Fotoğraf, geçtiğimiz yaz çocuklarımın dil ve konuşma becerileri çalıştığım bir balkon etkinliğinden. Çamaşır sererek eğlendiğimiz nesne resmi isimlendirme etkinliği. |
Güzeller güzeli, tupturuncu, Cumhuriyetimizin doksanbeşinci yılını kutladığımız bu güzel haftadan günaydın ve merhabalar.
Bu hafta konum; ailelerimizin çokça suistimal edildiği, ağzı olanın konuştuğu, bütün bu bilgi kirliliğine karşın hassas bir nokta olan "dil ve konuşma becerilerini destekleyebilen uzman"lar.
...
Bildiğiniz gibi; dil ve konuşma gelişimi, özel gereksinimli bireylerin erken yaşlardan itibaren desteklenmesi gereken önemli gelişim alanlarından biri. Bu alanda, çeşitli kurum ve kuruluşlarda çalışmakta olan, farklı prensiplerden gelen uzmanlar söz konusu. Bu uzmanlar dil ve konuşma terapistleri, özel eğitim öğretmenleri, odyologlar, çocuk gelişimi uzmanları ve okul öncesi öğretmenleridir. (Farkındaysanız sertifikalı sınıf öğretmenlerini ve psikologları dahil etmedim. Sertifikaya bakış açımı biliyorsunuz. Psikologların ise adı üzerine psikolog olmaları sebebiyle buraya eklemiyorum.) Peki kimin yetki alanı, neresi? Kimler, nerelerde çalışır? Kimler, hangi becerileri çalışabilir? Bu yazımda size, bu soruları yanıtlamak üzere çeşitli üniversitelerin, bölümlerinden mezun ettikleri kişileri tanımlama biçimlerini sunacağım.
...
Öncelikle dil ve konuşma terapistlerine bakalım: Biruni Üniversitesi "Dil ve konuşma terapistleri dil, konuşma, iletişim ve/veya yutma bozuklukları olan çeşitli yaşlardaki kişilerin gereksinimlerini değerlendirir ve yaşam kalitelerini arttırmaya yönelik destekleyici terapi hizmetleri sunarlar. " diyor. Burada benim gözüme çarpan şu: Çocuklarımızı, özel gereksinimli bireyleri ayrı tutan bir tanım yok. Dil ve konuşma becerilerinde sınırlılık yaşayan her bireye terapi uygulamaktan bahsediliyor. Altını çiziyorum; terapi, ders değil.
Buradan yola çıkarak dil ve konuşma terapistlerinin özel gereksinimli çocuklarla yapacakları çalışmaları şöyle sınırlandırmak mümkün:
- Her bireye
- Her dil ve konuşma sınırlılığı yaşayan bireye
- Değerlendirme
- Terapi, ders değil.
Odyologlara bakalım: Biruni Üniversitesi "İşitme, dil, konuşma ve denge bozukluklarının toplumsal olarak önlenmesi, bireysel olarak hastalıkların tanınması ve tedavisini sağlar." diyor. Dil ve Konuşma Terapistlerinden çok uzak bir tanım değil. O zaman neden bu branşa gerek var diye sorarken Üsküdar Üniversitesi'nin açıklamasına bakalım: "Odyoloji, işitme ve denge bozukluklarının öncelikle önlenmesi, gerçekleştikten sonra ise tanılanması ve rehabilitasyonu ile ilgilenen bir bilim dalıdır. Odyoloji biliminin en temel hedefi işitme ve denge kayıplarının en erken dönemde tespit edilerek gerekli durumlarda uygun rehabilitatif yaklaşımın bir an önce sergilenmesini sağlamaktır. Bölüm mezunlarına Odyolog unvanı verilmektedir. Odyologlar eğitim ve bilgileri kapsamında işitme ve denge bozukluklarını belirleme, rehabilitasyon kapsamında uygun işitme cihazı, koklear implant, yardımcı dinleme cihazlarını uygulama, takibini üstlenerek gerekli durumlarda özellikle bebek ve çocuklarda işitsel eğitim yaklaşımları ile bireylerin rehabilitasyonunu gerçekleştiren kişilerdir." Burada ise Dil ve Konuşma Terapistlerinden ayıran önemli bir nokta var: İşitme engelli bireyler odak noktada.
Buradan yola çıkarak odyologların özel gereksinimli çocuklarla yapacakları çalışmaları şöyle sınırlandırmak mümkün:
- İşitme ve denge bozuklukları olan bireylere
- Hastalık tanılama, önleme ve tedavi etme
- Rehabilite etme, yine ders değil.
Özel eğitim öğretmenlerinin durumuna bakalım: benim de mezunu olduğum Ankara Üniversitesi; "Özel Eğitim Bölümü, Özel gereksinimli çocukların ve ailelerinin gereksinimlerini karşılamak üzere çocuklar, aileler, öğretmenler ve yöneticilerle çalışacak olan “özel eğitimciler” yetiştirmekte olup Lisansüstü düzeyde de eğitim vererek alana katkı sağlamaktadır." diyor. Bu üniversitede, iletişim becerilerinin gelişimi ve desteklenmesi konusunda seçmeli ve zorunlu olmak üzere 6 adet ders verilmektedir. Gazi Üniversitesi "Bu anabilim dalının özel eğitim öğretmeni yetiştirme programı yetersizlikten etkilenmiş çocukların eğitim ve öğretim hizmetlerini sağlayacak öğretmen yetiştirmeye odaklanmıştır." diyor. Burada ise eğitim vurgusu yapılıyor.
Buradan yola çıkarak özel eğitim öğretmenlerinin, özel gereksinimli çocuklarla yapacakları çalışmaları şöyle sınırlandırmak mümkün:
- Terapi değil, eğitim
- Dil ve konuşma becerilerini eğitimle destekleme, öğretme
- Bütün engel alanlarına.
Çocuk gelişimcilere bakacak olursak; Hacettepe Üniversitesi; "Çocuk Gelişimi Bölümü, 0-18 yaşlar arasındaki normal gelişim gösteren, özel gereksinimi olan, korunmaya muhtaç (normal/özel gereksinimli kurumda yaşayan, çalışan, mülteci ve suça itilmiş çocuklar) ve hastanede yatan çocukların tüm gelişim alanlarını (zihinsel, dil, motor, öz bakım, sosyal ve duygusal) destekleyici programlar geliştirmenin yanında çocuğa, aileye, profesyonellere ve topluma hizmet sunan çocuk gelişimcisi yetiştirmek ve çocuk gelişimi alanında bilimsel çalışmalar yapmak amacıyla kurulmuştur." diyor. Oldukça geniş kapsamlı ve net bir ifade, ne dersiniz?
Buradan yola çıkarak çocuk gelişimcilerin özel gereksinimli çocuklarla yapacakları çalışmaları şöyle sınırlandırmak mümkün:
- 0-18 yaş arasındaki her bireye
- Destekleyici programlar oluşturmak
Okul öncesi öğretmenleri için ODTÜ "Okul Öncesi Öğretmenliği program mezunlarının uzmanlık alanı 0-6 yaş arası çocukların eğitimidir." diyor. 9 Eylül Üniversitesi ise sitesinde Okul Öncesi Öğretmenleri'nin bölümlerinin öğrencilerine kazandırdıkları becerileri şöyle sıralıyor: "Okul öncesi eğitim çağındaki çocukların eğitimini destekleyecek fen, matematik gibi farklı, temel bilim alanlarını bilme ve bu alanlarda etkinlik tasarlayabilme, Okul öncesi eğitim çağındaki çocukların müzik, edebiyat, resim, spor, dans gibi farklı alanlardaki yeterliliklerini tanıyıp bunları geliştirecek uygun ortamları hazırlama, Okul öncesi çağdaki çocukların ailelerinin özelliklerini, beslenme, sağlık ve eğitim alanlarındaki ihtiyaçlarını bilme, Okul öncesi eğitim çerçevesinde çocuğu, aileyi ve okulu/öğretmenleri destekleyecek materyal ve eğitim programları hazırlama, uygulama ve bilişim araçları ile iletişim teknolojilerini kullanma becerisine sahip olma.".
Buradan yola çıkarak okul öncesi öğretmenlerinin, özel gereksinimli çocuklarla yapacakları çalışmaları şöyle sınırlandırmak mümkün:
- 0-6 yaş arası çocuklarla çalışma
- Çocukları değerlendirebilme
- Materyal tasarlama
- Eğitim
Bütün bu bilgiler ışında genel bir çerçeve çizecek olursak:
- Okul öncesi öğretmenleri 0-6 yaş, Çocuk Gelişimciler 0-18 yaş aralığındaki bireylerden sorumludurlar.
- Dil ve konuşma terapistleri, dil ve konuşma sınırlılığı olan her bireye terapi vermekle sorumludurlar.
- Odyologlar işitme yetersizliği ve denge problemleri olan bireylere tedavi hizmetleri sunmakla sorumludurlar.
- Özel eğitim öğretmenler, okul öncesi öğretmenleri eğitim verirlerken; odyologlar, dil ve konuşma terapistleri terapi yaparlar.
Bu bilgi sizin ne işinize yarayacak?
- İşitme kaybı olmamasına rağmen Down Sendromlu çocuğunuzun seansına odyolog girdiğinde karşı çıkmanıza,
- on iki yaşındaki öğrenme güçlüğü tanılı çocuğunuzun dil ve konuşma becerilerinin desteklendiği seanslarına okul öncesi öğretmeninin dahil olmasına karşı çıkmanıza,
- artikülasyon problemleri yaşayan otizmli çocuğunuzun seanslarında özel eğitim öğretmeninizin terapi verdiğini iddia etmesine karşı çıkmanıza,
- çocuğunuzu otizmli olduğu için seansa almayı reddeden dil ve konuşma terapistlerine karşı çıkmanıza,
- ve daha nice suistimale karşı çıkmanıza fayda sağlayacak.
Yanlış bir bilgi vermiş isem, kaynaklarımı yanlış yorumlamış isem uzman arkadaşlarımdan öneri, eleştiri ve düzeltmeler bekliyorum. Böylelikle elbirliği ile ailelerimizin bilinçlenmesine katkı sunmuş oluruz. Sevgilerimle.