
Haftaya görüşmek üzere.

22 Ekim 2019 Salı

Özel Gereksinimli Bireyler ve Gölge Öğretmenlik



Merhabalar. Bu hafta, sık sık duyduğumuz ve aslında kapsamını tam olarak bilmediğimiz ya da bilsek de farklı uygulamaları ile karşılaşarak yeniden tanıştığımız bir konu ile sizinleyim: Gölge öğretmenlik.
Hadi bakalım özel eğitim ya da eğitim camiasında gölge öğretmenlik nasıl bir uygulamaymış birlikte göz atalım.
...
Gölge öğretmenlik/gölge ağabeylik-abilik (TDK ikisini de kabul ediyormuş ancak ben el alışkanlığı ile ağabeylik yazacağım bütün yazım boyunca.)/gölge ablalık/yardımcı öğretmenlik kavramlarını birer birer inceleyelim.
Gölge öğretmen; her bireye, bireysel yaşantısında yardıma ihtiyaç duyduğu her an yanında olarak, destek hizmeti veren öğretmenlerdir. Örneğin bir basketbolcu bir gölge öğretmen ile çalışarak kendi yaşantısını şekillendirmek isteyebilir, otizmli bir çocuğun her an yanında bulunarak ona bireysel yaşamı öğretmesi için bir gölge öğretmeni olabilir, mutfak sanatlarını öğrenmeye çalışan bireye gölge öğretmen mutfakta gölge öğretmenlik yapabilir. Örnekleri sonsuza dek uzatabilirim.
Ancak gölge öğretmenliği bakıcılıktan ayırmak gerekir. Bakıcılar eğitim vermezler, sadece bakım sunarlar. Burada gölge öğretmenin uygulamaları tamamen eğitim ve öğretim odaklıdır, bunu unutmamalıyız.
Gölge ağabey/abla konusu gölge öğretmenlerin ülkemizde sıklıkla öğrencilerden seçiliyor olmasından kaynaklanıyor. Sıklıkla ağabey/abla dememizin sebebi ise daha az formal bir süreç oluşturmak. Abla ve ağabey olarak hitap edildiğinde çocuklarımızın daha samimi olacağını ve daha rahat hissedeceğini de düşünüyor olabiliriz, bu konuda sadece akıl yürütüyorum.
Yardımcı öğretmenlik ise gölge öğretmenlikten farklı olarak sınıflarda, okullarda; sınıf öğretmenlerinin yanında bulunan, gerektiği yerde yardımcı olan, ikinci öğretmen konumundaki kişilerdir. Gölge öğretmenler zaman zaman "bakım" kısmına müdahale etseler de yardımcı öğretmenler bu kadar yoğun bir hizmet sunmazlar. Yardımcı öğretmenlerin işi okulla sınırlıdır.
...
Gölge öğretmenliğin nasıl uygulanabileceği ile ilgili bir özet sunalım şimdi de:

  • Tam zamanlı gölge öğretmenlik: Burada çocuğumuzun yanında her an bulunan bir gölge öğretmenden bahsediyorum. Uyurken dahi yanında olan öğretmenden. Çocuğumuzun bütün yaşantısında yanında olmasının sebebi ise özbakım, günlük yaşam gibi becerileri yaparak yaşayarak öğrenmesini sağlamak. Ülkemizde uygulanmakta ancak fazlaca pahalı olduğu için belirli kişilerce uygulanabilmektedir.
  • Yarı zamanlı gölge öğretmenlik: Yarı zamanı çocuğumuzun/bireyin ihtiyaçları belirler. Sadece kreşte, sadece evde, sadece spor salonunda, sadece sokakta, sadece gitar kursunda, sadece banyo yaparken, sadece kitap okurken gibi. Çocuğumuzun bir beceriyi öğrenmesi, sosyal ya da günlük yaşam becerilerini edinmesi için sıklıkla tercih edilen gölge öğretmenlik budur.
Peki neden gölge öğretmen? Gölge öğretmen ne işe yarar?
  • Öncelikle güvenlik! Çocuğumuzun bir yerden bir yere giderken güvenle gittiğini, yardım alması gereken anlarda yardım aldığını ve güvende olduğunu bilmek bize iyi gelecektir.
  • Görme yetersizliği, bedensel yetersizlik gibi yardımcı alet/cihaz kullanımı gerektiren durumlarda da gölge öğretmenler hem cihaz kullanımını öğretme hem de cihazla hayatı kolaylaştırmaya model olma açısından önemli katkılar sağlar.
  • Çocuğumuzun; her dakika kendisine model olan, gerektiği yerde, gereken davranışı, gereken miktarda yardımla yapmasını sağlayan bir yetişkin ile olması bulunmaz öğretim fırsatları sunar. Yemek yerken kaşık tutma, otobüse binerken kart kullanma, okula girince selam verme, dersi derste dinleme gibi birçok konuda ve her an öğretim oturumları, bu konuda eğitim almış bir uzman tarafından yapılmış olur.
  • Özel gereksinimli çocuklarımız sıklıkla arkadaş edinme, arkadaşlığı devam ettirme gibi konularda zorlanmaktadırlar. Bu zorlanımı gölge öğretmen ile aşmak mümkün. Bu konuda da model olduğu gibi özel gereksinimi dışarıya anlatan bir elçi görevi de görebilmektedir.
  • Çocuğumuzun olumsuz davranışlarını önlemek, olduğu anda müdahale etmek, sonrasında yardımcı olmak da gölge öğretmenin bize sağladığı kolaylıklardan biri. Çocuğunuzun yanında, onun dışarıya açılan bir penceresi var, gölge öğretmeni. Bence bu çok avantajlı.
  • Özellikle otizmli bireylerin yaşamında gölge öğretmenler sosyal becerileri desteklemeleri açısından önemli yer tutarlar.
  • Çocuğumuzun yanında onu anlayan, onunla aynı dili konuşan bir yetişkinin olması dil ve iletişim becerilerinin de hızla ilerlemesini sağlamaktadır. Gerektiği yerde gerekli şekilde müdahale eden gölge öğretmen, çocuğumuzun konuşma sürecinde yaşanan yetersizliklere müdahale etmiş olur. Bu bulunmaz bir fırsattır.
  • Sıklıkla biz, özel eğitim öğretmenleri, evde uygulanmak üzere ödevler veririz ve ailelerimiz sıklıkla bu ödevleri yerine getirmekte zorlanırlar. İşte bu durumlarda gölge öğretmenler hayat kurtarıcı şekilde ödevleri evde uygularlar. Bu uygulamalar daha sağlıklı ve biz özel eğitim öğretmenlerinin kontrolüne daha açık uygulamalardır.
Kimler gölge öğretmen olabilir?
  • Çocuğumuzun ihtiyacına göre gölge öğretmenin uzmanlık alanı değişebilir. Yalnızca güvenli şekilde ulaşım yapabilmesiyse hedef, herhangi bir eğitim şartı aranmadan, gerekli bilgiler verilerek herkes gölge öğretmen olabilir ancak konu eğitim vermek, çeşitli becerilerin edinimini sağlamak olunca temel düzeyde dahi olsa eğitim psikolojisi, özel eğitim, özel gereksinimli bireyler konusunda bilgi sahibi olunması gerekmektedir. Bu nedenle ülkemizde ve dünyada sıklıkla özel eğitim, psikoloji, çocuk gelişimi gibi alanlarda öğrencilik yapan kişiler gölge öğretmen olmaktadırlar. Benim önerim, en az ikinci sınıfı bitirmiş kişilerin gölge öğretmen olmasıdır.
  • Benim bir diğer kıstasım sabır. Sabırlı olmadığını düşünen, bir ritüeli günlerce ve hatta aylarca uygulayamayacağına inanan bireylerin, bu mesleği yapamayacağını düşünüyorum. Sıradan bir öğretme ortamı olmadığı, her an bir öğretme ortamı olduğu düşünüldüğünde bu fırsatları yakalamak ve doğru değerlendirmek çok çok önemli. Bu süreçte gösterilen sabır ise daha önemlidir.
  • Sıklıkla erkek öğrencilere erkek gölge öğretmen olması  gerektiğiyle ilgili bir algı var. Ben burada şunu hatırlatıyorum: Çocuğumuz ile özbakım ya da cinsiyete dayalı beceriler çalışılmayacaksa, mahremiyet konusunun hassasiyet göstermediği durumlar varsa cinsiyetin hiçbir önemi yoktur.
Bütün bunlara ek olarak bir noktaya daha dikkat çekerek yazımı sonlandırıyorum: Gölge öğretmenliğin de bir sonu olması gerektiği, gölge öğretmenin aşamalı olarak çocuklarımızın hayatlarından çıkarılması gerektiği de unutulmamalı. Burada mühim olan gölge öğretmenin, uygulamalarına gerek kalmadığını fark ederek becerilerin genellenmesini sağlamasının ardında, varlığı ile sunduğu uyaranı aşamalı olarak çekmesidir. Bunu da not düşmeden edemezdim bu yazıya.

Umarım sizler için yararlı bir yazı olmuştur. Haftaya görüşmek üzere.
Kaynaklarım:
Huri, M., & Ceran, E. Otistik Belirtiler Gösteren Okul Öncesi Çocuklarda Duyu Bütünleme ve DIR/Floortime Tabanlı Ergoterapi, Aile Eğitim Müdahalesi ve Gölge Öğretmen uygulamalarından Oluşan Tedavi Modülünün 6 Aylık Sonuçları. Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi1(2), 160-161.
Padmadewi, N. N., & Artini, L. P. (2017). Teaching English to a Student with Autism Spectrum Disorder in Regular Classroom in Indonesia. International Journal of Instruction10(3), 159-176.
Uygulamalı Davranış Analizi Ders Notlarım
Öğretim Yöntemleri Ders Notlarım

14 Ekim 2019 Pazartesi

Bir Beceri Olarak Yazı Yazma





Merhabalar. Bildiğiniz gibi özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde Eylül ve Ekim ayları ardı sıra gelen toplantılarla geçen, yoğun zaman dilimleridir. Bizim okulumuzda da şu an aynı telaş var. Çocuklarımızın, okula gidenlerinin %72'sinin toplantısı bitti bile. Düsturumuz belli: Erken kalkan yol alır!
Bu toplantılarda sıklıkla yaşadığım bir durumdan bahsetmek istiyorum: Geniş kapsamlı, toplantı dışı bolca soru. Örneğin YGB tanılı çocuğum için katıldığım toplantıda kendimi, Disleksi tanısı olan bir çocuğa nasıl müdahale edilir konusunda bilgi verirken; zihinsel yetersizliği olan ancak herhangi bir problem davranışı olmayan çocuğumun toplantısında davranış problemlerine nasıl müdahale edilir konusunda bilgi verirken bulabiliyorum. Sınıf öğretmenlerimiz, özel eğitimin dışındaki branş öğretmenlerimiz kaynaştırma sürecine eskisi kadar katı ve olumsuz bakmıyorlar, bu harika! Süreçte yaşanan tek olumsuzluk öğretmenlerin bilgilerindeki yetersizlik. Buna karşın bu sene kiminle toplantı yaptıysam gördüm ki herkes özel eğitimi, kaynaştırmayı öğrenmek için çok hevesli. Bu beni çok çok keyiflendirdi, umutlandırdı.
Buradan, bu sürece destek olan herkese sevgilerimi gönderiyorum.
...
Toplantılardan birinde bir sınıf öğretmeni arkadaşımız Disleksi tanılı çocuğu ile yazı yazma becerilerinde zorlandığını söyleyince, okuldaki çocuk gelişimci arkadaşımız ile oturduk, bir "Yazı Yazma Becerisi Değerlendirme Formu" hazırladık ve öğretmenimize gönderdik. Bu değerlendirme formu ile öğretmenimiz hem nereden başlaması gerektiğini bilecek hem de özel eğitimde basamaklandırmanın, beceriyi analiz etmenin nasıl olduğunu görmüş olacak. Bir taşla birkaç kuş vurmayı sevdiğimi biliyorsunuz.

Basamaklandırmayı şu şekilde hazırladık:

  1. Harfleri/rakamları eşler.
  2. Harfleri/rakamları ayırt eder.
  3. Harfleri/rakamları okur.
  4. Harflerin/rakamların şeklini parmağı ile kopya eder.
  5. Kalem uygun şekilde tutar.
  6. Kalemi yeterli basınçla kağıda bastırır.
  7. Kalemi yeterli basınçla kağıtta hareket ettirir.
  8. Yazma hareketini bilekten sağlar.
  9. Yazarken kolu ve bileği uygun konumda olur.
  10. Harflerin/rakamların başlangıç yönünü bularak kalemle kopya eder.
  11. Harflerin/rakamların tamamı verildiğinde yazar.
  12. Harflerin/rakamların noktalarla sunulduğu çalışmada harfleri/rakamları yazar.
  13. Harflerin/rakamların sadece üç nokta ile sunulduğu çalışmalarda harfleri/rakamları yazar.
  14. Harflerin/rakamların sadece başlangıç noktaları verildiğinde harfleri/rakamları yazar.
  15. Harflerin/rakamların bağımsız olarak yazar.
  16. Gördüğünü harfleri/rakamları yazar.
  17. Söylenen harfleri/rakamları yazar.
Burada hedefimiz somuttan soyuta, edinimden genellemeye, basitten karmaşığa bir yol izlemekti. Çocuklarımızın hem bilişsel hem de fiziksel gelişimini dikkate aldığımız bu basamaklarda ayrıca basamaklar boyunca ipucunun çekildiği bir süreç de ekledik, daha kapmalı bir hal almış oldu.
...
Uygulamak isterseniz seve seve kopyalayarak kendi okulunuzda, sınıfınızda uygulayabilirsiniz. 
Umarım fikir veren bir yazı olmuştur. Haftaya görüşmek üzere, iyi çalışmalar.