Merhabalar. Bu hafta çok sorgulamadığımız, sosyal medyada videolarına denk geldiğimizde kimi zaman "Ayy!" diyerek acıma duygusuyla geçtiğimiz kimi zaman bizi ağlatan; özel gereksinimli bireylerin düğünleri, kına geceleri, askerlik için yemin etme ya da sünnet seremonilerinden bahsedeceğim.
Bu konu aklıma düştüğünden bu yana birçok tarama yaptım, birlikte çalıştığım arkadaşlarımdan görüş aldım, deneyimine güvendiğim uzmanlardan görüşler aldım ve sizler için bu yazıyı hazırladım.
...
Burada atıfta bulunacağım dört uzman olacak. Birinci uzman deneyimine çok güvendiğim, senelerdir özel gereksinimli bireylerle çalışan bir klinik psikolog, ismini yazımda kullanmamamı rica ettiği için ismini veremiyorum; yazıda o isimden "Deneyimli Kaynağım" diye bahsetmem umarım tuhaf olmaz. Diğer uzmanlar ise okulda birlikte çalıştığımız Psikolog Mustafa Gürcan, Çocuk Gelişimci İpek Akkaya ve Fizyoterapist Yaren Ayhan.
...
Düğün davetiyesi almamın hemen ardından elimin altındaki kaynakları, bilgisayarımdaki doküman arşivimi ve nihayetinde internetteki bilimsel çalışmaların bulunduğu arşivleri birer birer taradım. Karşıma spesifik olarak bu konularla ilgilenmiş bir çalışma çıkmadı, daha uzun bir araştırma yapsam bulacağımı düşünüyorum.
Bulduğum kaynaklar genellikle cinsel sağlık, toplumsal uyum becerileri ve cinsellik eğitimi ile ilgiliydi ancak "seremoni" kısmına değinen çok yoktu.
Bu nedenle farklı kaynaklara yöneldim.
...
Öğretmen arkadaşlarım ile her çarşamba yaptığımız toplantının ardından bu konuyu tartıştık. Arkadaşlarımın görüşleri kısaca şu şekildeydi:
Psikolog Mustafa Gürcan, bu tür seremonileri net şekilde yadsımak yerine ailenin, özel gereksinimli bireyin ihtiyaçları üzerinde durdu. Yani özel gereksinimli birey bir duruş olarak "Ben askere gitmek istiyorum. Bu nedenle de özel gereksinimli bireylerin yaptığı, bir günlük temsili askerlik seremonisine katılacağım." gibi bir tutum sergilerse bu seremoniye katılmasında herhangi bir sakınca olmadığını savundu. Ancak özel gereksinimli bireyin herhangi bir ihtiyacı, güdüsü olmadan sadece ailenin toplumsal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, özel gereksinimli bireyin böyle bir sürece maruz bırakılmasının taciz olarak nitelendirilebileceğini belirtti. Yani Mustafa Hocam için önemli olan bireyin ve ailenin farkındalığı, ihtiyaçları.
Çocuk Gelişimci İpek Akkaya ise, gelişimsel bir bakış açısı ile özel gereksinimli bireyin gelişim görevinin ne olduğunu sorguladı. Yani özel gereksinimli bireyin gelişim görevi evlenmek ise evlenmesinde herhangi bir sakınca olmadığını belirtti. Burada mühim olan, özel gereksinimli bireyin bu gelişim görevlerine hazır olması, başarmayı istemesi ve ailesinin de onun desteklemesi.
Son olarak Fizyoterapist Yaren Ayhan ise net şekilde bu tür seremonileri desteklemediğini ve bireylerin gelişiminden ziyade ailelerin ihtiyaçlarının odak alındığını düşündüğünü belirtti.
...
Bu bilgilerin ardından deneyimli kaynağım ile bir telefon görüşmesi yaptık. Bu görüşme benim için oldukça ufuk açıcı oldu. Kaynağım şu şekilde bilgi verdi (Cümleleri not alabildiğim kadarıyla, kendi kelimelerim ile aktarıyorum.):
- Özel gereksinimli bireyin algılamadığı, duygusal olarak hedeflemediği, hayatında fark yaratmayacak ancak yetişkinlerin ihtiyaçlarını karşılamak için organize edilen bu tür seremoniler, duygusal bir istismardır.
- Özel gereksinimli bireylerde, hedefi çoğunlukla yetişkin belirler ve bu hedeflerin kimin için olduğunu yetişkinin doğru belirlemesi gerekir. Bu tür seremonilerin, birey için mi aile için mi olduğu oldukça önemli bir nokta.
- Bu tür seremonilerde bireyin rızası olmadan bir de maddi kazanç elde edilmesi, olayı farklı bir boyuta taşımaktadır. Bu, özel gereksinimli bireyin özel gereksinimini pazarlamaya kadar varan, iyi niyetli gibi görünse de altında daha olumsuz durumların yattığı bir durum. Ayrıca konuşmakta fayda var.
- Özel gereksinimli bireyin yaşam hedeflerinde bu seremonilerin (evlenme, mezuniyet, askere gitme) olup olmadığı da önemli. Özel gereksinimli birey başka doyum kaynakları bularak bu hedeflerin olmamasını ödünleyebilir, sağlıklı olan budur. Ancak bu ödünleme sırasında, özel gereksinimli bireyi bir seremoniye dahil etmek duygusal gelişimi açısından zorlayıcı ve birçok psikopatolojik duruma sebep olacak bir durumdur.
- Temsili askerlikte yaşam şekli değişirken, evlilik gibi seremoniler sonrasında bireylerin yaşam şekli değişir. Damatsız/gelinsiz düğün gibi seremoniler sonrasında bir değişiklik olmasını beklemiyoruz ve bu değişiklik olmaması yine aynı psikolojik sorunlara sebep olabiliyor.
Kısaca bütün görüşmelerim, tartışmalarım ve araştırmalarım sonucunda şöyle özet bir bilgi sunabilirim: Özel gereksinimli bireylerin yaşam hedeflerinde olan seremoniler dışında, bireyin gelişim görevlerine uygun olmayan seremonilere bireyleri dahil etmek tacizin farklı bir boyutudur. Burada ailelerin bilinçli bir şekilde bu sürece yön vermeleri gerekmektedir.
...
Şimdiden güzel bir 2020 bekliyorum. Görüşmek üzere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder