Merhabalar. Bu hafta Hemdem Özel Eğitim'de, tam 5 kere deprem tatbikatı gerçekleştirdik. Bazı çocuklarımız bir, bazı çocuklarımız iki kez bu tatbikatlarda yer aldı. Bu yazımda, bu süreçte neler yaşadığımı ve gözlemlerimi sizlerle paylaşmak istedim.
...
4 Şubat 2020 Pazartesi günü acil durum çantasının içerisindeki malzemeleri almak üzere Ankara'da yer alan Anafartalar Çarşısı'na gittim. Burada, alışverişim boyunca çevredeki insanların ve esnafların depremi ciddiye almadıklarını ve başlarına gelmeyeceğini düşündüklerini fark ettim. Hatta "Abla sen nerede yaşıyorsun?!", "Abla Allah sana sabır versin?!" ve hatta "Abla burası Ankara, burada öyle şey olmaz!" cümleleri duydum. Herkesin bana "abla" demesi dışında depremi yadsımaları da ortak noktalarıydı. Oysaki deprem ülkemizin gerçeği, hazırlıklı olalım diye bütün iletişim araçları çırpınırken...
...
Biz acil durum çantalarını ve güvenli bölgeleri hazırlayıp tatbikatı öyle başlattık. Her sınıfta güvenli bir alan ve acil durum çantası var artık.
Çocuklarımızın performansını şu şekilde özetleyebilirim:
- Simli, renkli bantlarla belirlediğimiz güvenli alanı çoğu çocuğumuz fark etti ancak önemini anlamadı.
- Buna ek olarak deprem çantasının içindeki malzemeleri çoğu biliyordu ancak acil durumda ne için kullanılacağı hakkında soru işaretleri vardı.
- Güvenli bölgede cenin pozisyonuna gelip hayat üçgeni oluşturma egzersizi yaparken gördük ki çocuklarımızın çoğunluğu (bedensel yetersizliği olan çocuklarımızın dışındakiler de) çömelmekte ve dizlerini karınlarına çekmekte zorlandılar. Genellikle öğretmenlerinin fiziksel yardımına ihtiyaç duydular.
- Kimi çocuklarımız ise ellerini enselerine koymakta zorlandı. Bu, aslında en temel hareketlerden biriyken çocuklarımızın spor alışkanlıkları, bedensel sağlıkları açısından bana soru işaretleri sundu. Kaldı ki biz çoğu çocuğumuz ile spor yapan ve egzersiz programları oluşturan bir okul olarak bu performansı gördük, hiç spor yapılmayan merkezlerde durum daha da kötü olabilir.
- Tatbikat sırasında çoğu çocuğumuz alarmı fark etti ancak alarmı duyar duymaz güvenli bölgeye gitmesi gerektiği bilgisini öğretmeninden alınca o bölgeye gitti. Burada güvenlik becerileri yazımda bahsettiğim "yönerge almadan harekete geçmeme" durumunu gördük. Acil bir durumda öğretmeninden yönerge almadan da kendini koruması gerektiğini ayırt etmeli çocuklarımız.
Bir de ağır düzeyde yetersizliği olan çocuklarımız konusunda bizim yaşadığımız çaresizlik vardı tabi. Büyük yaş grubunda olup, fiziksel yardım uygulayamayacağımız çocuklarımızın denemelerinde, öğretmenlerimiz kendileri güvenli alana gidip çocuklarını orada bırakmak durumunda kaldı. Olası bir deprem durumunda bu yine böyle mi olur bilemiyorum ancak bu konuda nasıl bir önlem almamız gerektiği hakkında okumalar yapmaya başladım bile. Bana önerecek, biz bunu uyguluyoruz diyebilecek bir uzman arkadaşımız çıkarsa; önerisini seve seve okulda uygulamak isteriz.
...
Unutmayalım, deprem bir gerçek. Yaşadığımız şehir, bina düşündüğümüzden daha fazla güvenli olsa dahi deprem yokmuş gibi yaşamamak en doğrusu.
Biz üç ayda bir çocuklarımız ile tatbikat yaparak acil durumlarda daha sakin, serin kanlı ve uyumlu bireyler olmaları için çabalayacağız. Bu gerçek ile yaşamaya ancak bu şekilde alışabiliriz.
Buradan; evlerinde acil durum çantası, güvenli alan gibi konuları çalışan ailelerime sonsuz teşekkürler.
...
Haftaya yeni bir konu ile görüşmek üzere.
Kalemine sağlık kıymetli öğretmenim...
YanıtlaSilÇok teşekkürler.
Sil