Herkese güzel bir haftadan merhabalar. Bu hafta yine, özel eğitim sürecinde sıkça duyulan ve kullanılan kavramları açıkladığım yazılarımdan birine yer vermek istedim.
Çocuklarımın performans kayıtlarını tuttuğum ve ailelerde bulunmasını istediğim defterlerde sıklıkla "Başlangıç Değerlendirme", "Öğretim Oturumu", "Öğretim Sonu Değerlendirmesi" gibi kavramlar kullanırım. Bu kavramları "BD", "ÖO", "ÖS" olarak kısaltarak yazarım. Her defterimde bu işleyiş söz konusudur. Defterlerin başına da hangi kısaltma neyi temsil ediyor diye eklesem de daha ayrıntılı şekilde konuşmak ve yazmak çoğu zaman mümkün olmaz. İşte şimdi ben de bu kavramları açıklayarak hem blog okuyucularına hem de velilerime açıklama yapmış olacağım. Kârlı bir yazı olacak benim için.
...
Her öğretmen sınıfa girdiğinde çocuğunun sınıfa ısınmasını sağladıktan sonra derse başlar ve önceki derste öğrenilenlerin ne kadarının bugüne geldiğini ölçümler. Bunu, öğretmenler kullandıkları öğretim yöntemlerine göre not alır ve uygularlar. Her dersin başında yapılan bu yoklama oturumlarına "Başlangıç Değerlendirmesi" denir.
Burada hedefimiz; çocuğumuzun daha önce çalışılan beceriyi öğrenip öğrenmediğini, hatırlayıp hatırlamadığını ortaya koymaktır.
Burada yönergeyi sunuyoruz ve herhangi bir dönüt vermeden çocuğumuzun tepkisini not alıyoruz. Örneğin: "Haydi ellerini yıka." dedik ve gözlemlemeye başladık. Kıyafetinin kollarını yukarı çekti, musluğu açtı, ellerini ıslattı, sabun aldı, sabunu tam durulamadan musluğu kapattı ve ellerini kuruladı. Burada ellerini durulama içeren basamağa eksi koyuyoruz ve herhangi bir müdahalede bulunmuyoruz.
Örneğin BD) + + - - 2/4 ise ölçüt karşılanmadığı için basamak/beceri tekrar çalışılır. Ölçütümüz genellikle %75'tir. Bu yüzde karşılanmadığında ölçüt karşılanmamış olur ve beceri öğrenilmemiştir. Bu nedenle yeniden çalışılmalıdır.
Fakat BD) + + - + 3/4 şeklinde bir ölçüt alınmışsa ölçüt karşılanmış demektir ve bir üst basamağa geçilebilir ya da becerinin kalıcılığını alma basamağına geçilebilir. Burada; bir deneme neden bu kadar önemli, diye sorabilirsiniz. Her yoklama oturumunda en az dört deneme alınır ki çocuğumuzun beceriyi bilip bilmediği net şekilde ortaya konsun ve şans faktörü ortadan kaldırılsın. (Tek ve çok fırsat konusuna girmiyorum.)
Başlangıç değerlendirmesinden çıkan sonuca göre de derste hedeflenen beceri belirlenmiş olur. Örneğin mor kavramının altıncı basamağında ölçütü karşılayan bir çocuk ile o ders mor kavramının yedinci basamağı çalışılmalıdır. Ancak ölçüt karşılanmadıysa altıncı basamak yeniden öğretilmelidir. İşte bu öğretimlerin yapıldığı oturumlar, denemeler ise "öğretim oturumu" olarak nitelendirilir.
Öğretim oturumunda, öğretmen, çocuğuna uygun olarak seçtiği öğretim yöntemi ile öğretimini yapar ve öğrenmenin oluşmasını hedefler. Öğretim oturumlarında temel hedef ölçüm yapmak değil öğretmektir.
Defterimde de genelde öğretim oturumlarının karşısında şöyle yazar ÖO) (Sİ) (Sİ) + (Sİ) 1/4 . Burada birinci, ikinci ve son deneme sözel ipucu ile yapılmışken, üçüncü deneme bağımsız olarak yapılmıştır. Bu dört deneme sonrası çocuğumuzda öğrenme olduğunu söylemek pek mümkün değil, çünkü ölçütü karşılamadı.
Öğretim oturumlarında yazanlar, çocuğumuzun öğrenme hızını ve öğrenme şeklini de gösterir. Örneğin bir beceriyi önce fiziksel yardımla yaparken bir deneme sonra sözel ipucuna geçebilen bir çocuk hızlı öğreniyor demektir. Bir beceriyi model olma ile yapabilirken bir anda fiziksel yardıma geçen bir çocukta da o öğretim yöntemi işe yaramıyor demektir. Bu gibi çıkarımlar bu notlarla alınabilmektedir.
Öğretiminizi yaptınız ve dersi sonlandırmak üzeresiniz. İşte, son kez alınan ve dersteki öğrenme durumunu ölçen yoklama oturumuna da "Öğretim Sonu Değerlendirmesi" diyoruz.
Öğretim sonu değerlendirmesinin temel hedefi; yapılan öğretim oturumunun ne kadar başarılı olup olmadığını görmek ve çocuğun öğretim sonrası performansını kaydetmektir.
Bu oturumda da herhangi bir dönüt vermeden çocuğumuzun tepkilerini not alıyoruz ve dersi sonlandırıyoruz. Örneğin on kelimeli cümlede kim sorusuna okuduğunu anlayarak cevap verme becerisini çalıştık ve öğretim oturumunu bitirdik. En az dört deneme alarak bu becerinin ne kadar öğrenildiğini belirleyerek dersi öyle sonlandırıyoruz.
Örneğin ÖS) + - - - 1/4 ölçütü veriyorsa çocuğumuz beceriyi öğrenmedi demektir. Hemen bu beceri ile ilgili bir ödev vermek doğru tercih olabilir. Ya da ÖS) - + + + 3/4 ölçütü verildiyse ölçüt karşılanmıştır ve çocuğumuz öğretim oturumunda çalışılan beceriyi öğrenmiştir. İşte o zaman değmeyin keyfimize!
Sayfanın başındaki fotoğrafta ise ders sonrası kırmızı kalemle önemli ölçütlerin dikkat çekildiği bir ders defteri var. Benim kullandığım bir ders defterim.
- Burada çocuğum, etkinlik tamamlama becerisinde 4/7 ölçüt ile "-" aldı ve bu beceri yeniden çalışılacak.
- Etkileşimli kitap okuma etkinliğinde ise buraya yazmasam da 10 kelimeli cümle içeren kitapları dinlemesi hedefim ve "+" alınmış bile.
- Nesnelerin resimlerini ayırt etme becerisinde ise beşinci grup nesneleri iki seçenek arasından ayırt etmesini istedim başlangıçta, ancak çocuğum; öğretim oturumu yapmaya gerek kalmadan, iki basamak birden ilerledi ve ben de öğretim oturumu almadım.
- Kırmızı kavramında da sekizinci basamaktan dokuzuncu basamağa geçtiğini seçebiliyorsunuzdur.
- Üç heceli kelime taklidinde ise ölçüt vermediği için öğretimimi yapıp ardından öğretim sonu değerlendirmemi aldım.
- Ayrıca ders boyunca işlevsel kullandığı kelime, ses ve cümleleri de not alarak dil ve konuşmanın ifade edici kısmında ne durumda görmüş oldum. Benim bir derslik sayfam bundan ibaret.
- Bu defter sayfası başka bir öğretmen çocuğumu derse aldığında ya da aileye fotoğrafını çekip yolladığımda, dersin her dakikasında ne olduğunu herkesin bilmesini sağlıyor. Şeffaf ve daha bilimsel bir süreç yaşamama en büyük yardımcı bu sistem. (Biz Hemdem Özel Eğitim'de bütün öğretmenler bu sistemi kullanıyoruz, mis gibi oluyor.)
Umarım sizler için ilgi çeken ve özel eğitimle ilgili yeni fikirler ve soru işaretleri sunan bir yazı olmuştur. Şimdiden kolaylıklar diliyorum, sevgiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder