25 Mart 2019 Pazartesi

Özel Eğitimde Okuduğunu Anlama Becerisi



Merhabalar. Son dönemde çeşitli sosyal paylaşım sitelerinde okuduğunu anlama çalışmalarımı sık sık paylaşınca aldığım sorulardan biri de "Okuduğunu anlama becerisini nasıl basamaklandırıyorsunuz?" oldu. En yoğun sorulan soru bu olunca ben de oturup bir miktar çalıştım ve birkaç farklı bakış açısı ile sizlere okuduğunu anlama becerisinin beceri analizini yaptım.
Hadi başlayalım.
...
Okuduğunu anlama becerisi hem okuma becerisini, hem okuma hızını, hem okuduğunu zihnindeki şemalarla birleştirmeyi hem de anladığını sözel ya da yazılı olarak ifade etmeyi içine alan bir süreç aslında. Bu nedenle okuduğunu anlama çalışmadan önce şu önkoşul becerileri çalıştığınızdan ve çocuğunuzun edindiğinden emin olmanız gerekir:

  • Metinleri okuma
  • Söylenen metinleri yazma
  • Okuma hızının yaşıtları ile benzer performansta olması
  • Dinlediğini anlama
  • Dinlediği metinle ilgili sorulara sözel olarak yanıt verme
  • Dinlediği metinle ilgili yazılı sorulara yazılı olarak yanıt verme
  • Kendini sözel olarak ifade etme
  • Kendini yazılı olarak ifade etme
Tabi daha temel beceriler de söz konusu. Burada benim önerim daha temel ve duyusal olan kısımları ergoterapistlerin çalışmalarının doğru olacağı yönünde. Örneğin organizasyon, dikkatini sürdürebilme, dikkatini toplayabilme, seçici dikkat, beş dakika konuşabilecek kadar nefes alma ve verme döngüsünü sağlıklı sürdürebilme gibi beceriler bir özel eğitimci tarafından değil de bir ergoterapist tarafından çalışılsa daha değerli ve işlevsel olur bence.

Bu önkoşul becerilerin ardından okuduğunu anlama çalışmaya karar verdiniz. (Burada büyükçe bir parantez açmak istiyorum. Okuma yazma becerileri okuduğunu anlamayı da içinde barındıran önemli becerilerden biri. Okuma yazma çalışmaya başladığınız andan itibaren okuduğunu anlamayı da desteklemeniz gerekmekte. Okuma bitti, şimdi yazma, yazma bitti şimdi okuduğunu anlama diye bir uygulama yok. Hepsini birlikte koordineli şekilde destelemek çok çok önemli.) Burada önemli olan beceri analizini yaparken neyi dikkate aldığınız. Okuduğunuz metnin uzunluğu mu, sorunun içeriği mi, çocuğunuzun dikkat süresi mi, çocuğunuzun bildiği kelimeler mi vs. Burada beceri analizinin niteliğini belirlemiş oluyorsunuz. Ben ise size bu soruların tamamına cevap verecek beceri analizleri sunmak istiyorum. Unutmayın, bunlar sadece öneri, siz kendi çocuğunuz ile bu basamakları değiştirerek kullanabilir ya da uygunsa olduğu gibi kullanabilirsiniz.
  • Okuma metninin uzunluğuna göre: Burada ben kendi yazdığım metinleri sıklıkla kullanıyorum. Her bir metin üç, beş, on diye devam eden bir sıralamada metinlere sahip oluyor ve çalışmam daha kolay oluyor. Böylece okuduğunu anlama çalışmam için her seferinde ayrı ayrı metinler taramama gerek kalmıyor.
    1. Üç kelimelik bir metne ilişkin sözlü/yazılı olarak sorulan sorulara, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
    2. Beş kelimelik bir metne ilişkin sözlü/yazılı olarak sorulan sorulara, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
    3. On kelimelik bir metne ilişkin sözlü/yazılı olarak sorulan sorulara, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
    4. Yirmi kelimelik bir metne ilişkin sözlü/yazılı olarak sorulan sorulara, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
    5. Elli kelimelik bir metne ilişkin sözlü/yazılı olarak sorulan sorulara, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
    6. Kelime sayısı fark etmeksizin sunulan bir metne ilişkin sözlü/yazılı olarak sorulan sorulara, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  • Soru içeriğine göre: Burada basamaklandırmayı yaparken soru kelimelerinin edinim sırasını kullandım. Önce "Ne?" sorusunu cevaplamayı öğrenen bireyler en son zihin kuramı gerektiren soruları yanıtlıyorlar. Ben de bu nedenle bu şekilde bir sıralama yaptım.
    1. Sunulan metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Ne?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
    2. Sunulan metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Kim?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
    3. Sunulan metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Nerede?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
    4. Sunulan metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Ne zaman?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
    5. Sunulan metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Hangisi?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
    6. Sunulan metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Nasıl?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
    7. Sunulan metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Neden?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
    8. Sunulan metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Sen olsan ne yapardın?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  • Okuma süresine göre: Çocuğunuzun okuma hızı ve dikkat süresi konusunda desteklenmesi gerekiyorsa bu basamaklandırma daha kullanışlı olacaktır.
    1. Okuma süresi 15 saniye olan bir metin sunulduğunda bu metinle ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan sorulara, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
    2. Okuma süresi 30 saniye olan bir metin sunulduğunda bu metinle ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan sorulara, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
    3. Okuma süresi 1 dakika olan bir metin sunulduğunda bu metinle ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan sorulara, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
    4. Okuma süresi 3 dakika olan bir metin sunulduğunda bu metinle ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan sorulara, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
    5. Okuma süresi 5 dakika olan bir metin sunulduğunda bu metinle ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan sorulara, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
    6. Okuma süresi fark etmeksizin bir metin sunulduğunda bu metinle ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan sorulara, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  • Bilinmeyen kelime sayısına göre: Burada benim yürüttüğüm mantık %35'ten fazla bilmediği kelime olduğunda bağlamdan anlamı çıkaramayacak olmaları oldu. Bağlamdan anlam çıkarmakta zorlanmayacakları bir kelime sayısına dek bu basamaklandırma kullanılabilir.
    1. Öğrencinin bilmediği kelimenin bulunmadığı bir metin öğrenciye sunulduğunda bu metinle ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan sorulara, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
    2. Öğrencinin bilmediği kelime sayısının, yazının %5'ini oluşturduğu bir metin öğrenciye sunulduğunda bu metinle ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan sorulara, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir. (Örneğin 50 kelimenin 2 ya da 3 kelimesi.)
    3. Öğrencinin bilmediği kelime sayısının, yazının %10'unu oluşturduğu bir metin öğrenciye sunulduğunda bu metinle ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan sorulara, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir. (Örneğin 50 kelimenin 5 kelimesi.)
    4. Öğrencinin bilmediği kelime sayısının, yazının %25'ini oluşturduğu bir metin öğrenciye sunulduğunda bu metinle ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan sorulara, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.(Örneğin 50 kelimenin 12 ya da 13 kelimesi.)
    5. Öğrencinin bilmediği kelime sayısının, yazının %35'ini oluşturduğu bir metin öğrenciye sunulduğunda bu metinle ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan sorulara, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir. (Örneğin 50 kelimenin 17 ya da 18 kelimesi.)
Şimdi soracaksınız ki hem soru cümlesi hem de okuma metni uzunluğuna göre basamaklandırmayı nasıl yapacağım?! Ben de şu örneği vereceğim ama tek tek okumak için sabır gerektiğini biliyor olacağım. Buyurun:
  1. Sunulan 3 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Ne?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  2. Sunulan 5 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Ne?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  3. Sunulan 10 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Ne?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  4. Sunulan 25 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Ne?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  5. Sunulan 50 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Ne?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  6. Sunulan 3 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Kim?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  7. Sunulan 5 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Kim?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  8. Sunulan 10 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Kim?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  9. Sunulan 25 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Kim?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  10. Sunulan 50 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Kim?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  11. Sunulan 3 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Nerede?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  12. Sunulan 5 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Nerede?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  13. Sunulan 10 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Nerede?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  14. Sunulan 25 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Nerede?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  15. Sunulan 50 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Nerede?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  16. Sunulan 3 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Ne zaman?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  17. Sunulan 5 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Ne zaman?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  18. Sunulan 10 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Ne zaman?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  19. Sunulan 25 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Ne zaman?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  20. Sunulan 50 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Ne zaman?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  21. Sunulan 3 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Hangisi?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  22. Sunulan 5 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Hangisi?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  23. Sunulan 10 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Hangisi?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  24. Sunulan 25 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Hangisi?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  25. Sunulan 50 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Hangisi?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  26. Sunulan 3 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Nasıl?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  27. Sunulan 5 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Nasıl?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  28. Sunulan 10 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Nasıl?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  29. Sunulan 25 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Nasıl?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  30. Sunulan 50 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Nasıl?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  31. Sunulan 3 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Neden?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  32. Sunulan 5 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Neden?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  33. Sunulan 10 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Neden?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  34. Sunulan 25 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Neden?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  35. Sunulan 50 kelimeli metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Neden?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  36. Sunulan 3 kelimelik metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Sen olsan ne yapardın?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  37. Sunulan 5 kelimelik metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Sen olsan ne yapardın?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  38. Sunulan 10 kelimelik metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Sen olsan ne yapardın?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  39. Sunulan 25 kelimelik metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Sen olsan ne yapardın?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
  40. Sunulan 50 kelimelik metin ile ilgili sözlü/yazılı olarak sorulan "Sen olsan ne yapardın?" sorusuna, dört denemenin üçünde, en az üç oturum üst üste, sözlü/yazılı olarak yanıt verir.
Sanırım bu beceri analizi işini keyifle yaptığım için işimi seviyorum.

Bu yazım biraz daha teknik olsa da kullanmaya başladığınızda aslında tamamen uygulama ile ilgili olduğunu göreceksiniz. Sorularınız ve görüşleriniz olursa bana nerelerden ulaşacağınızı artık çok iyi biliyorsunuz. Haftaya görüşmek üzere, sevgilerimle.

21 Mart 2019 Perşembe

Sağlık Kurul Raporu Ne İşe Yarıyor?



Merhabalar. Son üç haftadır daha çok uygulamada karşılaştığınız temel sorunları içine alan yazılar yazmaya çalışıyorum. Bu sorunları bir kurum idarecisi olarak uygulamada ben de yaşıyorum ancak yaşadığımız en temel problem; bürokratik süreçlerin aileler tarafından bilinmemesi ve bu süreçleri çocuklarının devam ettikleri özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinin kontrolüne bırakmaları. Bürokratik süreci öğrenmek oldukça önemli çünkü her sene yenilenen bu süreç sizin hayat kalitenizi, çocuğunuzun eğitim yaşantısını, aldığınız sosyal destekleri etkiliyor. Öte yandan bu bürokratik süreç öğrenci velisinin görevidir çünkü rehabilitasyon merkezlerine devlet tarafından verilmiş böyle bir sorumluluk yoktur. Çeşitli kurumların nüfusunu arttırmak için bu şekilde hizmetler vermesi de sorgulanması gereken bir durumdur. Bu konular çok başka ve biraz da "hassas" konular. Hadi asıl konumuza dönelim.
...
Yetkili hastanelerden aldığımız Sağlık Kurulu Raporu ne işe yarar?
  1. Öncelikle çocuğunuzun ayrıntılı şekilde tıbbi muayeneden geçmesini sağlar. Her açıdan çocuğunuzun muayene edilmesi olası hastalıklarla, var olan rahatsızlıklarla ilgili bilgi almanızı sağlar.
  2. Çeşitli ilaçların ücretinin ödenmesi için bu raporun olması gerekmektedir. Bu rapor ile yurt dışından gelen, yüksek ücretli ilaçların ücretlerinin tamamı ya da bir kısmı devlet tarafından ödenir. Bu sosyal bir haktır.
  3. Bulunduğunuz şehrin belediyesinin sunduğu imkanlara göre elektrik, su, doğalgaz faturalarında belirli oranlarda indirim uygulanmaktadır. Bu bilgi kentten kente değişmektedir. Bu nedenle bağlı bulunduğunuz belediyeye sorarak bu haklarınızı öğrenebilirsiniz.
  4. Bazı belediyeler özel gereksinimli bireylerin ailelerine ve kendilerine yardımcı olmak için evlere temizlik, bakım, onarım gibi hizmetler sunmaktadırlar. Örneğin Ankara Büyükşehir Belediyesi özel gereksinimli bireylerin evlerine ayda bir temizlik için yardımcı eleman göndermektedir. Bu bilgileri yine bağlı bulunduğunuz belediyeden öğrenebilirsiniz.
  5. Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde, Fizik Tedavi Merkezlerinde devletin önceden belirlediği miktarda özel seans alabilmeniz için bu rapor gereklidir. Bu rapor ile başvuracağınız Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinden alacağınız rapor ile belirli bir süre içerisinde belirli sayıda seans alabiliyorsunuz. Sağlık kurulu raporunuz olmadan bu kurumlardan ücretsiz seans almanız mümkün olmuyor.
  6. "Engelli maaşı"na başvuru için belirli bir oradan yetersizliğinizin ya da çocuğunuzun yetersizliğinin olması gerekir. Bu maaşı almak adına başvuru yapabilmek için bu rapora ihtiyacınız vardır.
  7. "Özürlü Kartı" denen bir sisteme başvurmanızı sağlar. Bu kartı aldığınızda birçok topluma açık mekanda, hastanede önceliğiniz olacaktır. Bu kart gelir vergisi indirimi, seyahat etmek için alınan biletlerde %40 indirim, sinema ya da tiyatrolarda belirli miktarda indirimler sağlamaktadır.
  8. Kamu kurumlarına "engelli memur" alımlarında bu raporu sunmak gerekmektedir. Bu rapor ile "engelli memur" kadrolarına başvurulabilmektedir.
  9. Cihaz, destek üniteleri, materyal temini konusunda da bu rapor çeşitli imkanlar sunmaktadır. Ödemenin tamamı ya da bir kısmı devlet tarafından yapılmaktadır.
  10. Özel kuruluşların sosyal ya da maddi desteklerinden yararlanmak için yine bu rapora ihtiyaç duyulmaktadır.
Gördüğünüz gibi desteklerin çoğunluğu maddi desteklerken biraz daha sosyalleşmek adına destekler sınırlı olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle öğretmenlerin aileleri, ailelerin kendi kendilerini sosyalleşme konusunda motive etmeleri, araştırmalar yapmaları çok önemli. Bu yazının sonunda bunu önermeden geçemezdim.

Haftaya görüşmek üzere, sevgilerimle.

11 Mart 2019 Pazartesi

Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Seçerken Dikkat Etmemiz Gerekenler



Merhabalar. Geçen hafta yazdığım yazının ardından, yazdığımı sandığım yazımı aslında yazmadığımı fark ederek hemen kolları sıvadım ve bu yazıyı hazırladım.
Öncelikle belirtmem gerekir ki bu yazıyı hazırlarken kaynakça olarak kendi deneyimlerimi, yaptığım öğretmen ve aile görüşmelerini, yüksek lisans sürecim boyunca görüştüğüm akademisyenlerden aldığım bilgileri gösteriyorum.

Çocuğunun tanı aldığı ilk dönemlerde aileler neyi, nasıl düşüneceklerini, en doğrusunun ne olduğunu belirlemekte biraz zorlanabiliyorlar. Özellikle en önemli karar olan okul seçimi, en çok hata yapılan konu olarak karşımıza çıkıyor. Burada kötü/iyi okul karşılaştırması yapmak amacında değilim. Her okulun olumlu ve olumsuz yanları her birey için farklı olabilir. Her bireyin ihtiyacına cevap verebilecek okul niteliği farklıdır, bu nitelikleri doğru eşleştirmenin sağlanması amacıyla bu yazıyı yazıyorum.

  1. En önemli konu öğretmenler: Çocuğunuz ile sürecin en başından en sonuna dek ilgilenecek olan kişi öğretmeniniz, fizyoterapistiniz, ergoterapistiniz ya da dil ve konuşma terapistiniz olacaktır. Bu nedenle çocuğunuza en önemli katkıyı sağlayacak olan öğretmen en önemli konudur. Mutlaka kurumda çalışan öğretmenlerin mezuniyet derecelerini, alanlarını öğrenerek kaydınızı yaptırmanız gerekir.
    Önlisans ya da lise mezunu bir bireyin seanslara birebir girme hakkı yoktur bu nedenle dikkatli olunması gerekir. Özellikle küçük yaş dönemindeki bireyler için, sertifikalı özel eğitim öğretmeni yerine mutlaka alan mezunu bir özel eğitim öğretmeni ile çalışın. Maalesef özel eğitim sektörünün durumu sebebiyle; sertifikalı öğretmenlerle çalışmayan kurum neredeyse kalmadı ancak alan mezunu özel eğitim öğretmeni olan kurumları seçmekte fayda var.
    Öğretmenlerin mezuniyet yılından çok kurumdaki öğretmen sirkülasyonunu öğrenmeye çalışın. Sık sık öğretmen değişiyor mu bunu öğrenmek önemli. Genç bir öğretmen ya da yaşlı bir öğretmen ayrımı yapmak mantıklı bir adım değildir ancak durmadan değişen öğretmen kadrosunu tercih etmemek doğru bir adımdır.
    Buna ek olarak öğretmeninizle tanışmanız, ondan aldığınız enerjiyi değerlendirmeniz, öğretmenin üslubunun sizin için anlaşılır olup olmaması ve çocuğunuzun öğretmen ile ilk iletişiminin olumlu olması da önemlidir.
  2. Okulun fiziki durumu ve çocuğunuzun ihtiyacının eşleşmesi: Örneğin çocuğunuz büyük yaş grubunda olan ve fiziksel yetersizliğe sahip bir bireyse düz girişi olan, bütün özbakım becerilerini tek başına yapabilmesini sağlayan aparatları, cihazları bulunan bir okul tercih etmeniz çok önemli.
    Özellikle son dönemde sıkça üzerinde durulan güvenlik konusu da dikkat edilmesi gereken bir konu. Okulun kapılarının konumu, kapılarında güvenlik olup olmaması, kapıların emniyetli olup olmaması, pencerelerde önlem alınıp alınmamasına dikkat ederek kurumunuzu seçmeniz gerekir.
  3. Eğitimci bir kurum müdürü: Bu madde yüksek lisans sürecimde hocalarımın üzerinde oldukça sık durdukları bir konuydu, bu nedenle ekliyorum. Yöneticisi eğitimci olan kurumların daha çok eğitsel bakış açısına sahip oldukları, bu kapsamda adımları daha çok attıkları, birey odaklı çalışmalar yaptıkları düşüncesi hakim akademik çevrede. Ben de etrafıma bakınca aynı durumun söz konusu olduğunu söyleyebilirim. Bu nedenle eğitimci  ve her zaman ulaşabileceğiniz bir kurum müdürü olması oldukça önemli.
  4. Kapsamlı bir eğitim sunma kapasitesi: Günümüzde birçok eğitim programı sertifikası neredeyse peynir ekmek gibi dağıtılırken benim vurgulamak istediğim nokta çok program sunan okulları tercih etmemiz değil. Asıl nokta doğru öğretim yöntemlerini ve tekniklerini kullanabilen uzman kadronun kapsamlı eğitim sunması.
    Çoğu aile çocuklarının sadece konuşmasına, yürümesine odaklanabilir. Bu da hatanın en büyüğünü yapmalarına sebep olur: Gelişimi bir bütün olarak desteklememe. Gelişimin bir bütün olarak desteklenmesi önemli bir noktadır çünkü herhangi bir alanın dahi geriden gelmesi bütün alanları olumsuz etkileyebilmektedir. Bu nedenle bir kuruma gittiğinizde alınan değerlendirmede size her bir beceri alanıyla ilgili dönüt verilmiyorsa dikkatli düşünmekte fayda var.
  5. Aile rehberliği: Kurumlarda psikologlar aile rehberliği yapmak ve bütün bir kurumun psikolojik durumlarını değerlendirmek, desteklemek için bulunurlar. Bu nedenle aile rehberliği veren, desteklerde bulunan psikologların çalıştığı kurumları tercih etmekte fayda var. Açık açık sormak en güzeli "Kurum psikoloğunuz aile rehberliği veriyor mu?" sorunun cevabı evet ise "Bu ay hangi konuyu işliyor?/Hangi konuda rehberlik veriyor?" işte bu sorular sahiden aile rehberliğinin olup olmadığını anlamak için ideal olacaktır.
    Rehberlik almak sizin hakkınız, unutmayın.
  6. Kurumun nüfusu: Maalesef ülkemizde kalabalık okul iyi okuldur algısı mevcut. Ancak kendi yaşadığım süreçler sonrasında gördüm ki ne kadar az o kadar öz. Mahallenizdeki diğer çocuklar o merkeze gidiyor diye kalabalık bir merkeze gidip çocuğunuzun daha az kaliteli bir eğitim almasına sebep olmak doğru bir adım değildir. Şu bir gerçektir ki okulun nüfusu arttıkça kalite düşer, bunun aksini iddia etmek imkansızdır. Şöyle düşünün haftada 10 çocuk gören öğretmen mi daha yeterlidir 50 çocuk gören mi?
    Okulda herkesin birbirini tanıdığı, öğretmenler arası iletişim kurabilecek kadar kalabalık olan, nüfusu az kurumları tercih etmek daha doğru bir adım olacaktır.
  7. Kurumda bulunan diğer yetersizliğe sahip bireylerin profili: Burada sözüm "Sizin çocuğunuzda öğrenme güçlüğü var, otizmli çocuk görmemeli çocuğunuz. Psikolojisi bozulur." diyenlere.
    Farklılıklara saygı küçük yaşlardan edinilen bir beceridir. Bu beceri için en güzel fırsat ise çocuklarımızın yan yana ders almalarıdır. Bu nedenle çocuğunuzun yetersizlik türü ile kurumun ağırlıklı yetersizlik türünün farklı olmasına bakmaksızın, kurum sizin isteklerinizi karşılayan bir kurumsa kayıt yaptırabilirsiniz.
    Burada okulun giderek belirli bir alanda uzmanlaşması ve çocuğunuz için yetersiz kalması durumunu ihmal etmemeli. Örneğin bir okul işitme yetersizliği konusunda uzman kadro ile donatılmıştır ve çocuğunuzun görme yetersizliği vardır, burada kriterlerinizi karşılasa da kayıt yaptırmamanız daha doğru olacaktır.
  8. Kurum şeffaflığı: Şeffaflıktan kastım gelir gider durumu, kurum içi dinamikler vs. değil. Şeffaflık öğretmenlerin özgeçmişlerinin paylaşılması, kurumda uygulanan programların paylaşılması, değerlendirme sonrası bilginin aileye uzun uzun ve ücretsiz verilmesi gibi noktalar. Bu noktalar sağlanmıyorsa, her adımda bir ücret ödemek durumunda bırakılıyorsanız diğer kriterleri yeniden gözden geçirmekte fayda var.
  9. Sosyal etkinlikler: Rehabilitasyon merkezleri genellikle dışarıya kapalı ve sıklıkla sadece sınıflarda ders yapılan kurumlar haline geldi. Bu nedenle sık sosyal etkinlik yapan, sık sık sınıf dışında dersler yapan kurumları tercih etmenizi öneririm. Kast ettiğim şey bir piknik organizasyonu da olabilir bahçede bir seanslık ders de...
  10. Kurum ile eviniz arasındaki mesafe/ulaşım: Ben prensip olarak şundan yanayım: Araba ile çocuğumun okula ulaşımı yarım saatten fazla sürüyorsa oradan aldığı eğitimin işlevsel olamayacağını düşünüyorum. Okula ulaşmak için yol yorgunluğu çekmek, eve ulaşmak için yol yorgunluğu çekmek çok da keyifli değil. Ders öncesi ve sonrası yorulan çocuk, derste kendini hem zihinsel hem fiziksel olarak yormak istemeyecektir. Bu nedenle evinize ne kadar yakın o kadar iyi. Ancak evinize yakın diye diğer kriterleri görmezden gelmemek de önemli.
  11. İlk görüşme: Şimdi minik ipuçları zamanı:
    • Randevu verilmesi önemli. Görüşme esnasında "Gelin bakalım bakarız." gibi bir üslup varsa gitmeyin bile diyebilirim. Bir saat verilmesi ve görüşülecek olan kişinin kim olduğunun net olması önemli.
    • İlk görüşmeyi sizinle kim yapıyor, önemli. Kurum müdürü ise bu olumlu bir durumdur; ancak o seanslık öğretmenin boş olması sebebiyle öğretmen sizinle görüşüyorsa bu sıkıntılı bir durumdur. Bu, şu demektir: Programımız yok, denk geldi, oldu. Bu nedenle kiminle randevulaşıyorsanız onunla görüşmelisiniz.
    • Görüşmede sıklıkla eğitsel konular görüşülüyor mu buna dikkat edin. Daha çok ilaç, diyet, takviye gibi konular konuşuluyorsa siz eğitimle ilgili konulara girin ve bilgi alın.
    • Görüşmeye gitmeden önce okulu internetten, biliyor olabilecek kişilerden araştırın ve sorular hazırlayın.
    • Aklınızdaki her soruyu not alarak gidin, bu soruların her birini ayrı ayrı sorun. Sizin için önemli olan soruların cevaplarını ayrıca not alın. Bunlar karar verme sürecinizde çok önemli.
    • Okulu gezin, tuvaletlerini kullanın, olumsuz bir durum ile karşılaşırsanız sorun  ve nedenini öğrenin. O anlık bir tuvalet kirliliği mi yoksa hep mi böyle bilin. Temiz bir okul çok önemlidir. Bu temizlik özenin ve ilginin göstergesidir.
    • Buna ek olarak sınıflarda ders yapıldığı belli oluyor mu görün.Panolar dolu mu, duvarlarda çocukların ürünleri var mı, "sınıf kokusu" var mı bakın.
    • Okulu gezerken seanslar sürüyorsa sınıflardan gelen seslere dikkat edin. Sinirli, asabi ya da fazla yorulmuş öğretmen sesleri duyarsanız durumu tekrar sorgulayın.
    • "Bedava", "ücretsiz" kelimelerine odaklanmayın. Bedava masaj çocuğunuza hiçbir şey katmayabilir ama "aile rehberliği" size çok şey katar bunu unutmayın.
    • İlk görüşmeye çocuğunuz olmadan gidin, okul içinize sinerse ikinci görüşmeye değerlendirme amaçlı çocuğunuz ile gidin. Değerlendirme sonucuna ve çocuğunuzun kurumdaki durumuna göre kararınızı verin.
Ben bir özel gereksinimli birey annesi olsam mutlaka bu kriterleri ayrı ayrı değerlendirir ve kuruma öyle kayıt yaptırırdım. Çünkü rehabilitasyon merkezleri erken yaşlarda eğitim alabildiğiniz tek kurum olma özelliğinde. İlerleyen dönemde kaynaştırma süreci başlasa dahi, çocuğunuzun destek eğitim aldığı kurum olmaya devam edecek bu kurumlar. İyi bir kurum bulduğunuzda ömürlük bir destek bulduğunuzu düşünebilirsiniz. Çocuğunuz mezun olsa dahi sizi destekleyen bir yerin olması sizce de harika olmaz mı?
Umarım sizler için yararlı bir yazı olmuştur. Fikir veren ve yeni bilgiye ulaşmayı heveslendiren bir yazı olması için elimden geleni yaptım.
Haftaya görüşmek üzere. Sevgilerimle.